Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Bu yazıda, uzun vardiyalarının arasında fırsat yaratıp bize hislerini aktaran hemşire ve doktorların notlarını, anılarını bulacaksınız. Koronavirüs salgınında görev alan kadın sağlık çalışanlarının zor zamanlarında onlara güç veren ve mücadeleye devam etmelerini sağlayan sebepler hepimize ilham olsun istedik.
Her süper kahramanın pelerini yok. Kiminin üniforması görmeye alıştıklarımızdan epey farklı. Süper güçleri de. Ülkelerin halkları balkonlarda onlar için buluştu, avuçları patlayana kadar onları alkışladı. Aylarca, güç koşullarda kalın maskelerin, koruyucu plastiklerin ardında nefes aldılar, aslında nefes oldular onlar.
Bu sayfalarda, uzun vardiyalarının arasında fırsat yaratıp bize hislerini aktaran hemşire ve doktorların notlarını, anılarını bulacaksınız. Koronavirüs salgınında Türkiye, İtalya, İspanya ve Amerika’daki hastanelerde görev alan kadın sağlık çalışanlarının zor zamanlarında onlara güç veren ve mücadeleye devam etmelerini sağlayan sebepler hepimize ilham olsun istedik.
Çocuk doktoru Zelal, FaceTime üzerinden yaptığımız fotoğraf çekimi sırasında, “Yaşadığımız bu zor günlerde, beni bir şeylerin bu kadar heyecanlandırabileceğini tahmin bile edemezdim” dedi, gözlerinin içi parlayarak. Bu sözleri duymak ve duyurabilmek, bu hikayeleri başkalarıyla paylaşmanın onlara ne kadar iyi geldiğini görmek bize de öyle iyi geldi ki; bardağın dolu tarafını görebilmek, hayatımızdan ve koşullarımızdan yakınırken bir durup şükredebilmek için sizlere de esin vermesini umuyoruz. Güçlü ve azimli kadın sağlık çalışanlarının sesi olabilme şansına sahip olduğumuz için mutluyuz. Anı yaşamanın önemini onlara sorduk. Çünkü zaman şimdi dediğimiz bu sayıda, nefes alabilmenin mucizesini onlardan iyi kim bilebilir ki…
Gözde Günindi
Aile Hekimi Asistanı, Şişli Hamidiye Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi, İstanbul
Osho, “Yaşanmamış bir yaşam ölüme güç verir ve doyasıya yaşanmış bir yaşam, ölümün tüm gücünü alır” der. Hayatımı haddinden fazla mı erteliyorum diye kendimi sorguladım bu süreçte. Bu hayatın tadını yeterince çıkarabiliyor muyum? Mecbur olduklarım mı daha önemli yoksa hayattan istediklerim mi? Bu hayatta önceliğim ben miyim yoksa başkaları mı? Anda olmak, ânı yaşamak gerek çünkü bir yarınımız olduğundan ne kadar eminiz ki? İnsanların pandemi sürecindeki güçlü tutumu, ülke olarak yeniden bir araya gelmiş olmamız, yaşadıklarımızdan ders çıkarabilme ihtimalimiz bana umut veriyor. Pandemiyle beraber sağlık çalışanları olarak ilk kez halkın neredeyse tamamı tarafından takdir edildik. Bu takdirle beraber kendimi ilk defa gerçekten ‘doktor’ gibi hissettim. Bu yüzden ne zaman umutsuzluğa sürüklensem, her gün insanlardan duyduğum pozitif geri bildirimlerden güç aldım. Sağlık çalışanları olarak isteğimiz, bu süreçten sonra da insanlardan aynı saygıyı ve sevgiyi görebilmek. Birbirimizin, sağlığımızın ve yaşadığımız dünyanın, doğanın kıymetini artık daha çok bileceğimizi ümit ediyorum.
Gülşen Yücel Oğuzdoğan
Radyoloji Uzmanı, Başakşehir Şehir Hastanesi, İstanbul
Ben de çoğu sağlık sektörü çalışanı gibi bu mesleği hayat kurtarmak istediğim için seçtim ve seçerken ne kadar zor olduğunu, bizi uykusuz gecelerin ve zorlu süreçlerin beklediğini bilerek yola çıktım. Fakültede ihtisas sürecimde bile bu sorumluluk omuzlarımdaydı ve bu his beni hep daha iyisini yapmaya teşvik etti. Salgın boyunca da en büyük gücü mesleğime olan sevgimden aldım. Bir hastanın ya da hasta yakınının hayatına dokunmak, iyileşme sürecine katkıda bulunup sağlığına kavuştuğunu görmek, mücadeleye devam ederken en büyük motivasyonum oldu.
Hayat, kaçırmak için çok kısa… Bir o kadar değerli. Ânı yaşamak elzem, çünkü yarın kimlerin nerede ve ne durumda olacağını bilmiyoruz. Bazen günlük rutinin içinde kayboluyoruz; hep bir sonraki adımı, bir sonraki işi düşünüyoruz. Bu yüzden vardiyalarım arasındaki her saniyeyi olabildiğince dolu dolu ve hayatıma anlam katarak geçirmeye çalışıyorum. Her şeye rağmen hayata tutunmak zorundayız. Sadece bir hayatımız var ve en kötü gün bile yarını görmek için yaşanmaya değer.
Paola Fontana
Endoskopi Uzmanı, ASST Ovest Milanese Hastanesi, Milano
Hiçbir karşılık beklemeden fedakarlık yapmak ve hayat kurtarmak benim işim. Mesleğime duyduğum şevk, her şeyin yoluna gireceğini görme arzusu bana güç veriyor. Salgın boyunca kendi uzmanlığımın dışındaki bir alanda görev aldığım için omuzlarımdaki yük arttı, ancak bu mücadelede meslektaşlarımla işbirliği içinde olmak ve onlardan aldığım destek bana yalnız olmadığımı hatırlattı. Ailem ve bir yaşındaki oğlum ise zorluklarla başa çıkabilmek için en büyük motivasyon kaynağım oldu. Çalışırken özlüyorum oğlumu, fotoğraflarına bakma ihtiyacı duyuyorum ama telefonumu eldivenlerimle tuttuğumda virüsü bulaştırma riski olduğu için telefonumdan bakamıyorum, bu yüzden hastanedeki kilitli dolabıma bir fotoğrafını koydum. Daima bardağın dolu tarafını görmeye çalışan biriyim ben. Biliyorum ki pandemi kısa sürede bitecek ve normal hayatımıza döneceğiz çünkü biz virüsten daha güçlüyüz! Hayatın bize ve çocuklarımıza sunacağı daha o kadar çok şey var ki… Sırf bu yüzden ona sıkı sıkı tutunmamız gerekiyor. Tüm zorluklara ve risklere rağmen bir hastanın size teşekkür ettiğini duymak gerçekten paha biçilmez bir duygu. Birinin sağlığını geri kazanmasına yardımcı olduğumu bilmek, bana dünyanın en güzel işini yaptığımı hissettiriyor!
Zelal Buluş Dereköylü
Pediatri Doktoru, İstanbul Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi, İstanbul
Hastaların sevdikleriyle tekrar bir arada olmasını sağlamanın, yeni doğan bir bebeği hayatta tutmanın hissettirdikleri tarif edilemez. İnsan elinin yaşamı bu denli şekillendirdiğine şahit olmak, doktor olarak beni bile bazen şaşırtabiliyor. Hastalarımın bana ihtiyaç duyduğunu bilmek, her zaman kudretli olmam gerektiğini hatırlatıyor. Bazen çok zorlandığım anlarda derin bir nefes almak için duruyorum ve kendime, ‘sen elinden gelen her şeyi yaptın, sen ne durumlar atlattın!’ diyorum. Hiçbir şeyin beni yıldırmasına izin vermeden, daha nice insanın ve çocuğun beni beklediğini düşünerek her şeye kaldığım yerden devam ediyorum. İnsanlara karşılıksız yardım etmek, bir kadın olarak zorlukların üstesinden geldiğimi görmek kendimi tam ve güçlü hissettiriyor. Tedavi sürecini tamamlamış, sağlıklı bir şekilde ailesinin yanına dönen hastaları görmek, yakında eski güzel günlerimize geri döneceğimize olan inancımı artırıyor. En zor anlarımda ailem ve eşim en büyük destekçilerim oldular, salgınla birlikte aile kavramının benim için ne kadar önemli olduğunu bir kere daha anladım. Açık havada oturmak, güneşin içinizi ısıtması, sevdiklerinize sarılmak gibi sıradan görünen şeyler hepimiz için ne kadar mühimmiş meğer! Ânı yaşamalıyız; çünkü geçmişin pişmanlıklarını taşımak ve geleceğe dair sürekli kaygı duymak, boşa geçirilmiş bir ömür demek. Geri dönüp baktığımızda yıllarımızı böyle geçirdiğimizi görmek çok büyük vicdan azabı yaşatır. Gelecek günlerin bize neler getireceği bir sürpriz, o yüzden şimdiye sıkı sıkı tutunmalıyız.
Miranda Pérez Molina
Pratisyen hekim, Las Águilas Sağlık Ocağı ve COVID-19 IFEMA Hastanesi, Madrid
Şu an aile hekimliğinde görevliyim ve hastalarımın çoğu yetmiş yaş üstü. Bu bölüme transfer edildiğimde birkaç haftadır benim gözetimimde olan, durumu kritik bir hastama veda edemeden ayrılmıştım. Onunla ilgilenmeye devam eden yakın bir doktor bir arkadaşım vasıtasıyla bana tamamen iyileştiğini anlatan, onun için yaptıklarıma teşekkür eden hayli duygusal bir mesaj gönderdi ve bana dünyaları verdi! Böylesi hikayelerin yanı sıra bugünlerdeki en büyük motivasyon kaynağım ailem ve iş arkadaşlarım. Arkadaşlarımın çoğu doktor olduğu için neler olup bittiğiyle ilgili hepimizin düşünceleri ve hisleri müşterek; bu yüzden birbirimize çok destek oluyoruz. Evde kalmanın hepimize, sürekli ertelediklerimizi gerçekleştirme ve bizim için nelerin gerçekten değerli olduğunu gözden geçirme şansını verdiğine inanıyorum. Salgın sona erdiğinde ailemi ve kız kardeşimi ziyaret edebileceğim, arkadaşlarıma sıkıca sarılabileceğim ve onlarla dışarı çıkıp eğlenebileceğim günleri düşünmek umut verici. Zorlandığım anlarda, hastalarımın hayata sıkı sıkı tutunduklarını ve bu mücadelede hep beraber olduğumuzu görmek bana güç veriyor. Aile hekimliğinde uzmanlığımı yaparken anladım ki sadece hastalarıma değil, onların ailelerine karşı da bir sorumluluğum var. Bazen hastalarını iyileştiremesen bile onları ve ailelerini zor zamanlarda yatıştırabilirsin, bunun önemini son yıllarda fark ettim. Geleceğin bize neler getireceği meçhul, şu an sahip olduklarımızın kıymetini bilmek tam da bu yüzden çok önemli.
Karen Cunningham
Hemşire, Lenox Hill Hastanesi, New York
1800’lü yılların ortasında hemşirelik yapan Florence Nightingale’ın şu sözü hiç aklımdan çıkmıyor: “Korkunun ruhu altında ne kadar az şey yapılabilir.” Tüm zorluklara rağmen korkmadan mücadele etmemiz gereken bir süreçten geçiyoruz. Bu müşterek durum için dayanışma içinde olduğumuzu hissetmek, meslektaşlarımın hem hastalara hem iş arkadaşlarına gösterdiği şefkati görmek, insanların bir araya geldiğinde çözemeyeceği hiçbir problem olmadığını bilmek beni cesaretlendiriyor. Sorumluluk almanın beni geliştirdiğine inanıyorum. Kendimi fedakarlık yapıyormuş gibi hissetmiyorum. Hastaları tedavi etmek hayatıma anlam katıyor ve beni faydalı hissettiriyor. Özellikle de bir hastayı iyileştirdiğimi veya rahatsızlıklarının verdiği acıları azalttığımı ve onları duygusal olarak rahatlattığımı görmek, benim için en büyük ödül. Zorlandığım anlarda ailemin ve eşimin sağlıklı olduklarına şükredip, onlarla güç buldum. Salgın bana hiçbir şeyin sağlığımızdan ve birbirimizle olan ilişkimizden daha önemli olmadığını hatırlattı. Geçtiğimiz günlerde eşim beni işten almaya geldi. Hudson nehri kenarında arabayla giderken göğün ihtişamına, ufuk çizgisine öylece bakakaldım. O an elimi tuttu eşim… Ânın kıymetini bilin. Çünkü hayat gerçekten de andan ibaret.