Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Bouchra Jarrar'ın Lanvin'e geçerken kendi modaevini kapatması, lüks moda dünyasında tek başına devam etmenin zorluğunu kanıtlar nitelikte.
Boucha Jarrar, Paris'teki 2014-15 Sonbahar/Kış defilesinin ardından izleyicileri selamlıyor.
Fotoğraf: Getty
Bouchra Jarrar'ın Lanvin'e artistik direktör olarak getirilmesi, tarzını özgürlük, eşitlik ve kadınların kızkardeşliği üzerine inşa etmiş bir tasarımcı için çok büyük bir başarı.
6 sene önce kurduğu kendi markasının başarısı, hemcinslerine ve onların yaşam tarzlarına uygun modern kıyafetler tasarlayabilmesinde yatıyordu. Şimdi, Alber Elbaz'ın yerine gelen isim oldu, zaten Alber Elbaz da gücünü kadınların ihtiyaçlarına hitap edebilen tasarımlarından alıyordu.
Fas kökenli 45 yaşındaki Bouchra Jarrar, Balenciaga'da, bugün hala tarz olarak takip ettiği Nicholas Ghesquière'in yönetiminde stüdyo direktörü olarak çalışmaya başladığı günden beri güçlü bir moda anlayışına sahip ve bu anlayış gün geçtikçe gelişip zenginleşiyor. Christian Lacroix'de kısa bir süre yöneticilik yapması ise ona hem yüksek moda hem de hazır giyimi kendi markası altında sunmak için gerekli deneyimi ve cesareti katmış oldu. O günden beri kendi markası, kaliteli dikimle ve kadınların günlük yaşantılarına hitap edebilmesiyle beraber anılır oldu.
Lanvin'in sahibi Shaw-Lan Wang, Elbaz'ın görevden alınmasında en etkili olan isimdi. Lanvin'in CEO'su Michèle Huiban ise yeni tasarımcılarının kesimlerindeki ustalığı ve modernliğini överek, "Lanvin için en uygun seçimin Bouchra Jarrar olduğu çok belli. Onun her çağa uygun zamansız tasarım anlayışı, Kurucu Jeanne Lanvin'in değerleriyle mükemmel bir uyum içinde," diyor.
Bouchra Jarrar ve Lanvin'in CEO'su Michèle Huiban.
Yeni görevi üzerine yorum yapan Jarrar, "İşinin uzmanı bir takımla beraber çalışarak Lanvin stilini sürdürme görevinin bana verilmesi benim için büyük bir onur," dedi.
"Lanvin'e katılmak, tasarımlarımı daha yüksek bir noktaya taşıma arzumun bir sonucu. Kadınlar için modern bir moda anlayışını Lanvin'e taşımak ve bu anlayışın istiktarını sağlamak istiyorum," diyor.
Fakat ne Bouchra Jarrar'ın ne de basın açıklamasının belirttiği bir ayrıntı var: Bouchra Jarrar, Lanvin'e katılırken kendi markasına son veriyor. Bu, büyük ihtimalle akıllıca bir karar çünkü bugünlerde birçok tasarımcı, kendi enerjileriyle ve birkaç küçük yatırıcımının desteğiyle daha fazla ilerleyemeyeceklerini anlayarak bu kararı alıyor. Dior Homme'un Kreatif Direktörü Kris Van Assche, bir yanda büyük bir marka için çalışırken öte yanda kendi kişisel markasını devam ettirmekte zorluk çekerek geçen sene kendi markasına son veren bir başka isim.
Bouchra Jarrar, Sonbahar/Kış 2016-17
Fotoğraf: Gianni Pucci/InDigital
Kendi markasını kaybetmenin nasıl bir his olduğunu Bouchra Jarrar'a sormadım. O, şu anın gururunu yaşarken bunu tartışmak da istemem. Ama şunun farkındayım, arkanızda büyük bir destek olmadan, yavaş yavaş filiz vermekte olan yeteneğinizin tam olarak çiçek açması çok zor. O yüzden, hem onun için hem de Lanvin için mutluyum.
Moda sezonunun sonunda gelen bu açıklama, beni bu konuyla ilgili daha çok düşünmeye itti. Başarılı olabilen bütün markaların ardında büyük paralar yatıyor gibi görünüyor. Örneğin Loewe'deki Jonathan Anderson ve Kering'in desteklediği Christopher Kane.
Ben biraz da moda arenasında tek başına devam etmekte kararlı olan modanın yalnız kovboylarına odaklanmak istiyorum.
ROLAND MOURET: VELVET UNDERGROUND
XIX'den Simon Fuller tarafından desteklenmesine ve adının Victoria Beckham'la aynı cümle içinde çok geçmesine rağmen, Roland Mouret kendi marka kimliğini neden bir adım daha öne taşımıyor anlamış değilim. Bu sezon, tasarımlarında her şey yerli yerindeydi. "Velvet Underground" teması, geçmişte diğer tasarımcılar tarafından da çok kullanıldı. Ama o, Londra'nın Chelsea'sini kendi ülkesinden Saint-Germain-des-Prés'e bağlayarak başka bir stil yaratabilmişti. Üstelik, 80'lerden şarkıcı/söz yazarı Kate Bush'u ve Viktoryen öğeleri defilesine dahil ederek bambaşka bir ruh oluşturmuştu.
Roland Mouret'in imzası haline gelmiş görünümlerden biri, 2016-17 Sonbahar/Kış koleksiyonundan.
Fotoğraf: Kim Weston Arnold/InDigital
Mouret o ünlü "Galaxy" elbisesini bu sefer zengin şarap kırmızısı tonlarında tasarlamış ve kadife ile danteli kullanarak vücudu kontürlemiş. Art Nouveau tarzında desenlere sahip kısa ve uzun etekler ise defileye modern bir ihtişam katmış. Fakat birisi artık Roland Mouret'i modanın merkez noktasına çekmeli ve onu kadın vücudunu önemseyerek modern kesimler yapan bir tasarımcı olarak dünyaya duyurmalı. Öbür türlü, Roland Mouret bu sezon gördüğümüz birçok defileden sadece biri olarak kalacak.
Cédric Charlier: Breton Rüyası
Breton denizci stili, Coco Chanel ve Jean Paul Gaultier'den onay almış bir stil olduğuna göre klasiklerden sayılabilir. Zaman zaman denizci mavisini, parlak sarıyla değiştirmiş olsa bile Cédric Charlier de bu sezon Breton denizci stiline odaklanmıştı.
Cédric Charlier'in defilesinde parlak renkler, 2016-17 Sonbahar/Kış
Fotoğraf: Kim Weston Arnold/InDigital
Tasarımcı, sportif ve genç tasarımlarını,"Koleksiyonumu deniz kıyısında yaşayan bir kızın şehirli hayatına atılmasını hayal ederek tasarladım. İkonik denizci stillerini keşfetmek işime çok yaradı," sözleriyle açıklıyor.
Charlier, kendi markasını kurmadan önce Lanvin'de Alber Elbaz'la çalışmıştı. Kendi markasını kurarken elbette İtalyan Aeffe şirketi tarafından finansal olarak desteklendi. Ayrıca, Charlier artık haziran ve ocakta defile yapılan "şimdi al, şimdi sat" sistemini benimseyeceğini bildirdi. Umarım başarılı olur, çünkü var olan bi markaya canlılık katmak için kreatif direktörlüğe getirilenler kadar Charlie'nin taze ruhu da duyulmayı hak ediyor.