Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Bio-Oil’in marka elçisi model Tülin Şahin ile hamilelik sürecinde ve sonrasında neler yaşadığını, güzellik ve cilt bakım sırlarını konuştuk.
Yirmi yıllık modellik kariyerine sahip süpermodel Tülin Şahin, kısa ömürlü olarak bilinen bu mesleği istikrarlı bir şekilde sürdürüyor. Sadece Türkiye’de değil, dünyanın dört bir yanında çalışan uluslararası model, bugüne dek Ralph Lauren, Tommy Hilfiger, Marc O’Polo, Esprit, C&A, Juicy Couture, Victoria’s Secret gibi markalarla global işbirliklerine imza attı. Ayrıca 2002’den bu yana sağlıklı beslenme, kişisel bakım, moda ve güzellik konularında kitaplar yazıyor, ürettiği içerikleri takipçileriyle içtenlikle paylaşıyor. Hamilelik döneminde Bio-Oil’in marka elçisi seçilen model, bu süreçteki yüz ve vücut bakım ritüellerini anlatıyor.
Bio-Oil ile yollarımız hamileliğimde kesişti. Marka ile işbirliğimiz o zaman başladı ama ürünün hünerlerini önceden de biliyor ve kullanıyordum. Düzenli kullandığınız zaman cildiniz ışıl ışıl oluyor. Kullanmadığım, giymediğim, yemediğim, içmediğim hiçbir ürünü kolay kolay tavsiye etmem; yüzü, elçisi olmam. Ne mutlu ki şu ana kadar hep evimde olan, kullandığım ürünleri tanıttım. İşbirliği yaptığım markaların ürünlerini mutlaka kullanıyor ve biliyor olmam lazım. #SöylemezsemÇatlarım hashtag’i de çok tatlı :) Hamileliğimi sıfır çatlak ile atlattım. Bio-Oil’ı, sabah ve akşamları yüzüm dahil tüm vücuduma duşta bol bol sürdüm.
Çatlama ergenlik döneminde derinin, kemiklerin ani büyümesini takip edememesinden; hamilelikteyse derinin her gün genişlemesinden ve esnemesinden kaynaklanıyor. Dolayısıyla beslenme ve sporla çok da ilgisi yok. Spor yapabilirsiniz ama ürünle mutlaka desteklemek, önlemek ve sonrası için korumak gerekiyor. Ben on üç - on dört yaşlarındayken, hızlıca boy attığımda çatlaklarım oluşmuştu ve o yaşlarda çatlak nedir hiç bilmediğim için çok korkmuştum o beyaz çizgilerden. Hatta ilk gördüğümde çığlık atmıştım! :) On dokuz - yirmi yaşlarımda Türkiye’ye ilk defa geldiğimdeyse 30 kilo almıştım; o zaman da yine çatlaklar olmuştu. Kilo alıp verince çatlak oluştuğunu bilmiyordum ama şimdi çok iyi biliyorum. O zaman vücudumda çatlaklar oluşmuştu ama hamilelikte hiç çatlağım olmadı, Bio-Oil sayesinde kendimi çok iyi korudum.
Normalde evde çok vakit geçiren, evinin kıymetini bilen biriyim. Hamileliğim öncesine kadar sürekli iş seyahatlerinde olurdum ama o zamanlar bile işimi bitirip direkt eve dönerdim. İstanbul’da da aynı şekildeyim, işim yoksa günlerce evden çıkmayan biriyim. Hamilelik ve sonrası hep evdeydim, bu süreçte bebeğimizle evde kaliteli vakit geçirme konusunda doruk noktasına ulaştık diyebilirim :) Evde zaten her şeyi yaparım. Ütü, temizlik, çamaşır... O yüzden karantina sürecini çok yadırgamadım ve bana hiç farklı gelmedi. Dışarıda yapılmayan bakımları zaten doğal olarak evde yapıyordum. İşim gereği yüzüme çok fazla makyaj yapılıyor. Dolayısıyla bakım dolabımda çok fazla ürün bulunur. Çekim öncesi sabahları yaptığım ekspres bakımlar var. Örneğin; eğer sabahları gözlerim yorgun uyanıyorsam, önceden demlenmiş iki siyah çay poşetini gözlerimin altına koyarak soğumasını bekliyorum. Hem anında gözlerimin yorgunluğunu alıyor hem de soğuduktan sonra poşetleri tüm cildimde gezdirerek gözeneklerimin sıkılaşması için kullanıyorum. Bir başka ritüelim ise face roller’lar. Bio-Oil veya kullandığım yüz kremlerini sürüp yaklaşık üç - beş dakika roller ile cildime mesaj yapıyorum. Böylece cildimin kan akışını hızlandırarak bir nevi sabah jimnastiği yapmış oluyorum.
Evet, çok doğru. Sekiz hafta boyunca istikrarlı ve düzenli şekilde kullandığınız zaman sonuçları görüyorsunuz. Markanın bu yönde etkinliğini kanıtlayan klinik çalışmaları var, hem onları inceledim hem kendim deneyimledim.
Hamilelikte her şeyin doğal olması ekstra önem kazanıyor. Defalarca ödül almış bir üründen bahsediyoruz. Bio-Oil’in bitki özlü olması ve kokusunun da hiç rahatsız etmemesi, hatta dinlendirici etkiye sahip olması harika. Hamileliğim yaz aylarına denk geldiği için sabah ve akşam duş sonrasında kullanıyordum. Beni çok rahatlıyordu.
PurCellin bir çeşit mineral yağ. Onun sayesinde ürünün içeriğinde bulunan tüm doğal yağlar hem vücutta hem yüzde daha kolay emiliyor. Cilde hapsettiği su sayesinde cildi derinlemesine nemlendirip esnekliğini artırıyor.
Evet, her cilde uygun. Hamileliğim döneminde Bio-Oil’i yüzümde de kullandım. Leke oluşumunu önledi ve mevcut lekeleri de giderdi. Hatta saça ve saç diplerine de sürülebilir. Özellikle saç derisi ve saç dipleri kuruysa saçı beslemeye ve saçın uzamasına yardımcı oluyor. Bio-Oil’in yara izlerini bile iyileştirdiğine dair çalışmalar var, bu yönde kullananlar olduğunu da biliyorum.
Böylesine sevilen, defalarca ödüller almış, tescillenmiş bir ürünün yüzü olmak elbette gurur verici.
Pirinç unu en sevdiğim doğal maskelerden. Hem cildi sıkılaştırıyor hem cildin rengini açıyor. Pirinç ununu alıp ister süt ister su ister zeytinyağıyla karıştırıp yüzünüze sürün. İşte bu kadar! :)