Sofia Richie'nin Yaz Güzelliği

Belirgin kas hatlarıyla alabildiğine fit bir vücut, Kaliforniya güneşinin değdiği pürüzsüz, bronz bir ten ve altın sarısı saçlar. Yaz sezonuna girerken, 22 yaşındaki Sofia Richie’nin güzellik rutininden öğreneceklerimiz var.

Son zamanlarda, Kardashian ailesi veya erkek arkadaşı Scott Disick ile ilişkisiyle gündeme gelse de şöhrete yabancı değil aslında. Efsanevi müzisyen Lionel Richie’nin kızı, Nicole Richie’nin kız kardeşi Sofia, yükselen modellik kariyeri sayesinde günümüz moda sahnesinin yeni kuşak temsilcileri arasına girmiş durumda. Bugüne dek Chanel, Jeremy Scott ve Dolce & Gabbana gibi modaevlerinin podyumlarında yürüyen modelin bakım rutini son derece kendine has. Eczaneden aldığı dudak nemlendiricisini göz altı kremi olarak kullanıyor örneğin. “Her gece yatmadan önce göz altlarıma uyguluyorum” diyor Sofia: “Ancak seçtiğim dudak balm’ının içerisinde gliserin olmasına dikkat ediyorum. Çünkü gliserin cildi ısıtarak nemi cilde hapsediyor ve göz altındaki ince derinin tahriş olmasını önlüyor.” Bakım söz konusu olduğunda “tam bir ürün delisi” olduğunu söylüyor.

Haftada üç defa, glikolik asit içeren greyfurt aromalı peeling ile gözeneklerini siyah noktalardan arındırıyor. Kızarıklık ve gerginliği ise “cildimi yumuşacık yapıyor” dediği üzüm çekirdeği yağı ile yatıştırıyor. Moda çekimleri ve defileler için çıktığı seyahatlerde, özellikle uzun uçuşlar esnasında ginseng özlü kağıt nem maskelerinden yardım alıyor. Cilde nem aşılayan ve parlaklık veren maskelerin etkisini pekiştiren bir makyaj tüyosu da var: “Göz pınarlarınıza beyaz göz kalemiyle ufak dokunuşlar yaparsanız bakışlarınız da cildiniz kadar zinde görünür.” Sofia’nın sıkça boyatmasına rağmen sağlıkla parlayan saçlarının sırrı, saç kremlerine tercih ettiği hindistancevizi yağı. Banyo sonrasında hafif nemli saçlarına bir tarakla uyguladığı yağı, sıkı topuz yaparak gün boyu saçına hapseden model, bugüne dek en iyi güzellik tavsiyesini ise babasından almış: “Küçükken ‘Sakın kaşlarını alma, çünkü benimkiler gibi küsüp bir daha hiç çıkmayabilirler’ demişti bana. O gün bugündür korkudan kaşlarıma dokunmuyorum.”