Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Rihanna'nın doğduğu topraklara, yani Barbados'a doğru keşfe çıkıyoruz.
Fotoğraf: Getty Images Turkey
Haftalardır çantaların içine sıkıştırılmış baharlık yağmurlukların, kazakla giyilmek zorunda kalınan deri ceketlerin ve bipolar “haftaya kesin ısınıyormuş” havaların millerce ve hatta okyanuslarca geride kaldığı bir ada. Azur tembel dalgalar havaya, tatlı ve baharatlı kokteyllerin kokusuna karışıyor. Kulaklarımda bu seyahatin soundtrack’i misali daima sahilde birinin arabasından yükselen davul ritimleri ve milli gururları Rihanna’nın sesi.
Karayipler’in İngiliz’i olarak da anılan Barbados, Britanya Hükmü’nden bağımsızlığa, rom ve şekerin başrolü oynadığı zengin tarihi ve doğasıyla, bir filmin (ya da günümüz tabiriyle gezgin birinin Instagram story’sinin) içinde hissettiren o cennet-vari noktalardan biri. Ve her yerdeki gibi, bu adayı en eşsiz kılan da kültürü ve insanları.
Termometre 28 dereceyi gösterirken (hissedilen; gölgede bucket hat’ler altında 35!) çoğu 100 yaşını geçmiş, adanın en yaşlı sakinlerinin hayatımda daha önce görmediğim çeşitte çiçeklerle bezediği bahçelerinin önünden geçiyoruz. Safari şöförümüz/tur rehberimize Bajan’ların uzun ve sağlıklı yaşama sırrını soruyorum. Her Pazar hindistan cevizi suyuyla detoks? Pazartesi sabahlarına böyle bir cennette uyanmak? Bir göz kırpış eşliğinde “egzersiz, yani dans, ve... rom” yanıtını aldığımda doğru destinasyonda olduğumu anlıyorum.
Stres, adalılar için ziyaretçilerinin getirdiği bir kavram. Yerlilerin hepsinin hayat koşulları çok da iyi olduğundan değil, ama endişelenmenin ve telaşın durumu değiştirici bir etkisi olduğunu düşünmediklerinden. Acele eden yok, zaman ada saati ile işliyor. Eğer mevcut stresinizi beraberinizde getirdiyseniz endişelenmeyin: Palmiyelerin refakatinde, serin sulardan kumlara yapılan bir sabah yürüyüşünden, ya da erkenci kuş değilseniz gün batımında Pantone’u kıskandıracak renklerin altında gezmekten daha rahatlatıcı bir senaryo olamaz.
En popüler rotalar genellikle West Coast’taki resortlar. Özellikle St. James ve St. Peter’daki plajların pürüzsüz yumuşaklığı bu hata Platinium Coast lakabını kazandırmış. Kafa dinlemek, sıcaktan bunaldıkça ıslanmak, iyi bir romanın sayfalarını karıştırırken altın rengi olana kadar güneşlenmek için ideal. Vahşi hayat rezervleri ve Jacobean konakları görmenin yanı sıra hareketli Speightstown’a yakınlığı ile St Peter’s Bay Resort ideal bir lokasyon. Sabahları sizin partinize özel, palmiyelerin sardığı bir jakuziye gözlerinizi açmak bile mümkün.
Başkent Bridgetown, Barbados’un Britanya hükmünden derinden etkilenmiş mirasının izleri ile kriket izlemek gibi alabildiğine İngiliz aktivitelerin yanı sıra canlı reggae şovları ya da calypso ritimleriyle dansetmek için limana yönelebileceğiniz tarih ve eğlence dolu bir merkez. Müzelerin yanı sıra, rom tadımı turları ilginizi çekiyorsa meşhur Mount Gay Visitor Centre’a da uğrayabilirsiniz.
Barbados’un ikinci ve en büyük merkezi Speightstown’da ise tarihi yürüyüş turlarından Karayipli sanatçıların galerilerine uzanan seçenekler, üstüne Nikki Beach’te bir öğle yemeği ile programlamak için ideal. St. James bölgesindeki daha ufak Holetown, kayaking ve yüzme için ideal sakin suları, First ve Second Street’te haftasonları dans etmek için lokal parti barları, yeşil ve turuncu sütunlarla çevrelenmiş bir açık hava alışveriş merkezi, arti valizinize doldurabileceğiniz lokal hazinelerle dolu Chattel Village Shops’u bulunduruyor.
St. Joseph bölgesindeki vahşi sörf plajı Bathseba görülmeden dönülmemesi gerekecek kadar nefes kesici. Adanın diğer bölgelerini görmek için en ideal yol bir cipin arkasına doluşup, çayır bayır geçtiğiniz safari turları. Kafanızın üstüne atlayabilecek maymunları saymazsanız vahşi hayvanlar yok, ancak biraz sallantılı noktalar ve her molada ikram edilen mandalina renkli, ev yapımı bir rom karışımı tura dahil. O nedenle her halükarda hafif ama sağlam bir kahvaltı yapmadan bu yolculuğa çıkmayın. Ayrıca turda anlatılanlarla sınırlı kalmamak için gelmeden Barbados tarihi üzerine bir kitap karıştırmayı da ihmal etmeyin.
Okyanusun hep yakında hissettirdiği ada su sporları için ideal. Paddleboarding, jet ski, scuba dalış en yaygın opsiyonlar. Büyük su kaplumbağaları görmek üzere tekneyle biraz açılıp şnorkel ile dalış yapmak oldukça keyifli. Ancak eğer onları korkutup kaçırmak istemiyorsanız, küçük bir grup ile gitmenizde fayda var!
Ve tatlı son! Güneşi denize nazır bir akşam yemeğiyle batırmak için, gerek lokal zenginliği gerek ödüllü expat şefleriyle Barbados, manzaralarıyla olduğu kadar fine dining konusunda da oldukça iddialı.
The Cliff, ambiyansı için gidilmesi gereken bir nokta. Meşalelerle donatılmış heybetli dekoruna geniş deniz ürünleri yelpazesi eşlik ediyor. Adaya özel pişirme metoduyla barracuda balığını tadabılır, aynı zamanda dondurmalı tatlıları Rum Baba’yı kaşıklarken garsonunuzun ısaret etmesi üzerine, sahilin ışıklandırılmış tarafında yüzen barracudaları görme şansı da yakalayabilirsiniz.
Cin Cin by the Sea, gün batımında gidilmesi gereken bir restoran. Port Ferdinand,Prens Harry’nin Meghan Markle’i buraya getirdiği dedikodularının başlangıçlara eşlik ettiği, tekneleri izlemeyi sevenler için etkileyici bir nokta. Eğer deniz ürünleri ile fazla haşır neşir olanlardan değilseniz, Londra’da Chelsea’nin sevilen noktalarından Daphne’s ve deniz kenarındaki sıcak aile işletmesi Il Tempio da lezzetli İtalyan mutfağı opsiyonları.