Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Günde üçten fazla selfie çekiyorsanız, 'selfitis' hastalığına yakalanmış olabilirsiniz. Dikkat bu psikolojik rahatsızlık, bir özçekim kadar masum veya eğlenceli değil!
Fotoğraf: Instagram/@kimkardashian
Kim Kardashian, “Selfie’nin modası geçti artık!“ diyeli sadece birkaç ay oldu fakat yapılan araştırmalar ve sunulan raporlar aksini söylüyor. Sadece 2017’de selfie çekerken trajik bir şekilde hayatını kaybeden kişilerin sayısı 36’ya yükselmiş durumda. Kimi düştüğü bir nehirde boğulmuş, kimi bir trenin, kimiyse bir filin altında kalmış. Kim Kardashian’ın bu konudaki görüşünün aksine, insanlar hayatlarını riske atma pahasına selfie çekmeye devam ediyor.
Instagram’dan Facebook’a, sosyal medyanın her platformunda dakika başı bir selfie ile muhakkak karşılaşıyoruz. Bazılarını komik ve anlamsız bulsak da, günün sonunda en az bir-iki özçekim için beğen butonu'na tıklıyoruz. Doğamız gereği paylaşmayı seviyoruz. Dijital platformlarda bu paylaşımcı özelliğimize en uygun koşulları sağlıyor. Alfred Hermida, ‘Tell Everyone’ isimli kitabında sosyal medyayı bir paylaşım tabanı olarak ele alır ve şöyle der: “Bireyin gücü kollektiflikte anlam kazanır. Dolayısıyla anında bilgi ve haber paylaşmak yalnızca çağımızın ihtiyacı değil! Bu insanlık tarihi boyunca böyleydi.“
Fotoğraf: Instagram/@kimkardashian
Kitabın yayımlandığı 2014 yılında, hem dijital literatüre, hem de psikolojik rahatsızlıklar tanımına yeni bir terim eklendi: Selfitis. Hermida çalışmasını haber ve bilgi paylaşımı üzerine sürdürürken, özçekim dijital dünyada yükselişe geçen son akımlardan biri oldu. İlk olarak American Psychiatric Association'ın kullanmaya başladığı selfitis tanısı, bir çeşit davranış bozukluğu olarak ele alınıyor.
American Psychiatric Association kapsamında selfitis'in belirtilerini yakından inceleyen Dr. Mark Griffiths ve Janarthanan Balakrishnan, bu rahatsızlığı üç kategoriye ayırıyor:
Fotoğraf: Instagram/@kimkardashian
Dr. Janarthanan Balakrishnan Independent'a verdiği röportajda, selfitis'in özgüven eksikliği ve histrionik kişilik bozukluğuyla doğrudan ilişkili olduğunu söylüyor. Başkalarını etkilemek, sürekli övgü almak ve beğenilmek güdüsüyle yapılan her türlü paylaşımın selfie bağımlılığına yol açabileceğinin altını çizen Balakrishnan, selfitis'in ciddiye alınması gerektiğini savunuyor.
Görünen o ki, sosyal medya sadece toplumsal davranışlarımızı değil, hastalık tanımlarımızı da değiştiriyor. Öyleyse diyebiliriz ki, dijital dünyada hastalıklar bulaşmıyor, selfitis gibi çekiliyor!