Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Bu ay, hayatın çok ağır aktığı, gözlerden uzak bir İtalyan adasının dar sokaklarını rehavetle arşınlayan bir rock yıldızıyla randevunuz var.
David Bowie kadın olsaydı, herhalde onun gibi görünürdü. İç gıcıklayan, erotik gerilim
A Bigger Splash / Sen Benimsin’de Tilda Swinton’ın zarafetle canlandırdığı, karizmatik karakter Marianne Lane’den bahsediyoruz.
Filmde; geçirdiği ameliyatın ardından, kelimelerden yardım almadan, huzur ve sessizlik içinde ses tellerinin iyileşmesini bekleyen Lane’in sevgilisiyle (Matthias Schoenaerts) yaptığı tatil, yerinde duramayan eski sevgilisi (Ralph Fiennes) ve onun yetişkin kızının (Dakota Johnson) gelişiyle sekteye uğruyor.
Cennetteki inzivanın büyüsü bozuluyor, mahremiyet darmadağın oluyor, geçmişin hayaletleri ortalığa salınıyor.
Böylece dörtlü arasında kışkırtıcı bir meydan muharebesi başlıyor.
Bütün bunlar, filmin damarlarınızdaki kanın akışını hızlandırması için yeterli.
Ancak Sen Benimsin’in asıl çekici yanı, Raf Simons’ın elinden çıkan kıyafetler ile Tilda Swinton’ın birlikte oluşturduğu kusursuz bütünü seyre dalmak.
Karakteri giydirirken, 50’lerdeki İtalya ziyaretinde yönetmen Roberto Rossellini’ye âşık olan özgür ruhlu ve korkusuz Ingrid Bergman’ın o dönemki çizgisinden ilham aldığını söyleyen Simons, çıkardığı işle öyle gürültü kopardı ki, filmi orijinal bir Dior defilesi olarak izleyenlerin sayısı hiç de az değil. Neden olmasın?
Karakteri giydirirken, 50’lerdeki İtalya ziyaretinde yönetmen Roberto Rossellini’ye âşık olan özgür ruhlu ve korkusuz Ingrid Bergman’ın o dönemki çizgisinden ilham aldığını söyleyen Simons, çıkardığı işle öyle gürültü kopardı ki, filmi orijinal bir Dior defilesi olarak izleyenlerin sayısı hiç de az değil. Neden olmasın?
Karakteri giydirirken, 50’lerdeki İtalya ziyaretinde yönetmen Roberto Rossellini’ye âşık olan özgür ruhlu ve korkusuz Ingrid Bergman’ın o dönemki çizgisinden ilham aldığını söyleyen Simons, çıkardığı işle öyle gürültü kopardı ki, filmi orijinal bir Dior defilesi olarak izleyenlerin sayısı hiç de az değil. Neden olmasın?
Karakteri giydirirken, 50’lerdeki İtalya ziyaretinde yönetmen Roberto Rossellini’ye âşık olan özgür ruhlu ve korkusuz Ingrid Bergman’ın o dönemki çizgisinden ilham aldığını söyleyen Simons, çıkardığı işle öyle gürültü kopardı ki, filmi orijinal bir Dior defilesi olarak izleyenlerin sayısı hiç de az değil. Neden olmasın?
Karakteri giydirirken, 50’lerdeki İtalya ziyaretinde yönetmen Roberto Rossellini’ye âşık olan özgür ruhlu ve korkusuz Ingrid Bergman’ın o dönemki çizgisinden ilham aldığını söyleyen Simons, çıkardığı işle öyle gürültü kopardı ki, filmi orijinal bir Dior defilesi olarak izleyenlerin sayısı hiç de az değil. Neden olmasın?
Karakteri giydirirken, 50’lerdeki İtalya ziyaretinde yönetmen Roberto Rossellini’ye âşık olan özgür ruhlu ve korkusuz Ingrid Bergman’ın o dönemki çizgisinden ilham aldığını söyleyen Simons, çıkardığı işle öyle gürültü kopardı ki, filmi orijinal bir Dior defilesi olarak izleyenlerin sayısı hiç de az değil. Neden olmasın?
Karakteri giydirirken, 50’lerdeki İtalya ziyaretinde yönetmen Roberto Rossellini’ye âşık olan özgür ruhlu ve korkusuz Ingrid Bergman’ın o dönemki çizgisinden ilham aldığını söyleyen Simons, çıkardığı işle öyle gürültü kopardı ki, filmi orijinal bir Dior defilesi olarak izleyenlerin sayısı hiç de az değil. Neden olmasın?