Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Süpermodellerin yüksek moda podyumunu kasıp kavurduğu 90'lara ışınlanalım. Defile başarısının süpermodellerle ölçüldüuğü o yıllarda, Antwerp'ten yükselen özgün ve özgürlükçü moda akımı yüksek moda podyumunun DNA'sını değiştirmek üzere harekete geçti. Antwerp şövalyelerinden Raf Simons,1995 yılında tanıttığı ilk koleksiyonunda genel geçer kurallara bağlı olmadığını radikal bir model ordusuyla duyurdu. Dar kesimli takım elbiselerin genel hatlarını oluşturduğu Sonbahar/Kış 1995 koleksiyonu, dönemin popüler çocukları tarafından değil sokaktan rastgele seçilen erkekler aracılığıyla tanıtıldı.
Antwerp'ten dünya moda sahnesine açılan her tasarımcının aklında tek bir fikir var: devrim. Raf Simons'un İlkbahar/Yaz 2002 koleksiyonu da tasarımcının içindeki devrim tutkusunu en şiddetli ve protest haliyle dışarıya vurdu. 11 Eylül sonrasında yetişen korku dolu bir kuşağa, korkusuzluğu aşılamak isteyen Simons'un bu koleksiyonu 2000'lere damga vuran çalışmalar arasında.
Modanın sanatla olan daimi flörtü su götürmez bir gerçek fakat Raf Simons, bu flörtü tutkulu bir aşka dönüştürebilen nadir yaratıcılardan.
Moda kariyerine her zaman sanatın peşinde yürüyerek devam eden Simons'un en büyük ilham kaynaklarından ve yol arkadaşlarından biri ise Peter Saville. Sterling Ruby'den Robert Mapplethorpe'a birçok sanatçıyı Simons'un ilham perileri listesine dahil edebiliriz.
Yüksek moda dünyası minimalizm ile Helmut Lang ve Jil Sander sayesinde tanışmış olabilir fakat bu akımı kalıcılığa dönüştüren isim Raf Simons olmuştur.
Özellikle Jil Sander'daki kreatif direktörlük görevi boyunca kuru ve minimalist çizgileri iştahlandıracak feminen detaylarla, az ve öz felsefesini geniş kitlelere duyurabildi Simons.
Gelenekselliğe tahammülü olmayan Raf Simons, 2012 yılında Dior'daki yeni görevini üstlendiğinde Mösyö Dior'un mirasına sahip çıkıp çıkmayacağını hepimiz merakla yakından takip ettik.
Mösyö Dior'un izlerini silecek kadar gözü kare ve hadsiz değildi Simons. Aksine Dior'un geleneksel çizgisini daha modern tasarımlara evirmek için uğraştı 3 yılı aşkın bir süre.
Floral bahçelerin içinde gerçekleşen defileler harika ve koleksiyonlar inanılmaz bir başarı ile kutlanırken, Antwerp cesaretiyle yetişmiş Simons maceracı ruhunu dinledi ve Dior'dan istifa etti.
Bu hareketiyle yüksek moda dünyasına öğrettiği en önemli ders şuydu: "Nerede olursan ol, özgür ol!"