Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Güzelliğin geleneksel tanımı, popüler kültürün değişen fiziksel normlarıyla imtihanda. Bugünlerde en çok genişleyen beden ölçüleriyle özdeşleşen BODY POSITIVITY hareketi, tam olarak neyi temsil ediyor?
Henüz lisedeyken hocalarımdan biri dersin ortasında beni ayağa kaldırıp bacaklarımdaki tuhaflığın sebebinin raşitizm olup olmadığını sormuştu. Ona soğuk bir şekilde "hayır" dedikten sonra tüm sınıf arkadaşlarımın önünde ne kadar aşağılandığımı tam olarak idrak etmem bir haftamı aldı. Üstelik (muhtemelen genetik sebeplerle) alışılmıştan biraz fazla zayıf olduğumu düşünmek yerine, basbayağı çarpık bacaklarım olduğuna kendimi inandırmaya başladım. Yirmili yaşlarıma erişene dek hep çok ama çok zayıftım. Moda endüstrisinin estetik anlayışında bunun ne kadar değerli olduğunu şimdi anlayabiliyorum, ancak on altı yaşındayken bir sopa gibi görünüyorsanız, daha kıvrımlı hemcinslerinize kıyasla giderek azalan popülariteniz küçük çaplı bir depresyona zemin hazırlayabilir.
Konuyu aileme açtım ve annemle soluğu, kilo alabileceğim, böylelikle toplumsal olarak uygun kabul edilen ölçülere kavuşabileceğim bir diyetisyenin muayenehanesinde aldık. Sağlık açısından hiçbir sorunum olmamasına rağmen bedenimle ilgili kendimi acil bir müdahale alacak kadar kötü hissettiğim bu dönem, zamanla tarihe gömüldü. Ta ki body positivity tartışmaları etrafımı sarana ve beni tekrar on altı yaşıma ışınlayana kadar.
Fotoğraf: Matthieu Lavanchy
Konu Türkçe'ye kendi vücuduyla barışık olmak olarak çevrilebilecek body positivity olunca, bu hareketi doğuran tek bir başlangıçtan söz etmek mümkün değil. Jean Paul Gaultier'nin zamanının büyük beden modeli Crystal Renn ve müzisyen Beth Ditto'yu podyumda yürütmesinden, yine Beth Ditto'nun Marc Jacobs'ın kampanya yüzü olmasına uzanan zaman dilimi, body positivity'nin yükselişinin uzun ve kararlı bir süreç olduğunu açık ediyor. Geçen ay çokça konuşulan, Annie Leibovitz'in fotoğrafladığı 2016 Pirelli takviminin genç ve geleneksel anlamda seksi kadınlar yerine kendi alanlarında başarılı ve ilham veren ikonları öne çıkarması şüphesiz radikal bir değişim, ama sektörü yakından izleyenler için pek şaşırtıcı olduğu söylenemez. Elli yılı aşkın bir süredir benzer bir estetik algısıyla üretilen takvimin son edisyonu, body positivity hareketi başta olmak üzere dünyanın tanıklık ettiği kültürel değişimin bir parçası olmayı başarıyor. Serena Williams, Patti Smith ve Yoko Ono'nun da dahil olduğu projenin en çok konuşulan isimlerinden biri, komedyen Amy Schumer oldu. Yalnızca kahve, stiletto ve iç çamaşırıyla poz veren Schumer, photoshop'sız Pirelli portresini Twitter'da alabileceği reaksiyonlara gönderme yapan şu notla paylaştı: “Güzel, iğrenç, güçlü, zayıf, şişman, sevimli, çirkin, seksi, mide bulandırıcı, kusursuz, kadın. Teşekkürler Annie Leibovitz.”
Annie Leibovitz'in fotoğrafladığı 2016 Pirelli takviminden Amy Schumer
Kıvrımlı hatları ve kendine has yürüyüşüyle podyumda diğer modellerden kolaylıkla ayrılan yeni nesil süper model Gigi Hadid'in Paris Moda haftasından hemen önce yayınladığı mesaj ise Pirelli Takvimi’nin birkaç ay öncesinde ölçüleri giderek genişleyen moda endüstrisindeki body positivity diyaloğunun fitilini ateşledi. Milyonlarca takipçinin her adımını izlediği, sektörün en fazla talep edilen isimlerinden birine dönüşen yirmi yaşındaki model, vücuduna yöneltilen acımasız eleştirilere Instagram üzerinden şöyle yanıt verdi: ''Daha önceleri yüksek modada kabul görmeyen bir vücudum var ve tasarımcılar, stylist'ler ve editörler beni desteklediği için çok şanslıyım. Zalim yorumlarınız bende vücudumu değiştirme isteği veya beni defilelerinde görmek isteyen tasarımcıları geri çevirme mecburiyeti uyandırmıyor. Eğer bu vücuda sahip olmasaydım, bu kariyeri de inşa edemezdim.” Kıvrımlı vücuduyla bir zamanlar benzer tartışmalar yaratan model Tyra Banks ve vücut aktivisti Ashley Graham'in başı çektiği bir kalabalığın yoğun desteğini alan model, body positivity hareketinin poster yüzlerinden biri oldu. Tıpkı hareketin resmi olmayan popüler kültür ve Hollywood temsilcisi Lena Dunham gibi.
Gigi Hadid
Girls dizisinin yaratıcısının vücuduyla ziyadesiyle barışık olduğu ve kalıplaşmış ölçüleri dikkate almadığı ortada, ancak o da fiziksel özellikleri nedeniyle aşağılandığını iddia eden isimler arasında. Geçtiğimiz Ekim ayında Twitter hesabında kişisel paylaşımlar yapmayacağını ve hesabı tümüyle ekibine devrettiğini açıklayan Dunham, bunun sebebinin cesur paylaşımlarına gelen neredeyse nefret dolu yorumlar olduğunu söyledi. Dizideki çıplak sahneleriyle de çokça eleştirilen Dunham, geleneksel standartlara göre kilolu sayılabilecek vücuduyla bu kadar barışık olduğu için kısa sürede bu hareketin rol modellerinden birine dönüştü. Tabii kimilerine göre Girls dizisi ve dolaylı olarak Dunham’ın kilolu olmayı normal ve kimi zaman cool olarak nitelemesi, en az popüler kültürün bizler için belirlediği vücut tipine ulaşmaya çalışmak kadar can sıkıcı. Kült animasyon dizisi South Park'ın son sezonundaki Safe Space (Güvenli Alan) bölümü, vücutları yüzünden aşağılandığını söyleyen ünlülere selam duruyor. Yakın zamanda fiziksel görünümleri nedeniyle siber zorbalığa maruz kaldıklarını açıklayan 90'ların aksiyon yıldızı Steven Seagal ve Hızlı ve Öfkeli serisinin yıldızı Vin Diesel'in Demi Lovato, Lena Dunham ve Gigi Hadid'e katıldığı bölümün mesajı oldukça keskin ve acımasız: Negatif yorumlara tahammül edemiyorsan, belki de internetteki paylaşım alışkanlıklarını değiştirmeyi düşünmelisin.
Lena Dunham
Bugünlerde giderek yaygınlaşan body positivity dalgasının bir spor giyim markasının trendy sloganı veya yüksek modanın alışılmadık reklam kampanyalarından ibaret olmadığını tam bu noktada hatırlamak gerek. Her vücudun kusurları ve güzellikleriyle eşsiz olduğu gibi, body postivity'nin de her birey için öznel bir anlamı olduğunu kabul etmek, bu kavramı gerçekten anlayabilmenin ilk şartı. Body positivity savunucusu ve yoga eğitmeni Jessamyn Stanley, popüler kültürün sebep olduğu algı karmaşasını şöyle yorumluyor: ‘‘Genel kanının aksine body positivity, kilolu olmak ve büyük bedenleri kutlamakla eş anlamlı değil. Çok zayıf, çok büyük göğüsleri olan, popoları düz, büyük yara izleri, çil veya doğum lekesine sahip insanların da vücutlarıyla barışık olmaya ihtiyacı var.’’ Kimilerine göreyse barışık olma halini özümsemenin yolu neden kendimizden yeterince memnun olmadığımızı anlamaktan geçiyor. On üç yıl boyunca beslenme bozukluklarıyla mücadele eden sağlıklı yaşam koçu Kaila Prins, kaleme aldığı bir makalede body positivity'nin teoride hiçbir açığının olmadığını, pratikte ise 30'ların Sovyet komünizmini anımsattığı konusunda ısrarcı: ''Medya bombardımanının tam ortasında, sosyal ağlara bağımlılık geliştirdiğimiz bu çağda vücudumuza nasıl görünmesi gerektiği dikte ediliyor. Tekrar, tekrar ve tekrar.” Prins'e göre, body positivity “şişmanlığın yeni zayıflık” olduğunu söylemekten ileri gidemediği, yani bir vücut tipini diğerinden üstün görmeyi kesmediği sürece, internet üzerindeki sığ diyaloglardan biri olmayı sürdürecek.
Popüler kültürde güzellik ve seksilik algısını değiştiren figürlerden biri de Kim Kardashian. Cüretkar çekimlerde kıvrımlı hatlarını sergilemekten geri durmayan Kardashian, Kanye West’in styling’ini üstlendiği ve Juergen Teller’in fotoğrafladığı çekimden bir kareyle Paris Fotoğraf Fuarı’nda
Moda endüstrisinde büyük beden etiketinin tümüyle bırakılması ve body positivity hareketinin kapsama alanı tartışıladursun, giderek genişleyen ölçülerin popülaritesi artmaya devam ediyor. Geçtiğimiz ay büyük beden model Clementine Desseaux'nun Christian Louboutin'in yüzü olduğunun açıklanması, sektördeki değişen dengeleri bir kez daha açık ediyor. Fransız markanın yeni ruj koleksiyonu için kamera karşısına geçecek Desseaux, Daily Mail'a verdiği bir röportajda güzellik normlarının değiştiğini ve bir zamanlar zayıflık olarak gördüğü farklılıklarının güce dönüştüğünü anlatıyor.
Benim hikayeme dönecek olursak, annemle gittiğimiz diyetisyen hiçbir işe yaramadı ve normal kiloma hayatın doğal akışında yirmi iki yaşımda kavuştum. Bedenimle ilgili hâlâ tümüyle mutlu olduğumu söyleyemem, ama en azından kendimi olduğum gibi kabul etmeyi, kimsenin kendini aynada kusursuz görmediğini ve en önemlisi ulaşılamaz beklentilerle zihnimi yormanın faydasızlığını öğrendim. Son üç ayda Instagram ve Twitter feed'lerimizi işgaliyle değil belki ama yarattığı sessiz ve derinden kültürel değişimle body positivity, bu kabullenişte bir parça etkili olsa da, vücutları bu hareket ile kapsam dışı kalan diğerleri için sorunun daha da derinleştiğini tahmin etmek güç değil.