Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Frederic Theng son yılların en iyi moda belgeselini yapan yönetmen ünvanı ile gündemde. Modanın gerçek yüzünü gösteren belgesel film izleyenlerin kalbine ve aklına çoktan girdi. Film aynı zamanda endüstriye dair bir ders notu niteliğinde
Son yıllarda birçok moda belgeseli izledik. Endüstriyi anlatıp bir yandan da modanın dışarıdan gözükebileceği gibi kolay bir çalışma ortamı olmadığını gözler önüne serdiler. Ne kadar fazla iş gücü ve emeğin gerekliliğini ortaya koydular. Bakınız The September Issue, Loic Prigent Serileri ve daha niceleri. Bugün Frederic Theng son yılların filmleri ile moda endüstrisi hakkında gün yüzüne çıkarılanların yanında yapılmayan bir şey yapıyor: Empati.
O bizi bir tasarımcının iç dünyası ile bizi karşı karşıya getirirken altının kalınca çizilmesi gereken bir nokta var: Tcheng Raf Simons’u bütün kaygı, endişe ve duyguları ile ortaya koyarken bunu onun kişisel yaşamına asla dokunmadan yapıyor.
1. Theng’in böylesine başarılı addedilmesinin nedenlerinden ilki çok iyi bir gözlemci olması. Sessizce olaylara dahil olmadan, olayların tam göbeğinde yer alması. Bize atölyede, defileye hazırlık sürecinde yaşanana dair çok berrak bir kesit sunmayı başarıyor. Ayrıca izleyiciye Raf Simons’un üzerinde çalıştığı kumaşların dokusunu hissettirmeyi başararak filme üçüncü bir boyut katıyor. Tasarım sürecine izleyicileri oradaymışcasına davet ediyor.
2. Film Christian Dior’a da bir Homage aynı zamanda. Tcheng Raf Simons ile Christian Dior arasında bir ilişki yaratmakla kalmıyor, Dior’a dair çok önemli ipuçlarını izleyiciye sunuyor. Dior’un çocukluk yıllarını geçirdiği pembe evin bir renk öğesi olarak bütün koleksiyonlarını etkilemesi filmin izleyici ile paylaştığı çok önemli bir örnek .Film Dior’u Dior yapan referans noktalarını unutmuyor New Look’unun önemini vurguluyor.
3. Raf Simons :‘Benim için romantik olan geçmiş değil, gelecek’. Bu söz Simons’un modern ama romantik tasarımlarına düşülmüş bir bilgi notu
4. Tasarımcı eğer kendi özerk markası için tasarlıyorsa kendi beklirleyeceği çizgiler etrafında hareket edebilir. Ancak köklü bir geçmişi ve de yapısı olan bir modaevine gidiyorsa saygı duyması gereken noktalar ve de devam ettirmesi gereken sorumlulukları var. Film bunun da canlı örneği. Simons arşivlere dalıyor, kişi olarak onu anlamaya çalışıyor, Dior’un yarattığı DNA’ya saygıyı elinden bırakmıyor .Markaya kendi yorumunu katıyor ama bunu öze sadık kalarak yapıyor.
5. Bir sezonda Dior’a 350 bin Euro harcayan müşteriler var. Onların bir fitting için atölyeden bir kişiyi New York’a çağırması haute couture koleksiyonunu geciktirme riskini taşıyabiliyor. Yapılan Haute Couture’ün satılması gerekiyor. Pazarın gerçekleri uyum sürecini de zorunlu kılıyor.
6. Sketch yapmadan da Kreatif Direktör olunabiliyor. Raf Simons çizim yapmıyor. Kendine ait bir çalışma sistemini uyguluyor: Konseptler. Birçok görselden oluşan farklı temalar hazırlıyor. Bir sürü görselden oluşan konsept dosyaları çizim ekibine gidiyor. Çizim ekibi her farklı konsept için 150 çizim hazırlıyor. -2012’deki ilk defile için 12 konsept dosyası vardı-Raf Simons çizimlerden vizyonuna en uygun olanları seçiyor. Çizim ekibinin sahip olduğu önem daha kritik oluyor. Takım içi daha demokratik bir düzene şahit oluyoruz. Film sayesinde 40 yıldır modaevinde çalışmış kanı Dior akan Premiere’lere de tanık alacaksınız.
7. Dior’un günlüklerine yazdıklarını Omar Berrada film boyunca seslendiriyor. Seslendirme ile modaevinde kreatif direktör olarak çalışmaya başlamış ve 8 hafta içinde hayatının ilk haute couture koleksiyonunu çıkaracak Simons C.D.’un yıllar önce yaşadıklarına paralel duygular yaşıyor. O da Dior’un kendisi gibi utangaç ve de Medya’dan pek hoşlanmıyor.
8. ‘Erkekler ağlamaz’ sözünü bir kenara bırakın. Hele de o erkek moda endüstrisinde çalışıyorsa. Tcheng Simons’un kırılganlığını çok iyi ifade ediyor. Onun derisine girerek izleyiciye oradan bildiriyor.
Meraklısına not: Yapım şirketi filmin Türkiye’ye dağıtılıp dağıtılmayacağını henüz resmi bir biçimde açıklamadı ancak filmi izlemek için bir kulağınızı hep açık tutun. Tcheng sizi son yılların en iyi moda belgeseli ile buluşturacak.