Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Parkinson hastalığından yitirdiğimiz Sonia Rykiel'in tasarımları, her zaman isyankar ve özgür bir ruha sahipti.
Havuç turuncusu saçları, minik burnu ve çıtı pıtı figürü... Sonia Rykiel, kendi kendisinin ilham perisiydi. Kıyafetleri feministti ama Fransız özünden de hiçbir şey kaybetmemişti. "Sonia Rykiel görünümü" deyince akla 20. yüzyıla ait ama aynı zamanda geleceğe dair yaratıcılığını da konuşturabilen bir görünüm geliyor.
Sonia Rykiel 1993'te alkışları kabul ediyor. Yanındakiler, soldan, Helena Christensen, film yönetmeni Robert Altman ve Christy Turlington. Altman, filmi Pret A Porter'ı (1994) Sonia Rykiel'in defilelerinden birini izledikten sonra yazmaya başlamış.
Modayı olduğu haliyle, en ham şekliyle bize gösteren kimdi? İç taraftaki dikişleri, kıyafetin üst kısmına taşıdığı için Sonia'ydı elbette. Sloganlı tişörtlerin ilk habercisi kimdi? Sweater'ların üzerine "mode" veya "amour" gibi sözcükler yazan Sonia'ydı. Paris'in sol yakasını ilk kez canlandıran, popülerleştiren ilk kişi de Saint-Germain-des-Pres'te mağaza açan Sonia'ydı. O minicik dükkanda sıkışık bir şekilde oturarak Sonia'nın moda defilesine başlamadan önce okuduğu şiirleri dinlediğim günleri hiç unutmayacağım.
86 yaşında ölen Sonia Rykiel'le ilgili söylenecek çok şey var, kendisinin bir moda hanedanı yarattığını ve Fransız aile moda markaları arasında yerini alan son isimlerden biri olduğunu belirtmemiz çok önemli.
Milenyumun başında Hong Kong'un ticaret birliklerinden birine satılıncaya kadar, Sonia'nın moda şirketini ondan sonra kızı Nathalie üstlenmişti ve torunları da şirkette çalışıyordu.
Sonia Rykiel, 2000 yılında kızı Nathalie'yle beraber Paris stüdyosunda. Annesi hastalanınca, Nathalie yönetici ve artistik direktör olarak işi devralmıştı.
80'lerin ortasında Yves Saint Laurent'le öğle yemeği yerken, Sonia'nın, kadınların gücünü kıyafetlerle yansıtmak konusunda kendisinden çok daha fazla şey yaptığına beni ikna etmeye çalıştığını çok iyi hatırlıyorum.
Couture ustası Laurent, yanılmıyordu. Evet, Yves 1960'larda kadınların pantolon giymesini topluma kabul ettiren isimdi ama Sonia da savaş sonrası dönemin hanım hanımcık giyim tarzına son verdiren ve daha erkeksi ve unisex bir anlayışı gündeme getiren kişiydi. Onun sade ve basit kıyafetleri, kadınların kısıtlı giyinmekten ve sosyal beklentilerden özgürleşmesinin temelini atmıştı.
Sonia Rykiel'in stilinin "garçonne" yani "erkek çocuk gibi" tanımlanmasının bir sebebi var. Çalışan bir anne olmak konusundaki ısrarı ve tam da doğum kontrol haplarının çıktığı zamanlarda yarattığı cazibeli kıyafetlerle modadaki boşluğu doldurması, sanatçının zamanının çok ötesinde olduğunu kanıtlıyor.
Rykiel'in cesur tarzı, 1968'lerde sokaklara dökülen gençlerin zamanıyla örtüşüyor. Protestocular, Sonia'nın 70'lere özgü hippie-de-luxe stilini giymemiş olabilirler ama o zamanların etkisiyle Rykiel'in yarattığı görünümde her zaman bir nebze isyankarlık ve cüretkarlık kaldı.
Parkinson hastalığına sahip olan Sonia, en sonuna kadar hiçbir zaman geleneklere boyun eğmedi ve canlı kırmızı saçının tonunu hiçbir zaman azaltmadı.