Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Birkaç yıl içinde, çocuğu olmayan bekar bir adamdan beş çocuklu bir babaya dönüşen ünlü Fransız iş adamı Antoine Arnault ve kalbi en az yüzü kadar güzel bir süpermodel, Natalia Vodianova. Masalsı aşk hikayelerini, çiftin Paris’teki evinde dinledik. Onlarınki gerçek bir modern aile.
Vodianova Dior elbise ile Arnault’un üzerinde Loro Piana kıyafet var.
Paris’te Eyfel Kulesi’ne bakan dairelerinin oturma odasına girerken, Natalia Vodianova, “Şahane dağınıklığıma hoş geldiniz” diyor. Cilalı bir Yamaha piyanonun etrafı şekerlemeleri andıran rengarenk çocuk oyuncaklarıyla dolu. Ahşap yapbozlar, salıncaklı at, plastik kasa ve oyuncak telefon, odadaki Louis Vuitton ahşap sandığa monte edilmiş büyüklerin oyuncağı rulet çarkıyla birbirlerini uyumla tamamlıyor. Her yerde kitap yığınları var, zira Vodianova’nın altı yıllık hayat arkadaşı ve en küçük iki çocuğunun babası Antoine Arnault, kitap atmaya kıyamıyor. James Dashner’ın Labirent serisinden Ölümcül Kaçış gibi popüler romanlar, pek de albenisi olmayan poker el kitabı ve kadınlara ürün satış ipuçları veren Fransızca pazarlama kitaplarıyla yan yana. Aralarında Yves Klein, Steve McCurry, Erwin Olaf ve Alexander McQueen’in sehpa üstü koleksiyon ciltlerinin de olduğu, bir sanat kitabevinin rafarını dolduracak sayıda resimli kitap ve bir yığın müzayede kataloğu var; şömizlerin üzerinde biberonlardan kalma halka lekeler görüyorum; olur o kadar... Kitaplardan arta kalan alanda ise kocaman Cire Trudon mumları, gelincikler ve pembe güllerle dolu vazolar ya da ailenin tatil fotoğraflarını sergileyen çerçeveler ilişiyor gözüme. Apartman dairesinin her köşesinde karşınıza çıkan sanat eserleri olmasa, bu evde bir süpermodel ile Fransa’nın en mühim iş adamlarından Benard Arnault’un oğlunun yaşadığını asla tahmin edemezsiniz.
Vodianova-Arnault ailesi Paris’teki evlerinde. Lucas, Loro Piana giyiyor. Roman’ın üzerinde Dior hırka ve pantolon, Loro Piana gömlek ve ayakkabı var. Viktor, Dior gömlek, hırka, pantolon ve Loro Piana ayakkabı giyiyor. Neva, Pallas bluz, Dior pantolon, Chanel ayakkabı ve Repossi küpeleriyle. Natalia Vodianova, Chloe elbise, Dior gömlek ve ayakkabısıyla; Antoine Arnault ve Maxim ise üzerlerinde kendi giysileriyle poz veriyor.
Vodianova, piyanonun yanındaki sedirde otururken çocuklarıyla haşır neşir. Bir yaşındaki Roman, yakında on altı yaşına girecek Lucas’ın kucağında; dokuz yaşındaki Victor piyano çalmaya çalışıyor; üç yaşındaki kıvırcık saçlı Maxim ise on bir yaşındaki ablası Neva’nın saçlarını çekiştirmekle meşgul. Natalia ve Arnault beşyıl önce buraya taşındıklarında, aralarında yalnızca Natalia’nın eski eşi Justin Portman’dan olan üç çocuğu vardı. Aileye sonradan katılan iki minik, duvarlara parmak izlerini bırakmış; aile Rusça ve İngilizce dağarcığına Fransızcayı da katmış ve seramiklerin bulunduğu konsol, ilkyardım dolabına dönüştürülmüş. Bunca çocukla ufak tefek yaralanmalar bitmiyor haliyle. Üst katta, Roman’ın odasının yanındaki duvarda, aile fertlerinin boy uzunlukları işaretli. Bernard Arnault’nun ilk eşi, çocukların büyükannesi Anne Dewavrin, ki ona burada “mamoune” deniyor, bir de ailenin yakın dostu Karlie Kloss’un boyları da duvarda işaretli. Karlie de laf aramızda, Antoine dışında herkesten uzun. Vodianova, “Oyuncakların işgal etmediği bir tek alan yok evde” diyor. “Yeni ve daha geniş bir ev arayışındayız ama bu evde öyle mutlu günlerimiz oldu ki, bırakmaya da gönlüm elvermiyor.”
Natalia Vodianova ve Lucas, Park Seo-Bo tablosunun altında. Lucas’ın üzerinde Officine Generale blazer ceket, pantolon ve ayakkabı var, gömleği ise Vince. Vodianova, Givenchy elbise ve ayakkabılar giyiyor.
Derin ses tonu ve babasının zarif mesafeliliğini taşıyan Arnault ile ilişkileri başladığında, Vodianova, Portman ile boşanma sürecindeymiş. Arnault, çocuksuz bir bekardan bir anda üç çocuklu bir babaya dönüşme sürecini anlatıyor: “Lunaparkta bir hız trenine binmek kadar heyecan verici bir tecrübeydi.” Natalia’yı ilk gördüğü anda içinden bir ses ona aradığı kadının bu olduğunu söylemiş. Natalia ise o ilk karşılaşmayı hatırlamıyor bile. Arnault, “2008 yılı Louis Vuitton kampanya çekimlerinde gördüm onu” diyor, “Eva Herzigova, Claudia Schiffer, Angela Lindvall, Naomi Campbell ve Stephanie Seymour gibi süper modellerin arasında, ona hayran kaldığımı hatırlıyorum. Havası, görüntüsü, saçları... Muhteşem bir aurası vardı.” Birkaç yıl boyunca karşılaştıkları sosyal ortamlarda dostane sohbetler etmişler. Arnault o dönemde birlikte olduğu kız arkadaşından ayrılmış. “Natalia’nın da kocasından boşandığını gazetelerden öğrendim” diyor ve ekliyor, “Hemen ona bir mesaj attım.” Vodianova medyaya yakalanıp dedikodulara sebebiyet vermemek için birkaç ay onu bekletse de, nihayet, Arnault’un Paris manzaralı apartmanında buluşmuşlar. Vodianova, “Şehri karşımıza alıp bir şeyler içtik. Çok komik bir geceydi çünkü ikimiz de çok çekingendik. Onun denim pantolon gibi günlük kıyafetler giyen biri olduğunu gördüğümde ondan daha çok hoşlandım” diyor. “O gece beni öpmeye bile çalışmadı. Birinin beni beğenip beğenmediğiyle ilgili endişe duymam normalde, son derece özgüvenli biriyimdir ama çok garipsemiştim bu durumu ve kendi kendime ‘belki de yalnızca arkadaş olmak istiyordur’ diye düşündüm.” O buluşmanın ardından gelen telefon mesajlarından anlamış ki, Arnault’un niyeti arkadaşlıktan çok daha fazlası...
Vodianova’nın üzerinde Bottega Veneta pardösü, Cecil küpeler var.
Natalia, Arnault’ya bir sonraki randevuda âşık olmuş. Saint-Germain’deki La Societe’de yemek yerlerken, sohbet sırasında, her ikisinin de Ibiza’da kiraladığı yazlık evlerin birbirine on dakika mesafede olduğu ortaya çıkmış. Natalia boşandığından beri çocuklarıyla hiç kimseyi tanıştırmadığı halde Arnault’yu eve davet etmiş. Arnault o günü gülümseyerek anlatıyor: “Evde yalnızca çocuklar değil, Natalia’nin annesi, büyükannesi, büyükbabası ve bir de çocuklarla ilgilenen iki bakıcı vardı. O gece, bakıcılardan biri panik atak geçirdiği için ambulans çağırmak zorunda kaldık. Cümbüşlü bir ailenin içine girmek üzere olduğumun farkındaydım. O günden sonra hemen hemen her hafta İngiltere’ye, onları ziyarete gitmeye başladım. Natalia’ya Paris’e gelmesini, onunla birlikte yaşamak istediğimi söylediğimde bana bundan emin olup olmadığımı sordu; kalabalık bir ailesi olduğunu söyledi. Tabii ki emindim. Üstelik onunla çocuklarımız olmasını da çok istiyordum. Uruguay’da yaşayan eski kocasıyla görüşüp uzlaştıktan sonra çocukları Paris’te uluslararası bir okula yazdırdık ve bir aile olarak hayatımıza başladık.” Sözü Natalia alıyor: “Belki de en başta onu düşünerek çocuk sahibi olmak istedim, benim zaten üç çocuğum vardı. Fakat bir adama âşık olduğunuzda bu güzelliği onunla da yaşamak istiyorsunuz.” İki yıl sonra Maxim dünyaya gelmiş, ardından yine iki yıl bekleyip Roman’ı kucaklarına almışlar.
“Birkaç yıl içinde, çocuğu olmayan bekar bir adamdan beş çocuklu bir babaya dönüşmek muhteşem bir duygu” diyor, Arnault. “Natalia da ilk çocuklarından sonra daha olgun ve deneyimli bir anne artık. Üstelik, kulağa çok bencil gelecek belki ama ufaklıklara bakmak konusunda hayatımızı oldukça kolaylaştırıyorlar.” Yeni ailesiyle birlikte Arnault’nun iş hayatında da harika gelişmeler olmuş. İlk olarak Berluti’nin CEO pozisyonunu üstlenmiş ve Maxim’in doğumundan altı ay önce İtalyan kaşmir firması Loro Piana’nın yönetim kurulu başkanlığına seçilmiş. Ev ve iş hayatındaki gelişmelerin birbirini beslediğini ve onu daha etkili iletişim kurabilen biri haline getirdiğini söylüyor.
Yemek salonunun merkezinde, Ryan McGinley tablosu asılı.
Moda hafızası güçlü olanlar, on yedi yaşında, insanı allak bullak eden cazibesiyle podyuma çıkan Vodianova ile bu otuz beş yaşındaki kadının aynı olduğuna inanmakta zorluk çekebilir. Hâlâ masum ve çocuksu bir güzelliği var. Patrick Demarchelier fotoğraflarını çekerken, net Rusça komutlarla çocuklarını hizaya sokuyor. Saniyeler sonra muhteşem gülüşüyle Demarchelier’ye dönüyor ve bakışlarıyla büyülüyor.
Hanson’ın Beagle in a Basket heykeli ise ailenin en sevdiği parçalardan
Vodianova’nın saklamadığı ama fazla abartıp dramatize de etmediği bir geçmişi var. Bekar annesiyle yaşadığı Gorky olarak anılan Sovyet şehri Nizhny Novgorod’da yoksulluk içinde büyümüş. Serebral palsi (beyin felci) hastası kardeşinin bakımına yardım etmek için on bir yaşındayken annesiyle pazarlarda meyve satmaya başlamış. Fabrikadan emekli anneannesi, buzlu sularda yüzmeye bayılan, kendine has bir stili olan, Natalia’ya güvenilir bir aile ortamında olduğunu ve sevildiğini hissettiren önemli bir gür olmuş. On yedi yaşındayken keşfedilen Natalia, “Modellik kapısı açılmasaydı, muhtemelen günlerim hâlâ sokaklarda geçiyordu” diye anlatıyor. Henüz on dokuz yaşında podyumların yıldızı olup emlak zengini eski kocası Portman’la evlenip Lucas’ı dünyaya getirdiğinde, mesleğini bırakıp bırakmayacağı merak konusu olmuştu. Natalia bu sorulara cevabını, doğumdan altı hafta sonra Yves Saint Laurent defilesinin açılışını yaparak vermişti.
“O yıllarda henüz batılılaşmamıştım. Delice âşık oldum ve hamile kaldım” diyor. “Geldiğim kültürde on dokuz yaşında anne olmak gayet normal. Kimse, batıda olduğu gibi çocuklarına dönüp ‘sen çok kıymetlisin, bu adamın sana layık olduğuna emin misin’ diye sormaz. Dolayısıyla aşk, bana kıymetli olduğumu hissettiren tek şeydi. Şimdi kızıma aynı şeyi yapmasını nasihat eder miyim? Kesinlikle hayır!” Bütün profesyonel ve kişisel başarılarına karşın “Hep tetikteyim” diyor ve ekliyor, “Hayatta başıma gelebilecek kötü şeylere hazırlıklı olmaya çabalıyorum.”
Vodianova Loro Piana gömlek, Emilio Pucci pantolon ve Tabitha Simmons ayakkabı giyiyor. Neva’nın üzerinde Loro Piana blazer ceket, Louis Vuitton elbise var.
Vodianova’nın ailesi ona maddi imkanlar sunamamış ama hayatta bir amaç edinmenin önemini öğretmişler. Eskiye göre öncelikleri değişmiş olsa da, çalışma prensiplerini aynı titizlikle koruyor Vodianova. Calvin Klein ve Guerlain gibi uzatmalı sözleşmelerinden doğan görevlerine ve editoryal işlere yılın bir ayını ayırıyor. Onun dışında her gün çocukların okuldan dönüş saatine yani akşamüstü dörde kadar, Naked Heart Vakfı’nın Paris şubesinde.
Evin her yerinde kitaplar ve çiçekler var. Çocuklar oturma odasının hakimleri
Vodianova’nın 2004 yılında kurduğu bu vakıf, yılda iki kez görkemli galalar düzenliyor; Love Ball ve Fabulous Fund Fair galalarına ek olarak, çeşitli sanat ve moda etkinliklerinde de yer alıyor. Vakıf, 2004 yılında Çeçen ayrılıkçıların Beslan, Kuzey Osetya’yı işgali sırasında doğan bir kir. Vodianova, o dönemde ülkesi için bir şeyler yapma arzusunu hiç olmadığı kadar şiddetli hissetmiş ve engelli çocukların oynayabileceği oyun alanları açılmasına önayak olmaya karar vermiş. Başarılı model, Rusya’da engelli çocuklar için kurumsal ve sosyal anlamda bütçe ayrılmadığını anlatıyor. Birçok aile bu yüzden Down sendromlu, otistik ya da serebral palsili çocuklarını devlet yetimhanelerine terk ediyormuş. “Annem Oksana’yı yanımızdan ayırmadı” diyor. “Bu yüzden onu büyütürken yaşadığı zorluklara bizzat şahidim.” Naked Heart Vakfı, bugüne dek Rusya’da, İngiltere’de ve Peru’da tam 177 oyun alanı açmış, 2017 yılında da tam on yedi yeni alan açılması için izinleri almış bile...
Ailenin İngiliz, Rus ve Fransız kökenlerine gönderme yapan yastıktan bir detay
Vodianova, vakfın kuruluşundan sekiz yıl sonra hedefini daha da büyütmüş: Uzmanlardan oluşan bir grup eşliğinde, engelli insanlara ve ailelerine destek hizmeti verecek bir merkez kurulması için çalışmalara başlamış ve ilk merkez büyüdüğü şehir Nizhny Novgorod’da 2011 yılında açılmış. Oksana da buradaki seanslara katılıyormuş. Ardından vakıf, otistik çocukların eğitimine erken başlanabilmesi için mobil bir eğitim programı da geliştirmiş ki, şu anda Rusya’da on okul ve yirmi dört anaokulu bu programı kullanıyor. Naked Heart, 2012 yılından bu yana Rusya’da eğitime katkı amaçlı yıllık toplantılar düzenleyerek diğer vakı ara da bağış yapıyor. 2015’te, Vodianova’nın Engelli Olimpiyatları yönetim kurulunda yer alması da konu hakkında kültürel bir dönüşümün yaşanabilmesi için şöhretini kullanmaktan çekinmediğini gösteriyor. Natalia’nın son dönemlerdeki uğraşı ise medya danışmanı Timon Afinsky ile iki yıl önce geliştirdikleri Elbi adlı bir mobil uygulama. Elbi, insanların fotoğraf ve orijinal sanat çalışmalarını paylaşabileceği bir platform. Dahası da var: Gelen her beğenide, beğenen kişinin bir yardım derneğine maksimum 1 dolar bağış yapmasına aracı oluyor. Bu para, ihtiyaç sahibi çocuklara gidiyor. Vodianova, “Bağış tutarının bu denli düşük olma nedeni, insanları fazla düşünmeden yardım etmeye yöneltmek” diyor. Süpermodel, konuya dair birkaç konferansa da gitmiş, zamanla bu katılımları artırmayı hedefliyor. Bu arada Bob Geldof, Desmond Tutu ve Elle Macpherson gibi isimlerle çalışan, kişilere daha büyük etki yaratmaları için isabetli kararlar almaları konusunda danışmanlık veren Kruger Cowne Ajansı ile anlaşma imzalamış bile. Vodianova, konuşmacı olarak çok samimi ve empati kurabilme özelliğiyle dinleyicileri kendine hayran bırakan biri. Gelecekte, onu podyumlardan çok sahnelerde konuşma yaparken göreceğimizi düşünüyorum. Kaldı ki, her ne yaparsa yapsın, onu görüp de büyülenmemek, söylediklerini pür dikkat dinlememek mümkün değil.