Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Scarlett Johansson yaptığı son açıklamayla yeni bir tartışma konusu başlatıyor: Paparaziler ünlülerin hayatlarını tehlikeye mi atıyor?
Fotoğraf: Getty Images Turkey
Ünlü olmak zor, dünyaca ünlü olmak daha da zor. Sürekli takip edilme, fotoğraflanma durumu şöhretin ön koşulu adeta. Kimi Bella Hadid gibi bu durumu umursamamayı öğreniyor, kimi ise özel hayatına müdahale edilmesine alışabilmiş değil, alışmak da istemiyor. Scarlett Johansson alışmak istemeyenlerden. Paparazileri tehlikeli bulduğunu söylüyor.
Son yaşadığı tatsız olaya bakılırsa, haksız sayılmaz. Ünlü aktris Jimmy Kimmel'ın sunduğu televizyon programının gerçekleştiği stüdyodan çıkıp arabasına biniyor. Yanında dört yaşındaki kızı var. Anlattığına göre kendisini fotoğraflamak için peşine takılan muhabirler kural tanımıyor. Öyle ki, trafikte kırmızı ışıktan bile geçiyorlar. Derhal bulunduğu bölgedeki en yakın karakolda paparazilerden şikayetçi oluyor Johansson. Yaptığı açıklamada muhabirlerin hem kendi hayatını, hem başka sürücülerin hayatını, hem de yayaların hayatını tehlikeye attıklarının altını çiziyor.
Durumun ciddiyetini Lady Diana'nın yaşadığı trajik kazayla örneklendiriyor. "Bu acı kaza bile paparazilerin yetkilerini sınırlandıracak bir yasaya vesile olamadı. Kuralsız muhabirlerin hedefi haline geliyoruz" diyor ve ekliyor "Soruyorum, paparazilerin sapıklardan ne farkı var? Yaptıklarıyla yasa önünde sabıkalı olarak sınıflandırılmalılar."
Johansson'ın önerisini haklı bulan da olacaktır, haksız bulan da. Yine de sorulması, üzerinde düşünülmesi gereken soru şu: 31 Ağustos 1997 gecesi, Paris'te Lady Diana'nın peşine paparaziler takılmasaydı o talihsiz tarfik kazası gerçekleşir miydi? "Gerçekleşmezdi" diyorsanız, Johansson'ın tarafındasınız.