Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Orta Çağ’dan fırlamış gibi upuzun sivri burunlu ayakkabılar geri döndü.
Bazen gardıroplar sessiz bir başkaldırının sahnesi olur. Zamansız klasiklerin arasına aniden sızan absürt, iddialı ve hatta “Bu gerçekten giyilir mi?” dedirten parçalar, modanın radikal dönemlerinin habercisidir.
Moda dünyasında hiçbir şey tamamen yeni değil; her adım geçmişin izlerini taşır. Son dönemde podyumları ve sokak modasını kasıp kavuran uzun burunlu ayakkabılar, yalnızca estetik bir tercih değil, aynı zamanda tarihsel bir geri dönüş. İşte tam da böyle bir an yaşıyoruz: upuzun sivri burunlar geri döndü -hem de Orta Çağ’dan fırlamış gibi. 2025-26 Sonbahar/Kış podyumlarında da tam olarak bu yaşandı. Alexander McQueen, Marc Jacobs, Acne Studios ve Saint Laurent gibi dev markalar, adeta Orta Çağ’dan fırlamış gibi duran uzun burunlu ayakkabılarla karşımıza çıktı. Aslında Orta Çağ Avrupası’nın ihtişamlı ve bir o kadar da absürt modası yeniden yorumlandı.
Fotoğraf: Marc Jacobs 2025 İlkbahar/Yaz - Vogue Runway
14. yy’da ortaya çıkan ve 15. yy’da zirveye ulaşan ayakkabının burnuna poulaine, tamamına ise cracow adı veriliyordu; o dönemin statü sembollerindendi. Ne kadar uzun, o kadar asil. Dönemin gençlerinin yaşama sevincini cesur kıyafetlerle kutladığı bir zamandı. Burun kısmı o denli uzatılıyordu ki, bazen zincirle dizlere bağlanıyor, yürümeyi bile zorlaştırıyordu. Bu ayakkabılar, aristokratların alt sınıflardan farklılaşma çabasının adeta bir moda silahıydı.
Poulaine’ların yükselişi tesadüf değildi. Dokuma teknolojisindeki gelişmeler, kıyafetlerde daha cesur kesimlere ve siluet oyunlarına olanak sağladı. Kıyafetler bedene daha yakın tasarlanırken, poulaine’lar bu hatları uzatarak bacakları olduğundan daha uzun ve dikkat çekici gösterdi.
Fotoğraf: Saint Laurent 2025-26 Sonbahar/Kış - Vogue Runway
Günümüzde ise benzer bir durum söz konusu. Sivri burunlu stilettolar; zarafetin, gücün ve biraz ukalalığın simgesi. Modaevleri bu nostaljik formu geleceğin malzemeleri ve postmodern tasarım diliyle harmanlayarak yeniden vitrine taşıdı. Alexander McQueen’in koleksiyonlarında yer alan metalik ve heykelsi stilettolar, Marc Jacobs’un abartılı siluetlerle oynadığı platformlu modelleri ya da Saint Laurent’in zarif çizgileri... Uzun burunlu ayakkabılara, her seferinde farklı bir anlam yüklense de ortak bir noktaları var, o da dikkat çekmek. Belki de bu yüzden sosyal medya çağında yeniden sahnede. Garip ve absürt olan artık sadece kabul görmüyor; trend belirliyor.
Poulaine’ler, modanın garip ayakkabılara olan takıntısında sıradaki durak olabilir. Kimilerine göre fazla iddialı, kimilerine göre ise tam da bu çağın ihtiyacı olan bir stil. Eğer bir gün sokakta poulaine görürseniz –ya da kendinizi bir çiftle vitrine bakarken yakalarsanız– bilin ki tarihin döngüsüne tanıklık ediyorsunuz. Ve evet, garip bakışlara hazır olun; bu ayakkabılar tam da bunun için var.
Fotoğraf: McQueen 2025-26 Sonbahar/Kış - Vogue Runway