Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Botoksa ara verildiğinde yüz çöker mi, kırışıklıklar hızla geri döner mi? İşte uzman görüşleriyle botoks hakkında en doğru bilgiler.
Pürüzsüz ve ışıldayan bir cilde ulaşmak için bugüne kadar hiç bu kadar fazla minimal invaziv tedavi seçeneği yoktu. Ancak tüm bu seçenekler arasında botoks, ister cilde tazelik katmak, ister ince çizgilerin yerleşmesini önlemek, isterse de yaşlanmanın ilk işaretlerini hafifletmek amacıyla olsun, hâlâ birçok kişi için vazgeçilmez bir tercih olmaya devam ediyor. Birleşik Krallık’ta her yıl yaklaşık 900.000 botoks enjeksiyonu uygulanıyor.
Bu kalıcı popülaritesine rağmen, botoksla ilgili akıllarda hâlâ önemli sorular var. En çok merak edilen ise şu: Botoksa ara verildiğinde ne olur? Yüz birden çöker mi? Yaşlanma belirtileri hızlanarak geri mi döner?
Bu sorulara en iyi yanıt verebilecek isimlerden biri, deneyimli cerrah, uluslararası eğitmen ve estetik tıp alanında konuşmacı olan Dr. Olga Ludewig. Çünkü kendisi, uzun bir aradan sonra botoks bırakıldığında ciltte ve vücutta neler olduğunu çok iyi biliyor ve bu durumun, insanların sandığı kadar dramatik gelişmediğini net bir şekilde açıklıyor.
İnsanların botoks yaptırmaya ara vermesinin birkaç nedeni olabilir: Hamilelik, kişisel kaygılar ya da yıllarca düzenli yaptırdıktan sonra, bir süre uzak kalmak istemeleri. Dr. Ludewig bu konuda şunları söylüyor: “Tıbbi açıdan bakıldığında, ara verilmesi yalnızca hamilelik, emzirme dönemi veya belirli sağlık sorunları gibi durumlarda gerekir. Onun dışında, bu tamamen kişisel bir seçimdir.”
Botoksu bırakınca kırışıklıkların daha da kötüleşeceğine dair inanç, en büyük yanlışlardan biridir. Dr. Ludewig bu efsaneyi net bir şekilde çürütüyor: “Bu doğru değil. Botoks uygulanan kaslar zamanla daha az aktifleşir ve zayıflar ama yüz birden bire içe çökmez.”
Aslında düzenli botoks yaptıran kişiler, uzun vadede daha az derin kırışıklığa sahip olur ve tedaviye ara verseler bile ciltleri daha canlı ve genç görünebilir. Amerikan Dermatoloji Akademisi Dergisi’nde yayımlanan bir araştırma da bunu doğruluyor: Botoks tedavisi sonlandırıldıktan aylar sonra bile, tedavi görmeyen kişilere kıyasla kırışıklıklar daha az belirgin kalıyor.
Botoksun bağımlılık yaptığına dair inanış da oldukça yaygın. Ancak Dr. Ludewig’in bu konudaki cevabı kesin: “Botulinum toksini kimyasal olarak bağımlılık yapmaz. Merkezi sinir sistemini etkilemez, tolerans oluşturmaz ve yoksunluk belirtileri yaratmaz.”
Ona göre “bağımlılığın” tek ihtimali psikolojik tarafta yatıyor. Yani, aynada kusursuzluğu arama isteği bitmek bilmeyen bir döngüye dönüşebilir. Dr. Ludewig bu noktada şu hatırlatmayı yapıyor: “Unutmamalıyız ki hiçbirimiz kusursuz değiliz ve bu da gayet güzel bir şey.”
Pek çok kişi ilk ince çizgileri fark ettiğinde Botoks yaptırmaya başlar ve aslında erken başlamanın avantajları vardır. Mimik çizgileri henüz oturmadan yapılan uygulamalar, ileride derin kırışıklıkların oluşma riskini azaltır. Daha geç yaşta başlayanlarda ise botoks çizgileri hafifletir, ancak bazı derin çizgiler daha belirgin kalabilir.
Dr. Ludewig’e göre: “Daha geç yaşta başlasanız ve sonradan bıraksanız bile, cildiniz genel olarak daha az yıpranmış olur ve yine de faydasını görürsünüz. Hangi yaşta başlarsanız başlayın, bu cildinize yapılmış bir yatırım gibidir.”
Botoks yalnızca kırışıklıkları hafifletmek için kullanılmaz. Araştırmalar, yağ bezlerini düzenleyerek gözeneklerin küçülmesine ve cildin daha az yağ üretmesine de yardımcı olabileceğini gösteriyor. Kanada’da yapılan bir çalışma, cilt içine yapılan enjeksiyonların ardından sebum üretiminde belirgin bir azalma olduğunu ortaya koydu. Dr. Ludewig bu konuda şöyle diyor: “Cilt daha az yağlı, daha pürüzsüz ve daha eşit tonda görünüyor.”
Üstelik uzun bir ara verilse bile, botoksun sağladığı faydalar tamamen kaybolmaz. Azalmış kas hareketi, cildin daha az mekanik stres yaşaması anlamına gelir; bu da derin kırışıklıkların önlenmesine destek olur. Dr. Ludewig bunu şöyle açıklıyor: “Botoks doğrudan cilt elastikiyetini değiştirmez, fakat dolaylı yoldan cilt yapısına olumlu katkı sağlar.”
Elbette, farkın en belirgin olduğu yer, uygulamanın yapıldığı bölgedir. Örneğin, alın ve kaş arasındaki çizgiler daha hızlı geri dönme eğilimindedir; çünkü bu bölgelerde mimik kasları çok aktif çalışır. Ancak göz çevresinde etki genellikle daha yumuşaktır.
Sonuçta, botoks bırakıldığında cildin nasıl görüneceği, uygulama tekniğiyle doğrudan bağlantılıdır. Dr. Ludewig bu noktayı özellikle vurguluyor: “Doğal sonuç her şeydir.”
Eğer bir uygulayıcı fazla doz kullanırsa, ifade çizgilerinin dönüşü âniden ve keskin olabilir. Ancak tedaviler kişiye özel ve ölçülü şekilde yapılırsa, bırakmak yalnızca doğal yüz ifadelerinizin yavaş yavaş geri dönmesi anlamına gelir.