Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Suzy Menkes, Louis Vuitton'un Paris'teki sergisinden izlenimlerini yazdı.
Başımızın üstünde eski uçaklardan biri var, kanatlarına ise sanatsal bir düzenlemeyle seyahat çantaları yerleştirilmiş. Vintage bavullarla dolu bir buhar treninin penceresinden dağ ve üzüm bağı manzaraları göze çarpıyor. Çöl kumlarının üzerindeki dekorda, açıldığında portatif bir yatak olan büyük bavulları görülürken, karşısındaki gemi dekorunda Eric Flynn'in eşinin asil kıyafetleri sergileniyor.
Vay be! Paris Grand Palais'de görme fırsatı bulduğumuz 9 bölümlü sergi ne büyük bir yolculuktu ama! Salon d'honneur'un yüksek tavanının altında Louis Vuitton'un seyahat anlayışının teatral canlandırmasına tanıklık ettik.
Model Eva Herzigova, 9 farklı dekordan birinde poz verirken.
Fotoğraf: @SuzyMenkesVogue
Motorlu seyahat kısmında 1920'li yıllardan Sonia Delaunay'in tasarladığı kasklar, Damien Hirst'in tasarladığı kelebekli bavullarla ve Elizabeth Taylor'ın üzerinde sadece "Mine!" (Benim!) yazan seyahat çantasıyla tezatlık oluşturuyor.
Fotoğraf: Louis Vuitton
"Volez, Voguez, Voyagez - Louis Vuitton" sergisi; LMVH'nin CEO'su ve yöneticisi Bernard Arnault, eşi piyanist Hélène Mercier, Louis Vuitton'un direktörü, başkan yardımcısı ve Arnault'un kızı Delphine, ve Arnault'un oğlu Antoine ile partneri Natalia Vodianova tarafından gezdirilerek başladı. Vuitton'un yöneticisi ve CEO'su Michael Burke'nin ana çıkış noktası, "Her şey bir bavulla başladı" mantrasıydı.
Karl Lagerfeld, Antoine Arnault ve partneri Natalia Vodianova ile birlikte.
Fotoğraf: Louis Vuitton
Sergide aynı zamanda çöl dekorunda parıldayan metalik çantaların tasarımcısı ve markanın şu anki kreatif direktörü Nicolas Ghesquière de bulunuyordu, onun tasarımları sayesinde sergi çağdaş yönünü yitirmemişti.
Palais Galliera'nın müdürü ve serginin küratörü Olivier Saillard'a göre, her şey Çinli ressam Yan Pei Ming'in resmettiği moda evinin kurucusu Louis Vuitton'un modern portresiyle başladı. Bu portre, geçmiş ve geleceğin birçok farklı yolla bir araya getirilebileceğine örnek teşkil ediyor. Vuitton'un güncel tasarımları da aslında üstü kapalı bir biçimde geçmiş tasarımlarla iç içe geçmiştir.
Serginin sanat direktörü ve dekor tasarımcısı Robert Carson'a göre ise Louis Vuitton'un başlangıç noktası ahşaptı. (Robert Carson aynı zamanda Musée d'Orsay'da düzenlenerek biletleri yok satan tablolar ve fahişelik üzerine olan serginin ardındaki yaratıcı zekanın sahibi.)
Serginin küratörü Olivier Saillard
Fotoğraf: Louis Vuitton
Vuitton'ın seyahat hikayesini ahşap panel duvarlar ve bölmelerle başlatan Carson, "Bu bölüm, ahşapla ilgili ana kısım," diyor. Burada bavulların ana maddesine dönülerek bavulları oluşturmak için kullanılan ahşap malzemeler sergileniyor. Aynı zamanda her şeyin özü olan ağaca bir gönderme olarak Gustave Courbert'ten bir ağaç tablosu bu bölüme eklenmiş. 19. yüzyıl Fransız ressamının romantik realist tarzda resmettiği doğal manzaralar, sanayi devrimiyle beraber yok oldu.
Bu ağaçtan bavula hikayesi aslında Louis Vuitton'un hikayesinin gerçekliğini de gözler önüne seriyor. Louis Vuitton Fransa'nın Jura dağındaki ormanları aşarak gittiği Paris'te önce paketleyici olarak çalıştı, en sonunda da 1854'te kend, bavul (veya o zamanın deyimiyle sandık) işini kurdu.
9 sahne dekorundan 14 odaya yayılmış 3 tanesindeki bavullarda Louis Vuitton'un eski damalı desenlerinden sonra tasarladığı ikonik 1896 monogram deseni kullanılmıştı. Markanın yapı taşını oluşturan tasarımlar: Yuvarlak kapaklarıyla ilk bavullar, daha sonra eşya yerleştirmenin daha kolay olduğu düz bavullar ve en son da sanatçıların renklendirdiği tasarımlar. Louis Vuitton'a farklı süslemeler getirme fikri ilk kez Marc Jacobs'ın, Takashi Murakami veya Cindy Sherman gibi tasarımcılarla anlaşmasıyla gerçekleşmiş.
Fotoğraf: Louis Vuitton
Sergide göze çarpan başka tarihi noktalar da var, örneğin kurucunun meraklı torunu Gaston-Louis Vuitton tarafından toplanan farklı antik bavullarla oluşturulmuş duvar.
500 yıllık seyahat tarihi, son olarak üzerine ünlü isimlerin işlendiği çağdaş çantalarla dengelenmiş. Tasarımları kişiselleştirme, Vuitton'un imzası haline gelmiş bir özelliği. Küratör Saillard'ın ünlülerin kıyafetlerini de bu sergiye dahil etmesi, o mutlu günlerdeki seyahat ihtişamını hissettiriyor.
Bu sene üç farklı LV sergisi izledim: Birisi Vuitton'un memleketi ve el işi atölyelerinin bulunduğu Asnières-sur-Seine'deydi. Objelerle ilgili o sergi, moda ve müzecilik üzerine profesörlük yapan Judith Clarke tarafından son derece iyi bir şekilde düzenlenmişti. Clarke, bir ambara benzeyen ortamı etkileyici objelerle doldurmuştu. İkinci sergi ise Londra Moda Haftası'nda düzenlendi ve el işçiliğine odaklanmıştı.
Paris'teki Volez Voguez Voyagez ise Grand Palais'nin ruhuna yaraşır bir biçimde geçmişe dönük bir sergi. Bavulların sayıca çok olmasına rağmen, asil düzenlemeler ve çarpıcı seyahat dekorları onlara hayat katmış.
Belki de bu sergiyle verilmek istenen örtük bir mesaj vardır: Moda, giyim ve hatta ünlülere özel tasarlanmış o el çantaları Louis Vuitton'un köklü tarihinin yalnızca bir parçasını oluşturuyor.
Vuitton'un 'Volez Voguez Voyagez' sergisi 21 Şubat 2016'ya kadar Paris'te görülebilir. Giriş ücretsiz.
Çeviri: Kardelen Berfin Kobyaoğlu