Backstage: ANATOLIA by Özgür Masur

Özgür Masur, Cumhuriyetimizin 100. yılını, Anadolu’nun eşsiz entelektüel mirasının mimarı kadınlardan ilham aldığı, yeni ANATOLIA by ÖZGÜR MASUR koleksiyonuyla kutluyor. Dünyanın en mistik topraklarına saygı duruşu niteliğindeki 100 parçalık koleksiyon, 26 Ekim Perşembe akşamı, Tersane İstanbul’ da 100 mankenin podyuma çıktığı defilede sunuldu. Defilenin kulisinde bir araya geldiğimiz Masur bu koleksiyonun kendisi için önemini Vogue Türkiye’ye “ANATOLIA by ÖZGÜR MASUR koleksiyonum mesleki hayatımdaki en önemli projelerinden ve en anlamlı projelerinden biriydi.Bu projeyi istediğim ve ifade ettiğim ve insanlara geçen duygusunun benimsenmesi bu noktada beni en mutlu eden durum. Kendi adıma anlatmak istediğim kavramsal detaylarım beni de besleyen ve özümseyen bir noktaya taşıdı.İzleyicilerimi destek veren bütün herkese çok teşekkür ederim.” sözleriyle anlatıyor.

Anadolu medeniyetlerinden ilham alan formları Özgür Masur evreninde içselleştirerek, birçok sanat akımından referans alan tasarımcı, yeni koleksiyonunu Türkiye’nin dört bir yanındaki kadın enstitülerinde gerçekleştirdiği üç yıllık araştırma süreci ardından tamamladı. Anadolu'nun geleneksel üretim tekniklerini ve kumaşlarını güncel formlarla buluşturarak, kadınların bu mirasa kattığı değeri vurgulayan tasarımcı, koleksiyonda Anadolu tarihinin ötesine, medeniyetler arası 100 yıllık bir yolculuğa çıkarken, Cumhuriyetimizin bu özel yılına atıfta bulunuyor. Masur, her bir işleme detayını toplumsal bir hikâye ile bağdaştırıyor, Anadolu kültürüne ait büyüleyici parçalara hayat veriyor. Makrome, iğne oyası, tel kırma gibi Anadolu’ya ait nüanslar, cesur ve iddialı el işçiliğiyle, Özgür Masur imzasını gözler önüne seriyor. Tamamı bu topraklarda geliştirilen işleme teknikleri ile yine bu toprakların yetiştirdiği zanaatkarlarla üretilen koleksiyon, coğrafyaya özgü eşarp bağlama, halı dokuma ve çini deseni ile bütünleşerek dikkatleri üstüne çekiyor.

Anatolia koleksiyonunu yaşamış olduğu ülkeye bir armağan olarak tanımlayan Masur; ‘’Bu benim ikinci imza koleksiyonum ve bu süreçte kendi DNA’mın peşine düştüm. Anatolia ile kadınlarımızı onurlandıran bir koleksiyon ortaya koymaya ve bu topraklarda gizlenen hikayeleri kadının perspektifinden anlatmaya özen gösterdim. Bu topraklardaki her birey gibi bunu yaparken ben de cesaretimi Cumhuriyetimizden aldım. İşte bu yüzden sadece yüz yıllık değil, yüz parçalık bir hikâyeye dönüştü. Ben koşullar ne olursa olsun kadının gücünü kutlamaktan vazgeçmeyeceğim, çünkü Cumhuriyet sınırsız, sonsuz ve koşulsuz düşünmeyi beraberinde getirir.” diyor.