Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Marakeş, herkesin hayatında en az bir kere görmesi gereken mistik, büyülü ve oldukça ilham verici bir yer.
Egzotik peyzajı, palmiyeleri, karmaşık ve gürültülü Jemaa el Fna meydanı, zıtlıkları, renkleri, kapalı çarşıyı andıran Souk’ları, yöresel baharatlı yemekleri, fakir ve zengin uçurumu, kokuları, dokuları, mimarisi, muhteşem Atlas dağları manzaraları, kızıl duvarları, evlerinin muhteşem kapıları ve de sıcakkanlı halkıyla Marakeş, herkesin hayatında en az bir kere görmesi gereken mistik, büyülü ve oldukça ilham verici bir yer.
Burası adeta Endülüs, çöl ve Fransız kültürünün bir harmanı. Hem Arapça konuşuyorlar hem Fransızca. Mahremiyete son derece önem veriyorlar bu sebeple de evlerin çoğunun dış cephesinde balkon ya da pencere yok. ‘Riad’ adı verilen bu evler kendi içinde muazzam avlulara açılıyor.
Yürüyerek çok rahat bütün şehri gezebilirsiniz. Zaten taksiye binmenizi iyi bir pazarlıkçı değilseniz pek önermem. Fas’ın ilk başkenti olan şehir; yeni şehir Gueliz ve surların içinde kalan eski şehir Medina olarak ikiye ayrılmış durumda.
Unesco tarafından koruma altına alınan ilk meydan olarak da bilinen Jemaa el Fna meydanı çok farklı ve özel bir yer. Eski dönemde idamların gerçekleştiği yer olduğu için lokaller tarafından ‘kıyamet meydanı’ olarak adlandırılan meydan şimdilerde yerini yılan oynatıcıları, falcıları, masal anlatıcıları, maymun terbiyecileri, salyangoz pişiricileri (evet Müslüman mahallesinde salyangoz satılıyormuş) ve de çeşit çeşit müzikler yapan farklı gruplara bırakmış durumda. Biraz dikkat edilmesi gereken son derece fantastik bir yer olmakla beraber her saniyesi, rengi, sesi ve kokusu irdelenmeli diye düşünüyorum. Çünkü burası berbat bir o kadar da büyülü bir yer!
Bir diğer görülmesi gereken yer olan Majorelle bahçesi; 1920’li yıllarda Fransız ressam Jacques Majorelle tarafından tasarlanmış daha sonrasında şehre defalarca gelerek etkisinden kurtulamamış hatta burada kendi bulmuş Yves Saint Laurent tarafından satın alınmış. Vasiyeti üzerine müze haline gelen bahçede ünlü tasarımcının külleri muhafaza edilmekte. Rengarenk çiçekleri, egzotik kaktüsleri ile mutlaka görülmeye değer bir botanik harikası olan bahçe; bir de içinde patenti onlara ait olan bir renk olan ‘kobalt mavisi’ bir müzeyi de içinde barındırıyor.
Medina Souk’larını gezmeden önce iyice araştırmanızı ya da güvenilir bir rehber tutmanızı tavsiye ederim. Çünkü gerçekten çok büyük, karmaşık ve kaybolmak çok kolay! Burası her ne kadar Avrupalı ve Amerikalı turistler için inanılmaz değişik ve büyüleyici bir atmosfere sahip olsa da bizler için çok da alışık olmadığımız bir yer değil doğrusunu söylemek gerekirse. Israrcı satıcıları, gürültülü dar koridorları ve ufak dükkanları ile yorucu ama bir o kadar da eğlenceli bir yer. Argan yağı, kaftan ve babouche dedikleri çarıkları almaya değer. Ama söyledikleri fiyatın yarısından fazlasını asla vermeyin!
Fas mutfağı bol baharatlı ve zengin bir mutfak sayılır. Bir tür yahni olan, et ya da tavuğun çeşitli baharat ve sebzelerle pişmesiyle yapılan bir yemek olan Tajin ve Couscous (kuskus) en önemli iki ana yemek. Bir diğer milli yemekleri de; ‘mrouzia’ yani; kuzu eti yahnisi. Yemeklerinde kuru üzüm, kuru erik ve tarçın bolca kullanıyorlar. Yeşil zeytin genelde akşam yemeklerinde mutlaka oluyor. Yemek sonrası da (apres diner) nane çayı olmazsa olmaz!
Meşhur ikonik otel La Mamounia’nın içinde barındırdığı 3 restoran da birbirinden enfes: L’italien, Le Français ve Le Marocain. İsimlerinde de anlaşılacağı üzere üç farklı mutfağa ev sahipliği yapıyor.
Le Boz in: Müzikli bir akşam yemeği için geleneksel ve eğlenceli bir tercih.
Dar Yacout: Şehrin en popüler restoranlarından biri.
Palais Jad Mahal: Benim favorim olan restoran, geleneksel mutfak dışında dünya mutfağını sunduğu için benim için ilk sırada. Yemek sırasındaki dans şovlarının ardından gece 12’den sonra sahne alan şarkıcı ve grupların hepsi gerçekten mükemmel. İtalyanca, Arapça, rnb, Fransızca, oldies rock vb binimum farklı tür müzik yapan farklı sanatçılar sırasıyla tadı damağınızda kalacak kadar sürelerde sahneye çıkıyor. Eğlence garantili!
Öğle yemeği alternatifleri: Cafe KifKif, Le Jardin, Le Français (Hotel La Mamounia)
Bir gününüzü mutlaka ‘hotel hopping’ yani otel gezmesine ayırmalısınız. Görülmesi gereken birbirinden şık ve ihtişamlı oteller var. Bunlar; Selman Hotel, Royal Mansuir, La Mamounia. Bir diğer önerim ise içinde tasarım kıyafetler ve ev eşyaları satılan bir mağazaya sahip olan ve diğer otellere kıyasla daha butik olan Hotel El Fenn.
Çöl ikliminin hakim olması ile beraber yazları son derece sıcak ve kurak, kışları ise ılık bir şehir Marakeş. Fakat akşamları sıcaklık derecesi oldukça azaldığı için; gitmek için en uygun mevsim ilkbahar ya da sonbahar ayları.
Marakeş’te geçireceğiniz üç ya da dört gecelik bir seyahat planı yeterli olacaktır. Tabi turunuza safari de eklemek isterseniz, bu süreye bir gün daha eklemelisiniz.
Bon Voyage!