Maestro Özverili Bir Aşk ve İlişkinin Hikayesi

Bradley Cooper’ın yıllardır üzerine çalıştığı projesi Maestro 20 Aralık itibariyle Netflix’te yayına girdi. Ünlü orkestra şefi, West Side Story/Batı Yakasının Hikayesi müzikali de dahil pek çok eserin bestecisi Leonard Bernestein’ın hayat hikayesini anlatan filmde Cooper hem yönetmen koltuğunda oturuyor hem de Carey Mulligan’la birlikte başrolleri paylaşıyorlar. 

Film, Bernstein’ın 1943 yılında henüz 25 yaşındayken, Maestro Bruno Walter’in rahatsızlığı nedeniyle onun yerini -hem de hiç provasız bir şekilde- alarak Carnegie Hall’da New York Filarmoni orkestrasını yönetmesiyle açılıyor. Kariyeri burdan hızlı bir yükselişe geçen Bernstein’ın hayatına sonradan eşi olacak oyuncu Felicia Montealegre Cohn’un girmesi de bundan birkaç sene sonrasına denk geliyor. Film, Bernstein’ın başarılarla dolu kariyerini anlatıyor gibi görünse de, odağına aldığı asıl konu bir aktris olan ve zamanla kocasının şöhretinin gölgesinde kalmaya başlayan karısıyla olan ilişkileri. Bu noktada ünlü şefin biseksüel olduğunun ve bunun ilişkilerinin daha en başında karısı tarafından bilinip kabullenildiğinin de altını çizmek gerekiyor. Yani konu Bernstein’ın başarılarıyla beraber, aynı zamanda da etrafında birbirini ardına beliren genç erkeklere olan hevesinin de eşiyle olan ilişkisinin önüne geçmesi. Cooper’ın prostetik burnu büyük olay yaratmıştı filmin fragmanı ilk yayınlandığında, beni hiç rahatsız etmediğini belirtmek isterim, Kazu Hiro’nun elinden çıkan burun çok güzel bir plastik makyaj olmuş. Ancak Cooper’ın genizden gelen ve eminim üzerinde pek çok deneme yaparak Bernstein’ınkine benzetmeye çalıştığı sesinin beni zaman zaman yorduğunu itiraf etmem gerekir. 

Aslen Steven Spielberg’in projesi Maestro, fakat yoğun takvimi dolayısıyla görev tanımını yapımcılıkla sınırlıyor ve yönetmen koltuğuna Bradley Cooper’ı oturtuyor. Bunun da hikayesi ilginç, Cooper efsanevi yönetmeni A Star Is Born/Bir Yıldız Doğuyor’un özel bir gösterimine davet ediyor, Spielberg Cooper’ın bir yönetmen olarak tercihlerinden o kadar etkileniyor ki filmin daha 20. dakikasında kulağına eğilip Maestro’yu onun yönetmesini istediğini fısıldıyor.

Filmde Bernstein’ın eşi ve oyuncu Felicia Montealegre’yi canlandıran Carey Mulligan’ın projeye dahil olması ise Cooper’ın ünlü oyuncuyu tek kişilik bir oyun olan Girls and Boys’da izleyince gerçekleşmiş. Çiftin kızları Jamie’nin küçüklüğü rolünde, Bradley Cooper ve Irina Shayk’ın şu an altı yaşında olan kızları Lea'yı izliyoruz birkaç sahnede. Filmin prömiyerinde babasına da eşlik etmişti hatırlarsınız. Jamie’nin yetişkinliğini ise Ethan Hawke ve Uma Thurman’ın kızları Maya Hawke canlandırıyor bu arada (tabii o da artık kendi başına bir birey, anasından babasın son bahsedişimiz olsun bu).

Cooper daha küçük bir çocukken izlediği, Bugs Bunny ve Tom ve Jerry gibi çizgi filmlerden çok etkilenir ve saatlerce odasından çıkmayıp orkestra şeflerini taklit edermiş. Hatta bir yılbaşı ailesinden (ya da Noel Baba’dan) baton bile istemiş. “Aslında bu rol için hazırlık yapıyormuşum meğer, bakın hiçbir şey boşa gitmiyor,” diye gülerek anlatıyor oyuncu-yönetmen. Tabii Maestro için çocukluğundaki gibi yönetiyor gibi yapmakla kalmamış, altı yıl boyunca hazırlanmış bu göreve Cooper. Filmin en dikkat çeken sahnelerinden biri olan, Bernestein’in Ely Katedrali’nde 1976 yılında gerçekleşen Londra Senfoni Orkestrası performansı da bu yüzden çok anlamlı. Gerçek senfoni orkestrasının profesyonel müzisyenleriyle çekilen bu sahneler Bradley için oldukça zor geçmiş, hatta ilk günün kayıtları tamamen çöp olmuş, ama ertesi gün beklenen performansı sergileyerek hem ekibinden, hem de müzisyenlerden onay almış.

Ben de bazı bazı anlatım diline uyum sağlamaya çalışırken dikkatimi kaybeder gibi olsam da, gözyaşları içinde bitirdim filmi izlemeyi…

@bugunnelerizledim