Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
İyi filmlere ve sürükleyici dizilere doyacağımız bir ay var önümüzde, hazır mıyız?
2022’de yayınlanan ilk sezonuyla En İyi Animasyon dizisi dalında Emmy ödülünün sahibi olan Arcane ikinci sezonuyla 9 Kasım’da geri dönecek. Netflix’te yayınlanan dizi gerçekten doyulmayan bir seyir deneyimi bir de üstüne şahane bir hikaye ve karakterlerle tanıştırmıştı bizi.
Henüz Türkiye’den rahatça izleme imkanımız olmasa da bahsetmeden geçemeyeceğim bir dizimiz var: Bad Sisters. Apple Tv’de yayınlanan bu kara komedide İrlandalı dört kız kardeşin feci, rezalet ve iğrenç bir insan olan eniştelerini öldürme planlarını izliyoruz ilk sezonda. Daha ilk sahneden amaçlarına ulaşmış olduklarını da biliyoruz, fakat ne kimin, ne de nasıl yapmış olabileceğini sezon boyunca merakla izliyoruz. Aslen bir Belçika dizisi olan Bad Sisters’ı Apple TV’ye uyarlayan da televizyonun en yetenekli kadınlarından, aynı zamanda da dizinin başrol oyuncularından Sharon Horgan.
Dune: Prophecy! BluTV’de yayınlanacak olan dizi bizi Dune evrenine geri götürüyor. Denis Villeneuve’ün iki filminde cereyan eden olaylardan tam 10 bin yıl önceye, iki Harkonnen kız kardeşin, daha sonra Bene Gesserit olarak bilinecek bu güçlü ve gizemli tarikatın temellerini atmalarına gidiyor altı bölümlük dizi. Başrollerde her zaman çok iyi performanslarını izlediğimiz Emily Watson’ın yanı sıra, Mark Strong, Olivia Williams ve Vikings’den hatırlayabileceğiniz Travis Fimmel bulunuyorlar.
Yılın üzerine en çok konuştuğumuz filmleri: Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye’yi kazanan Anora, Venedik’ten Altın Aslan’la dönen The Room Next Door (Yandaki Oda) ve yine Cannes’da En İyi Senaryo ödülünün sahibi olan Substance (Cevher, Türkçe başlığı o kadar yerinde ki!) aynı gün vizyona giriyorlar.
Fotoğraf: Iglesias Más / El Deseo
Pedro Almodovar’ın The Room Next Door’unda Tilda Swinton ve Julianne Moore biri ölüm döşeğinde olan iki eski dostun, yıllar sonra birbirlerinin hayatına yeniden girmelerini anlatıyor. Bu iki kadının her bir parçasına sahip olmayı isteyeceğiniz gardıropları da filmin bahsedilmeden geçilmeyecek taraflarından! Tar, Cristobal Balenciaga ve Mulan gibi filmlerle hem güncel hem de tarihi yapımlarda etkinliğini kanıtlamış kostüm tasarımcısı Bina Daigeler’le birlikte inşa ettikleri bu görsel şenlik Almodovar’ın renklerle kurduğu ilişkiyi de bir kez daha gözler önüne seriyor.
Florida Project, Tangerine ve Red Rocket ile tanıdığımız Sean Baker’ın son filmi Anora, Brooklyn’de yaşayan erotik dansçı Anora (performansıyla Oscar’a gösterileceğinden emin olduğum Mikey Madison), çalıştığı striptiz kulübünde Rus bir oligarkın oğlu olan Vanya’yla tanışıp bir hafta sonra evleniyor ve ardındansa tamamı neredeyse bir gecede geçen bir koşturmaca başlıyor. Pretty Woman’ın aslen çok daha karanlık bir senaryosu olduğunu, sonradan böyle romantik bir kurguyla karşımıza çıktığını duymuşsunuzdur belki, işte bu film sanki tam da o orijinal senaryoyu günümüze uyarlamış gibi.
Televizyon için yıllarca bir aerobik programı sunan Elizabeth Sparkle (Demi Moore) ilerleyen yaşından ötürü işine son verileceğini ve yerine daha genç bir versiyonunun getireleceğini öğrenir. Bunun üzerine “The Substance” isimli bir işlemden haberdar olur ve kontrolü eline alır, ya da aldığını sanır. Fransız yönetmen Coralie Fargeat’ın body horror türündeki filmi, günümüz güzellik standartlarını ve kadınların bu uğurda ne kadar ileri gidebileceklerini ya da gitmek zorunda bırakıldıklarını sorguluyor. Cevher 31 Ekim itibariyle Mubi’de de gösterime açıldı.
Fotoğraf: Paramount Pictures
Normal People’da tanıştığımızdan beri yıldızı her geçen gün biraz daha parlayan Paul Mescal, Ridley Scott’ın yeni Gladyatör’ü. 2000 yapımı filmin devamında Mescal’in yanı sıra, açıkçası varlığı belki daha bile heyecan verici olarak Pedro Pascal, ayrıca Denzel Washington ve Joseph Quinn de rol alıyorlar. Mescal filmde Commodus’un (Joaquin Phonenix) yeğeni Lucius rolünde, ilk filmde onu daha küçük bir çocukken ölümden kurtaran Maximus’un öcünü almak için Kolezyuma geri dönüyor ve Roma İmparatorluğunu eski ihtişamlı günlerine kavuşturmaya and içiyor. 15 Kasım’da vizyonda.
Korku ve gerilim severler için çok iyi bir deneyim sunacak olan Heretic (Sapkın) ise 6 Kasım’da vizyona giriyor. Son yıllarda romantik komedilerin şaşkın ve sempatik aşığı rollerini bize unutturmak için çabalayan Hugh Grant’ın, gaddar ve şeytani Bay Reed’i canlandırdığı filmdeki performansı övgülere doymuyor. Evine gelen iki misyoner kızı çok misafirperver bir şekilde karşılayan bu adam daha sonra onları kapısını çaldıklarına pişman ediyor.
Bu ay aynı zamanda, Altın Portakal’da En İyi Film ödülünü kazanan Nadim Güç’ün yönettiği ve senaryosunu Erdi Işık’ın yazdığı Mukadderat (29 Kasım); Broadway’de yıllardır kapalı gişe oynamaya devam eden, başrollerinde Ariana Grande ve Cynthia Erivo’nun yanı sıra Jonathan Bailey, Michelle Yeoh, Bowen Yang gibi isimlerin yer aldıkları sinema filmi Wicked (22 Kasım); şahane animasyonu ve doğa dostu hikayesiyle ilkini 2016’da izlediğimiz Moana’nın devam filmi Moana 2 (29 Kasım) ve Alonso Ruizpalacios’un New York’un en turistik bölgelerinden birindeki bir restoranın mutfağında yaşananları aktardığı, uzun süresine rağmen dinamizmini son anına dek kaybetmeyen filmi La Cocina, Mutfak (29 Kasım) da sinemada izleyeceğimiz filmler arasında bulunuyor.