Spor Giyim Yeni Lüks Oluyor

2010’lu yıllarda elinize bir Vogue aldığınızda, öğlenleri SOHO’da brunch yapan kadınların en lüks çantalarla ve 10 santimetrelik topuklu ayakkabılarla kahkaha atarken çekilmiş paparazzi fotoğraflarını görebilirdiniz. Zamanında bu kadınlar genellikle basın dünyasına Kardashian’lar ile yansırdı ve moda dünyasının şıklık kavramını şekillendirirlerdi. Bu lüks çantalar ve topuklu ayakkabılar, şıklık ve brunch kavramını bir araya getirirken ana konsept olarak “dünyadaki bütün zamana sahibim” duygusunu yansıtırdı. Siz hafta içi saat 11’de bugün ofise yemek getirmeyi unuttum diye düşünürken bu kadınlar için bir yaşam tarzı haline gelmiş olan gün içi buluşmaları, günümüzdeki “kendine vakit ayırma” konseptinde yeniden şekilleniyor.

Mobilite (Mobility) çalışmaları, sıcak yoga ve cycle dersleri… Genelde sabah 8 sularında yapılan bu dersler, TikTok gibi sosyal medya kanallarında gördüğümüz ve hayatlarının düzenli olduğunu bizlere ekrandan kanıtlayan internet kullanıcıları tarafından oldukça revaçta. Kullanıcılar, bu spor derslerine giydikleri kıyafetleri artık yalnızca 50 dakika boyunca süren bir derste değil, günü kalanında da giymeyi tercih ediyorlar. Yoga dersinden sonra en yakın arkadaşlarınızla bir kafede matcha latte içmek veya şehirde alışveriş için turlamak, artık zenginliğin bir göstergesi. Taytlar ve spor giyim kültürü, yeni neslin lüks kavramını yeniden şekillendiriyor. Geçmişte bir Kelly takmadığınızda veya Louboutin giymediğinizde yeteri kadar lüks sayılmayacağınız bir mekanda, artık yoga kıyafetlerinizle takdirle karşılanmanız olası. 

Fotoğraf: Getty Images

Lüks bir çanta veya topuklu ayakkabı yerine bir beyaz snekear, siyah sporcu sütyeni ve kot ceket sizi yeterince şık kategorisinde sınıflandırabilir. Çünkü bu kıyafetle, zamana kendi istediğiniz gibi şekil verdiğinizi kanıtlıyorsunuz. Hailey Bieber’ın siyah bir bandana, hırka ve yoga pantolonuyla kombinlediği terlikleriyle Pilates dersinden çıkarken elinde kahve ile görüntülenmesi, bu trendi benimsediğini gösteriyor.

Aynı zamanda lüks bir alışveriş yapmadan da bu görünüme sahip olabilme şansı, moda dünyasındaki sosyo-ekonomik dengelerin değiştiğini de yansıtıyor. Artık bazı kesimler tarafından logo giyinmek modası geçmiş bir kavram olarak kabul ediliyor. Ayrıca, bir ortama yalnızca lüks marka kıyafetlerlerinizi giyip gittiğinizde garip bakışlara maruz kalmanıza bile neden olabiliyor. Spor giyimin gündelik hayattaki yükselişi, gösterişin estetik bir görünümden uzak kaldığını ve kapsayıcı olmadığını belirtiyor. Bu değişim, yeni neslin lüks kıyafetler yerine zamanı bir zenginlik olarak görmeye başladıklarını işaret ediyor.

Z jenerasyonu, zenginliği rahatlıkla ve zamana istediği gibi şekil verme şansına sahip olmakla tanımlıyor. Kullanıcı alışkanlıklarının çok hızlı değiştiği bu toplumda, spor giyim artık yalnızca spor yapacağınız zaman dolabınızdan çıkardığınız bir alt-üst takım olmak yerine, kendine çoğu markanın lifestyle kıyafet kategorisinde yer buluyor. Markalar, sporun bir yaşam tarzı haline gelmesini yeni jenerasyonlarla benimsiyor. Çoğu spor markasının dünya çapında büyüme göstermesi, bu benimsemeye bir göz kırpıyor.