Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.


Markaların en klasik modelleri arşivlerden çıkarak modern gardıropların en karakteristik parçalarından biri hâline geldi.
Moda dünyasında her döngü bir hikaye anlatır. Bazıları hızlıca sahneden çekilir, bazıları ise geri döndüğünde yepyeni bir estetikle dönemin ruhunu tanımlar. Bugün şehir sokaklarına, podyum kulislerine ve kırmızı halı stiline nüfuz eden en güçlü geri dönüş, retro sneaker’ların yükselişiyle yaşanıyor. Adidas Samba’dan Nike Cortez’e, Puma Speedcat’ten Onitsuka Tiger Mexico 66’ya kadar onlarca klasik model, arşivlerden çıkarak modern gardıropların en karakteristik parçalarından biri hâline geldi.
Sneaker trendinin bugün ulaştığı kült seviyenin temelinde, beş yıl önce yapılan yaratıcı bir işbirliği yatıyor. Moda dünyasında entelektüel duruşu, antropolojik yaklaşımı ve zamansız estetik algısıyla öne çıkan Grace Wales Bonner —ki bugün Hermès’in erkek giyim kreatif direktörü— 1949’da üretilen Adidas Samba’yı yeniden yorumladığında sektörde adeta bir kırılma yaşandı.
Koleksiyon satışa çıkar çıkmaz tükendi. Tasarımcının dokunuşuyla Samba, sadece nostaljik bir spor ayakkabı olmaktan çıktı; sade lüksün, yüksek zevkin ve kültürel mirasın sembolüne dönüştü. Adidas da o gün şunu fark etti: Retro sneaker’lar sadece geri dönmüyor, yepyeni bir moda dilinin temelini oluşturuyordu.
Wales Bonner’ın başarısı sektörde adeta bir domino etkisi yarattı. Onun Samba’yı yeniden yorumlamasıyla birlikte markalar arşivlerine geri dönmeye başladı; uzun süredir unutulmuş ya da sadece belirli altkültürlerin radarında kalan modeller yeniden sahneye çıktı. Kimileri birebir yeniden üretildi, kimileri ise modernize edilerek bugünün temposuna uyum sağlayacak şekilde güncellendi.
Bu dönüşümün en dikkat çekici örneklerinden biri, Nike Cortez. 70’lerin hafif, yalın ve ikonik koşu ayakkabısı olarak tanınan Cortez; Hollywood nostaljisinden sokak kültürüne kadar uzanan geniş bir etki alanına sahip. Bugün yeniden yükselişte olmasının temel nedeni ise çok yönlülüğü. Hem vintage estetiğe ince bir gönderme yapıyor hem de şehir stiline şık bir duruş ekliyor.
Benzer bir yükseliş hikayesi de Nike Zoom Vomero 5’te görülüyor. 2010 yılında koşu dünyası için teknik bir model olarak tasarlanan Vomero 5, yıllar sonra beklenmedik bir şekilde moda haftalarının cool-girl üniformasına dönüştü. Ağ dokulu üst yapısı, yansıtıcı detayları ve konforlu tabanı sayesinde hem futuristik hem de nostaljik bir his yaratıyor.

Fotoğraf: Jennifer Aniston - Getty Images
Puma cephesinde ise Speedcat geri dönüşün yıldızlarından. 90’ların motorsporları kültürünü moda sahnesine taşıyan bu model, ince tabanı ve yere yakın siluetiyle uzun süredir sneaker dünyasında pek görülmeyen bir minimalizm sunuyor. Retro estetiği sportif bir incelikle birleştiren Speedcat, bu yılın en beklenmedik ama en etkili geri dönüşlerinden biri olarak öne çıkıyor.
Onitsuka Tiger Mexico 66 ise belki de tüm bu klasikler arasında en zamansız olanı. Neredeyse altmış yıldır stil tutkunlarının gözünden hiç düşmedi. Bugün yeniden global bir yükseliş yaşamasının sebebi, sadeliğinde saklı. Hem jean’lerle hem eteklerle kusursuz uyum sağlayan Mexico 66, modern şehir stiline geçmişten gelen sofistike bir denge katıyor.
Retro sneaker’ların geri dönüşü yalnızca bir moda döngüsü değil; günümüz tüketicisinin yaklaşımını yansıtan kolektif bir eğilim. Sessiz lüks çağında, gösterişli değil tanınır olan parçalar ilgi görüyor.
Yeni nesil, hızlı tüketim yerine hikayesi olan ürünleri tercih ediyor. Vintage estetiği, özellikle sokak modasında yeni bir rafineleşme yaratıyor. Bu nedenlerle retro sneaker’lar bugün sadece spor ayakkabı olarak değil, stil sahipliğini gösteren sofistike bir aksesuar olarak konumlanıyor.