Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Bizleri hiç olmadığı kadar karanlık bir Gotham’a davet eden son Batman’imizi beklerken Robert Pattinson'ın bugüne kadarki etkileyici performanslarının bir kısmını listledik.
Onu ilk olarak Harry Potter ve Ateş Kadehi filminde Cedric olarak gördük. Hepimiz zavallı Cedric için üzülürken bir yandan da genç oyuncunun parlayan yıldızını fark edip gelecek projeleri için heyecanlandık. Heyecanımız boşa çıkmadı. Evet, yakışıklı bir vampir vardı şimdi de karşımızda. Belki de bir çoğumuzun aklında kalan yakışıklı vampir kartını kullanıp kariyer yolculuğuna bu şekilde devam edebilirdi, ancak Harry Potter ve Alacakaranlık serisi gibi gişe rekorları kıran filmlerde başarılı olmasına rağmen, Pattinson ana akım eğlenceden neredeyse kaçınıyor ve kariyerinde yepyeni maceralara atılmaktan çekinmiyor. Daima Edward Cullen olarak kalmak yerine -filmlere ve performansına yönelik sert eleştirilere rağmen- zorlu projeler peşinde koşmaya ve farklı rollerde karşımıza çıkarak bizi şaşırtmaya devam ediyor.
Bizleri hiç olmadığı kadar karanlık bir Gotham’a davet eden son Batman’imizi beklerken Pattinson'ın bugüne kadarki etkileyici performanslarının bir kısmını listledik.
Twilight (2008-2012)
Elbette bu listeye TwilightSaga ile başlayacaktık, aksini düşünmedik bile. Twilight serisi Kristen Stewart ve Robert Pattinson olmak üzere serinin tüm oyuncularına farklı kapılar açarak belki de şimdiki popülerliklerinin anahtarını verdi. Ancak hem Stewart hem de Pattinson sürpriz kararlar vererek, kariyerlerinde farklı kapılar açmayı başardı. Pattinson Twilight serisi ve performansı nedeniyle sert eleştirilere maruz kaldı, hatta bir anlamda küçümsendi bile diyebiliriz. Ancak Alacakaranlık serisinde yıldızının parlamasının ve bu rol için sayısız kişiyi geride bırakmasının elbette bir nedeni vardı; geliştirilebileceğinin sinyallerini veren yeteneği. Özellikle Bella’yı kaybetmek üzereyken onu hayata döndürmek için elinden gelen her şeyi yaptığı sahnede, öfke ve üzüntüyü başarılı bir şekilde aktardığı an, çokça eleştirilen serinin en iyi performanslarından biriydi. Şimdilerde hepimiz seriyi izlerken burun kıvırsak da Edward Cullen rolünün hakkını fazlasıyla veren Pattinson’ı büyük kitlelere tanıttığı için Twilight serisine minnettarız.
A24/ High Life
High Life(2018)
High Life’ın kolay bir izlenebilen bir film olduğunu söylemiyoruz kesinlikle. Claire Denis imzalı bu bilimkurgu filmi, birçok izleyicide kafa karışıklığı yaratsa da özgün senaryosuyla o yılın en çok konuşulan filmlerinden biri olmuştu. Dünya'da ölüm cezasına çarptırılmış bir grup mahkûmun bilimsel deneyler için bir uzay gemisiyle yolculuk etmesine odaklanan hikayede Pattinson, güneş sisteminin kenarındaki bir kara deliği araştırmak için görevlendirilen bir ölüm cezası uzay ekibinin üyesi olan Monte olarak karşımızdaydı. Monte'nin küçük kızını yaşatmak ve korumak için verdiği mücadelede bambaşka bir Pattinson izlemiştik.
The King (2019)
The King ile küçük bir rolde karşımıza çıkan Pattinson, bu rolle oyunculuk yeteneklerini birkaç farklı şekilde test etme şansı buldu diyebiliriz. Beşinci Henry’nin (Timothée Chalamet) iktidara yükselişinin anlatıldığı hikayede Pattinson’ı Fransız Prensi Dauphin rolüyle izledik. Pattinson, şaşırtıcı derecede doğru bir Fransız aksanıyla güce susamış, intikamcı prens olarak etkileyici bir başka performans sergiledi.
The Lighthouse (2019)
Psikolojik ve çılgınca soyut bir korku filmi olan The Lighthouse, Robert Pattinson’un belki de en merakla beklenen projelerinden biriydi. Willem Dafoe ile başrolünü paylaşayacağı filmde herkes Pattinson’ın nasıl bir performans sergileyeceğini merak ediyordu; zira partneriniz Willem Dafoe olduğunda, elinizden gelenin en iyisi bile yeterince iyi olmayabilirdi. Ancak Pattinson bir kere daha bizleri şaşırttı -belki de şaşırtmadı- kendini patronuyla küçücük bir adada kilitli kaldığı için çılgına dönen genç bir deniz feneri bekçisi rolüne tamamen adadı. New England'da deniz feneri görevlisi olarak çalışan ve akıl sağlıklarını korumak için mücadele eden iki deniz bekçisinin hikayesi korku filmi olarak sınıflandırılsa da, yarattığı gerilimden, akıldan çıkmayan bir film müziğinden ve her iki aktörün başarılı performanslarından oluşan bir ustalık eseri diyebiliriz.
Good Time
Good Time (2016)
Oyuncunun en iyi performansını görmek isteyenlere hemen Good Time’ı izlemelerini öneriyoruz. Zira bu filmi listenin sonuna saklamamızın bir nedeni de -biraz kişisel yorumla - Robert Pattinson’ın en iz bırakan performansı olması. Safdie Kardeşler imzalı bu heyecan verici film, izleyiciyi gittikçe yükselen bir temponun içine hapsederken, Pattinson tehlikeli bir New York gecesinde tutuklanan kardeşini kurtarmaya adayan bencil bir dolandırıcı olan Connie Nikas rolüyle karşımızda. Pattinson, Connie Nikas olarak, yoluna çıkan herkesi ve her şeyi buldozerle ezen ve herkese zarar veren bu rolünde gerçekten en unutulmaz ve en iyi performansını sergiliyor. Good Time’ı izlerken Pattinson’ı değil, sadece Connie Nikas’ı göreceğinize emin olabilirsiniz.