Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
1924 yılında yaratılan ve birbirine geçen platin, sarı ve pembe altın üç mobil halkadan oluşan Cartier Trinity yüzük, 100. yılında yeniden yorumlandı.
1924 yılında doğan ikonik Cartier Trinity, 100. yıldönümünü kutluyor. Cary Grant, Grace Kelly, Prenses Diana, Galler Prensesi ve Kylie Jenner’ın tercihleri arasında bulunan yüzükte, iç içe geçmiş pembe, beyaz ve sarı altın kordon bulunuyor. Cartier, nisan ayında piyasaya sunulacak yeni Trinity kampanyasında rol almak üzere Paul Mescal’dan Blackpink’ten Jisoo’ya, Yara Shahidi’den Labrinth’e kadar A-listesindeki isimlerden oluşan eklektik bir grup oluşturdu. 100. yılını kutlayan Trinity için bu oldukça büyük ve gösterişli bir kampanya olacak. Bir trio olarak sahneyi almak üzere ahenk içinde bir araya gelen sarı, pembe ve beyaz altın üç yüzük üzerinden temsil edilecek.
Maison’un en özel değerlerini sembolize eden Trinity yüzüğü kutlamak, Cartier’yi kutlamakla eşdeğer. İlk tasarlandığı dönemin normlarının çok uzağında, mücevher evinin kurucusu Louis Cartier’nin zihninde doğan bu yüzük mücevheri modernite ile buluştururken, Maison’un ilk ikonik tasarımı oldu. İkonik tasarım, en başından bu yana Louis, Pierre ve Jacques kardeşlerin geçmişinin yanı sıra Paris, Londra ve New York’taki üç tarihi butiğin geçmişiyle de iç içe. Aynı zamanda yaş limiti olmaksızın hiçbir tabunun hüküm sürmediği bir şekilde herkese uygun; sevginin bağlarını günlük hayata dokuyan ve kodları Cartier’nin imzasına dönüşen evrensel bir ikon.
Trinity’nin mahareti, kendisini nasıl yeniden icat edeceğini bilmesinden kaynaklanıyor. Bu kreatif kuvvet, Cartier’nin sürekli yeni dokunuşlar yaptığı tasarımı sayesinde gerçekleşiyor. Hacimle başlayan serüvende üzerinde oynanabilecek birçok detay var. İnce yüzükler veya daha geniş halkalar gibi. 10’a kadar çoğaltılan bu detaylar oluklu, fasetli ve kabartmalı yüzükleri içerecek şekilde stil kazandı. Zaman içerisinde hem kıymetli hem de beklenmedik materyallerin kullanıldığı Trinity’nin 100. yılı için yalın fakat cüretkar tasarımlar hayal edildi. 2000’lerin kült kreasyonu XL bileklik yeniden yorumlandı ve ikonik yüzüğün XL versiyonu Cartier hayranlarıyla buluştu.
Yeni Trinity tasarımlarında mobilite ve net hatlar gibi beyaz, sarı ve pembe altın her zamankinden daha çok kendini gösteriyor. Burada değişen, şeklin kendisi ve halkaların bükümü. Oldukça cesur ve kreatif bu uygulama Maison’un tasarım stüdyolarının geometrik yaklaşımıyla bir araya gelince zamansız Trinity’nin özgün çeşitlerine kapı açıyor.
2024 yılının ocak ayında koleksiyona dahil olan minder tasarımlı versiyonda yüzükler, yuvarlak versiyondaki doğallıkla birbiri üzerinde süzülüyor. Bu yeni tasarım, tümü altın veya pırlanta dizili klasik ve büyük model yüzüklerden, bileklikten ve kolye ucundan oluşan koleksiyonun bir parçası. Cartier bir adım daha ileri giderek nadide bir çoklu modelle tasarım mesajını ortaya koyuyor. Bu ay sunulacak olan modüler versiyon, kullanıcının isteğine göre hem geniş ve tek parça bir yüzük olarak hem de üçlü parça olarak takılabiliyor. İç içe geçen üç halka, hareket ettikçe pırlantalarını ortaya çıkaran bir yapı oyunu gibi açılabiliyor.
Cartier, gerçek anlamda kült bir tasarım olan maksimalist versiyondaki Trinity bileziği de yeniden yorumladı. 1924’teki ilk Trinity bilezik, Amerikalı dekoratör Elsie de Wolfe tarafından satın alınmış ve 1925’te Kendall Lee tarafından Vogue çekimlerinde kullanılmıştı. Lee, çekimlerde Trinity bileziğini ikili setler halinde takmıştı. Cartier bu XL versiyonda, üç halkanın da hacmini artırdı ve boyutu Trinity’nin zamansız modernitesini yansıtan büyük ve güçlü bir tasarım yarattı.
Cartier Saat ve Mücevher Tasarımı Direktörü Marie-Laure Cérède, yeni Trinity koleksiyonunu anlattı:
Trinity gibi ikonik bir Cartier tasarımına nasıl bir zihniyetle yaklaşıyorsunuz? Kreatif olarak ne kadar özgürsünüz bu koleksiyonda?
Cartier Trinity’i yeniden tasarlama fikri neredeyse imkansız ve son derece gülünç bir uğraştı. Ama bu sınama bize heyecan verdi. Fikri uygulamaya karar verdik ama kendimizi ne pahasına olursa olsun ortaya bir şey çıkarma yükümlülüğünden sıyırarak hareket ettik. Yeni bir tasarım ilham verecekse, tamamen bunu kucaklayacaktık. Ama bir anlam ifade etmeyecekse çok zorlamayacaktık. Trinity’i yeniden tasarlamak için en baştan başladık. Bağımsız üç bant olarak tasarlanan üç altın birbirinden ayrı da olsa birleşebiliyordu. Üçten bir, birden üç çıkıyordu. Bu parçaların süzülen dansından doğan duygu da artı değer yarattı. Kutsal değerlerimizden güç alarak özgün parçanın mutlak özünü yakalamayı, ama bunu yaparken benzersiz ve kademeli bir kreatif formülden yararlanmayı amaçladık.
Neden kareleştirilmiş bir şekil seçtiniz?
Yeni tasarım yeni bir yaklaşım gerektiriyordu. Elle çizilmiş bir skeçten başlamak yerine hacmi elde çalıştık; materyali yoğurduk, haddeledik ve izole bir kreatif tekilliğe ulaşana kadar baskıladık. Sürpriz biçimde, beklenmedik yeni bir şekil ortaya çıkmaya başladı: minder. Şekli ortaya koyduktan sonra ideal oranları belirlememiz gerekiyordu. Bir taş oymacısının ustalığıyla tabakaları her seferinde milimetrenin onda biri olacak ufaklıkta soyduk. Kusursuzluğun ve keskinliğin son noktasıydı.
Modüler Trinity yüzükteki kreatif amacınız neydi?
Modüler Trinity çift yönlü bir tasarım yaklaşımına sahip: yapım ve yapıbozum. Kumiki yapbozu gibi Trinity bantlarının da tek bir yapı olarak iç içe geçmesini öngördük. Sonra da bunları üç parçaya geri bozacak şekilde tasarladık. Bu elbette aynı yüzüğü birçok farklı şekilde takma imkanını tanıyor. Şık bir günlük görünüm için yüzüğü tek parça takın, gece ise pırlantaları ortaya çıkaracak şekilde parçaları ayırın.
Maison, 1924 yılında birbirine geçen platin, sarı ve pembe altın üç mobil halkadan oluşan bir yüzük tasarladı. Bu yepyeni parça, mücevherlerin ayrılmaz bir özelliği olarak odağına kıymetli taşları koymanın çok daha ötesine geçerek zanaatın geleneklerinden kendini kopardı. Her şey cüretkardı; kromatik kombinasyon, yüzüklerin akışkanlığı, tasarımın yalınlığı ve sembolik gücü. Trinity modernitenin öncüsüydü, çağının çok daha ilerisindeydi.
Trinity yüzük, mücevher ustalarının, bir şeklin güzelliğini yalın bir yüzükle nasıl gözler önüne serdiğinin kanıtı konumunda. Trinity, kusursuz bir denklem sunar; temiz hatlar, doğru oranlar ve net şekiller... Konfor kavramını içeren bu tasarım, ergonomiye ve parçanın işlevine dair kavrayışı temel alır. Hareket eden yüzüklerin akışkanlığı burada her şey demektir. Dış alanda yuvarlak, içeride pürüzsüz yüzükler birbirleri üzerinde süzülür, kesişir ve birleşir. Burada aşina olmadığımız şey ise şiirsel ve teknik enigma. Bu bantların hiçbiri diğer iki bandın üzerinde değildir. Her biri diğerinin üzerinde ve üçüncünün altındadır. Üç objenin hiçbiri diğerlerinden daha büyük yahut küçük değildir.