Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Dior’un yarım asırlık makyaj sanatını kitaplaştıran üç vizyoner Serge Lutens, Tyen ve Peter Philips'ten arşivlik bir çalışma: Dior, The Art of Color.
Dior kadının ikonik güzellik ve makyaj sırlarını, her sezon büyük bir heyecanla takip ederek yorumluyoruz. Renkler ve makyaj sanatı, Dior için güzellik algısından da öte tamamlayıcı bir hikaye niteliğinde. Bu Mösyö Dior'un zamanından günümuze Dior bünyesinde asla değişmedi. Dior’un renkli güzellik tarihi, 1949 yılında Rouge Dior rujunun yeni bir güzellik algısı yaratması ve 1967 yılında Serge Lutens’ın markanın ilk görsel ve makyaj sanat direktörü olarak atanmasıyla resmi olarak başlamış olabilir fakat bu görsel sanatı besleyen aslında Christian Dior'un ta kendisi. Dior, The Art of Color kitabı da Mösyo Dior'la başlayıp, günümüzde Peter Philips'le devam eden yarım asırlık makyaj sanatını, Dior vizyonerlerinin penceresinden anlatıyor.
Renkler ve renk oyunları Christian Dior için her zaman bir ilham kaynağı oldu. Çocukluğundan gelen sanat tutkusu, gençliğinde tanıştığı Paris'in bohem dünyasıyla birleşince, Mösyö Dior içindeki sanat aşkını, henüz 23 yaşındayken partneri Jacques Bonejan ile bir sanat galerisi açarak diri ve coşkulu tuttu. Giorgio de Chirico, Pablo Picasso, ve Fernand Léger gibi sanatçıların sergilerine yer veren Mösyö Dior, kendi estetiğinin temel taşlarını açtığı sanat galerisi üzerinden özetledi. O çağdaş, yenilikçi, dinamik, renkli ve bir kompozisyon oluşturabilecek kadar farklı ögeleri bir araya getirebilecek vizyona sahipti.
Mösyö Dior'un, yeni çağın güzellik anlayışını oluşturan renk kompozisyonuna, yarım asırlık makyaj sanatının temeli olarak bakabiliriz. Güzellik normlarının moda otoriteleri ve dergiler tarafından şekillendirildiği 60'larda Serge Lutens'ın çağdaş ve renkli makyaj sanatıyla bir devrim yaratması Mösyö Dior'un sanat referanslarıyla doğrudan ilişkili. Serge Lutens, 60'lı yılları şöyle özetliyor: "Makyaj ve kozmetik ürünlerinin sayılı olduğu bir dönemde, çizilmiş ve dışına çıkılması hoş karşılanmayan güzellik normları vardı. Yaptığınız işin kabul görmesini istiyorsanız, ayak uydurmak zorundaydınız. Biz kendi özgürlüğümüzü 60'ların ikinci yarısında kitlelerle buluşan cinsel devrimle sağladık. Bu devrimle beraber rujlarımız da daha renkli, daha vahşi ve daha ifadeli olmaya başladı. 60'lara geldiğimizde Rouge Dior sekiz farklı rengi mevcuttu, hatta fosfor turuncusu bile."
80'lerde Serge Lutens'ın özgür vizyonunu ünlü makyaj sanatçısı Tyen devraldı. Sosyolojik ve kültürel devrimlerden ziyade daha naif ve sessiz ilham kuyularının keşfedildiği bir dönemde, Dior'un kuvvetli renklerini biraz daha parlatmak için uğraşan Tyen, vizyonunu müziğe ve doğaya teslim ettiğini söylüyor. 80'lerin Dior kampanyalarını anımsayanlar, Dior kadının kiraz kırmızısı dudaklarını hatırlayacaktır. Tyen ikonik Dior dudakları hakkında "Narın büyüleyici rengini kıskandım ve çaldım. Yetmedi kirazların tutkulu rengine özendim, onu da aldım. Gülün kırılganlığına göz diktim ve doyasıya esinlendim. Güçlü Dior renklerini her zaman doğadan yarattım." diyor.
Her kadın bir birey, ve her makyaj bireysel olmalı. - Peter Phillips
Dior, The Art of Color kitabının son bölümünde ise Peter Phillips'in izlenimleri var. Dior'un görsel ve makyaj sanatından sorumlu isim Peter Phillips 2014 yılından beri Dior ailesinde. O, Lutens ve Tyne'dan biraz daha farklı olarak, renklerini içgüdüleriyle belirlemeyi tercih edenlerden. "Bugün tek bir makyaj stilinden söz etmemiz mümkün değil. Beslenebileceğimiz birçok dönem, stil ve örnek var. Bu çeşitliliğin arasında, ben her zaman kendi iç rengimi ve sesimi dinliyorum." diyen Peter Phillips ekliyor: "Her kadın bir birey, ve her makyaj da bireysel olmalı."
Meraklısına not: Dior, The Art of Color kitabını Rizzoli'den satın almak mümkün. Fiyatı ise 115 dolar.