12 Soruda Meriç Canatan

Moda ve sanat alanında aldığı eğitimler, bir sanat galerisinden Erdem London tasarım atölyesine uzanan bir kariyer ve tüm deneyimlerini tek bir potada eriterek ortaya çıkardığı büyüleyici işler. Bugüne dek aralarında Vogue, Marie Claire, Elle ve L'officiel'in de olduğu birçok yerli ve yabancı yayın için hayalgücünün kapılarını aralayan moda tasarımcısı, illüstratör ve kolaj sanatçısı Meriç Canatan, son olarak Vogue Astro için hayata geçirdiği kolajlarla radarımızda.

Fotoğraf: Sandra Ciampone

Farklı alanlarda eğitim alıp, farklı sektörlerde - farklı pozisyonlarda çalıştın. Bu, bugünkü Meriç’i ve işlerini nasıl etkiledi?

Aslında eğitimim iç içe alanlar, lisede sanat ve tasarım ardından moda ve tekstil tasarımı. O yüzden farklı gibi görünen ama aslında birbirini tamamlayan işler yaptığımı düsünüyorum. Moda ile kolajı birleştirme buradan geliyor. Kuru gürültüsü olmayan temiz çoğunluğu, kalabalığı seviyorum.

Tekniğini nasıl tanımlıyorsun?

Anaokul zamanıyla aynı aslında; form, renk, leke. Sadece içinde bakmayı sevdiğim, merak ettigim öğeler var. Doğa, insan ve dokular... Kolajın kendi gerçekliğini yaratma kuvveti çok yüksek, beni ters köşeye yatıran bir hissi var.

Vogue Astro için yaptığın kolajlarda aklında nasıl bir kurgu vardı?

İlk fikir astroloji ile kendisini birlestiren Vogue’un, kadın suretleri oldu. Tarihten bugüne Vogue kültürünü en iyi anlatan ama hali hazırda duruşu ve başarısı ile de göz kamaştıran, takdir edilmiş kadınlar. Ardindan her burcu en kuvvetli temsil edecek isimleri araştırdım. Biraz pop, hareketli biraz da kozmosun mistik taraflarını alan, minimal bir proje ortaya çıktı. 

Seni şu ana kadar en çok heyecanlandıran iş ne oldu?

En son Alman Die Welt’in Jean Paul Gaultier editörlüğünde çıkardığı Designer Edition / Welt am Sontag projesinde illüstratör olarak çalıştım. Gaultier’in sadece yaratıcı zeka değil insan olarak samimiyetine ve iletişime de hayran kaldım. Bu işin bana olan katkısı ve kalbimdeki yeri büyük.

Görüp de keşke benim aklıma gelmiş olsaydı dediğin bir iş oldu mu hiç?

İşlerini sevdiğim ve benzer rotalarda olduğumuzu düşündüğüm Damien Blottiere, Ashkan Honarvar ve Ernesto Artillo’yu tatlı tatlı kıskandığım oluyor.

Biraz da sıradaki & hayalindeki projelerinden bahsedelim?

Geçen sene gittiğim Tokyo seyahatinde farkettiğim, Batı ve Doğu’nun bu derece farklı yaşam şekli ve düşünce biçimine sahip olmasıydı. Bunun şaşkınlığını hala taşıyorum. Paralel evrende kendimi görmek gibi garip bir histi. Bu sebeple tekrar Japonya’da olmayı çok istiyorum. İşimin ''Barış Manço''su olma hayalindeyim. Ayrıca, bir süredir kendi kafamın içinde olan bitene bir ara verip, daha çok kolaborasyon işlere yöneldim. İstanbulda’da güzel işler çıkardım. Yapmak istediklerim arasında tekrar Türkiye’de olacak projeler var. Bu yüzden çekirdekten aldığım heyecanla devam etmek istiyorum.

Kolaj mı, illüstrasyon mu?

Kolaj.

Takip ettiğin sanatçılar?

Hockney, Freud, Bacon, Ruscha.

Sana en çok ilham veren şehirler?

İlle de Tokyo. #Tokyo

Uğramadan dönmediğin müzeler, galeriler?

En cok Tate Britain ve Modern’e gidiyorum.

Radarındaki sosyal medya hesapları?

Instagram tam gaz! Secondics, dmtdream, tivaristch, differtv,neontalk, dreamersclub.

Favori markaların?

Global: Céline, Gucci, Dries Van Noten, Erdem. Lokal: Fauv Studio ve Sisters.