Yenilikler Peşinde

Kenan Doğulu’nun sahne kostümlerinin arkasında sizin imzanızı görüyoruz. Stilini nasıl tanımlarsınız, birlikte ortak bir noktada buluşmayı nasıl başarıyorsunuz?

Kenan Doğulu ikonik bir sanatçı. Tarzını ve sanatını çok uzun yıllardır takip ettiğim için onunla çalışmak çok keyifli ve gurur verici benim için. Yeniliklere açık, son derece dinamik ve renkli bir insan dolayısıyla benim tasarım dilimle ve markamla büyük bir uyum sağladı. Kenan’ın bence özgür, zamansız ve özgün bir tarzı var. 

Ayrıca Kenan Doğulu’ya “İkon Ödülü” takdim edilen gecede, özel tasarım smokinini de tasarladınız. Gecenin görünümün detaylarını ve hazırlık sürecini anlatır mısınız?

Bu proje için birkaç farklı tema oluşturdum, seçtiklerimiz “Haute Couture” ve “Savoir Faire” temaları oldu. Her iki tasarımda da el işçiliğini ön planda tuttum. Tabii ki en önemlisi Lee’nin DNA’sını korumaktı. Bu sebeple denim kumaşı öne çıkararak kırmızı halı tarzına uyumlu bir hale getirdim. Kırmızı halı ve ödül törenleri sanatçılar için hem işlerini hem de tarzlarını gösterdikleri en önemli mecralar, benim de en büyük ilham kaynağım ışıltı ve işçilik oldu. Gecenin ağırlığı ve dress code’undan dolayı siyahtan başka bir renk düşünmedim. Siyahın rengini koruma amaçlı likrasız denimi yalnızca rinse yıkamaya soktum, en ham haliyle kullanmaya çalıştım. Denim kumaşı klasik dokuma takım elbise kumaşı ile birleştirdim. İpek organze ve taş işçilikli detaylar kullanıldı, bu el işçiliklerini tamamlamak bir hafta sürdü. Denimi şıklaştırıp Kenan’ın bu tasarımın içinde parlamasını sağlamak için bir aylık üretim sürecimiz oldu. Pek çok doku denemeleri yapıldı. Her iki tasarımın da el işçiliği detaylarını ve paternlerini kendim tasarladım. Kenan’ın kendisi gibi özgün bir iş çıkardım ortaya.

Lee köklü denim markalarından biri. İşbirliği süreci size nasıl hissettirdi?

Lee gibi 130 yıllık köklü ve global bir denim markasıyla iş birliği yapmak benim için heyecan ve gurur vericiydi. Bu tarz işlerde her iki tarafın da mutlu olması çok önemli, Lee ekibine tasarımları sunduğumda çok beğenildi, verilen emeğin karşılığının memnuniyetle alınması benim için harikaydı. Bir casual giyim markası olarak Lee’nin kendi tarihinde de smokin tasarlamak çok sık rastlanmayacak türden bir çalışmaydı.

Tasarımda kırmızı halıda çok da sık karşılaşmadığımız denim kumaşı gördük. Sizin denim ile ilişkiniz nasıl; smokini denim kumaşa tasarlamak nasıl bir deneyimdi? 

Denim kumaş benim de kendi koleksiyonlarımda kullandığım bir kategori, çok da ilgi görüyor. Ben denimi sokak stilinde kullanıyorum, bunu bir smokine ve kırmızı halıya uyarlamak aslında bir kumardı. Black Tie dress code’u olan bir gecede en ikonik sanatçıya denim giydirmek tasarım sürecinde iyi bir matematik yapmanızı gerektirir. Ben zorlukları ve onları başarmayı, farklı materyalleri karıştırmayı severim dolayısıyla bu süreç benim için çok eğlenceli geçti.

Tasarlamak, her seferinde yeni bir dünya yaratmak, ucu bucağı olmayan hayallere dalmak ve sonunda bunu gerçekleştirmek demek aslında. Tasarlamanın, yeni dünyalar yaratmanın hazzı nasıl bir şey sizce, nasıl tanımlarsınız?

Ben bunu hep söylüyorum ki ben bu işi yapmak için doğmuşum, zaten küçük yaşlardan beri de bunu yapacağımı kafama koyup bu yolda ilerledim. Hayal kurmak insanın ufkunu genişleten bir şey, bazen rüyamda bile görüyorum bazı tasarımları dolayısıyla kafanızda kurduğunuz hayali ve vizyonu elle tutulur, gözle görülür bir hale getirip üzerine de insanların bunu giydiğini görmek gerçekten paha biçilemez. Böyle zamanlarda hem duygulanıyorum hem de gururlanıyorum.

İlham kaynağına ve ilham perilerine inananlardan mısınız siz de? Size tasarımlarınız için hayal kurduran harekete geçiren şeyler var mı?

Bence ilham araştırmadan gelir. İyi bir araştırmacı, okuyucu ve gözlemciyseniz doğru yaratıcılığa ulaşabilirsiniz diye düşünüyorum. Ben en çok çağdaş sanattan ve seyahatlerimden ilham alıyorum. Farklı kültürleri deneyimlemek, farklı yaşayışları görmek, farklı sanatları incelemek benim beynimi yaratıcılık konusunda en çok çalıştıran ögeler. Zaman zaman ülke içinde ve yurtdışında ilham turlarına çıkıp geriye yeni fikirler ve koleksiyonlarla dönebiliyorum.

Siz kendi stilinizi nasıl tanımlarsınız?

Stilim, modumu ve karakterimi çok yansıtır. Karışık bir tarzım var, o gün rüzgar nereden eserse ona göre giyiniyorum, kendimi belli kalıpların içine sokmayı sevmiyorum. Ama genel olarak daha maskülen ve sokak modasını yansıtan bir tarzım var diyebiliriz. Ters köşe kombinler yapmayı severim, bence iyi bir “mix and match” insanıyım.