Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Jil Sander'ın koleksiyonu; ağırbaşlılık, ciddiyet, sertlik ve şiddet gibi bu ve benzeri bütün sözcüklerle tanımlanabilir.
Fotoğraf: Indigital
Jil Sander'ın koleksiyonu; ağırbaşlılık, ciddiyet, sertlik ve şiddet gibi bu ve benzeri bütün sözcüklerle tanımlanabilir.
Kreatif Direktör Rodolfo Paglialunga "geceye ait" diye tanımladığı koleksiyonundaki bazıları garip bazıları zarif tasarımlarını açıklamak için birçok farklı sözcük kullandı.
Fotoğraf: Indigital
Pantolon takımlardan başlamak üzere bol bol siyah renk vardı, bütün kıyafetler 101 Dalmaçyalı'daki kötü karakter Cruella de Vil'in tarzını yansıtıyordu sanki... Bu etki o kadar yoğundu ki birkaç kıyafette şirin öğeler karşımıza çıkınca şaşırıyorduk. Sanki bir anlığına "Karanlıklar Prensesi gitti, fiyonka selam verin!" deniyordu.
Ama bu yumuşatmalar siluetleri kadınsı hale getiremiyordu. Defile daha çok dramatik ve gösterişliydi. Markanın kurucusunun uzman olduğu minimalizm ise yine modaevinin değişmez kuralı olarak korunmuştu.
Fotoğraf: Indigital
Öte yandan tasarımcı dokular konusunda cesurdu – ipek ve yünden yapılmış parıltılı bir elbise, bulaşık süngerinin o pürüzlü dokusunu andırıyordu.
Fotoğraf: Indigital
Jil Sander'ın modern elbiselerinin dokusunu arayanlar için sorun şu ki onun moda anlayışı kendi hayat yolculuğundan ortaya çıkmıştı. Bu yolculuğun içinde Jil Sander'ın bütün hayatı vardı, buna kadın olarak gelişimi ve bir kadın olarak toplum içindeki pozisyonunun sürekli değişimi de dahil.
Fotoğraf: Indigital
Dolayısıyla Jil Sander'ın şu anki tasarımcısı Radolfo Paglialunga'dan bir tasarımcı ve hatta bir erkek tasarımcı olarak Jil Sander ruhuna sahip olmasını bekleyemeyiz. Ama yine de koleksiyonda eksik bir şeyler vardı. Bütün sözcükler oradaydı ama "huzur" eksikti.