Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
“Aynaya baktığımızda gördüğümüz şey, neredeyse tamamen içimizde olup bitenlerle ilgili” diyor Neslişah Alkoçlar. Güzelliğin içeriden dışarıya yansıyan bir unsur olduğunu savunan girişimcinin bütünsel güzellik anlayışını ve yeni nutrikozmetik markası Inside Out’u, İstanbul Beykoz’daki yemyeşil orman manzaralı evinde keşfediyoruz.
“Aynaya baktığımızda gördüğümüz şey, neredeyse tamamen içimizde olup bitenlerle ilgili” diyor Neslişah Alkoçlar. Güzelliğin içeriden dışarıya yansıyan bir unsur olduğunu savunan girişimcinin bütünsel güzellik anlayışını ve yeni nutrikozmetik markası Inside Out’u, İstanbul Beykoz’daki yemyeşil orman manzaralı evinde keşfediyoruz.
Bu ilk girişimi değil. Inside Out, sağlıklı beslenmeye duyduğu tutkuyla gelişen bir başka girişimden, organik gıda markası Raya Organik’ten sonra doğmuş. Seneler önce, yerli organik hammadde üreticilerini keşfetmek için Türkiye’yi karış karış gezmiş Alkoçlar; dokuz ayını adadığı bu maceradan sonra kurmuş organik gıda markasını. Kavacık’ta açtığı ufacık bir depodan hizmet veren Raya’nın paketlemesi için bu bölgede yaşayan ev kadınlarıyla çalışarak yerel bir istihdam da oluşturmuş. “Aile gibiydik” diyor, 20 kişilik ekibinden söz ederken. “Verdiğimiz emeğin karşılığını alabilmek, organik ürünlerimizi pazarlamak üzere sabahın ilk ışıklarında zincir marketlerin kapısına dikilip saatlerce beklediğimi dün gibi hatırlarım.” Girişimcilik basamaklarını teker teker tırmanmış Alkoçlar. Türk organik gıda sektörüne yumurtadan zeytinyağına ve bakliyata birçok ürün kazandırmış; nutrikozmetik sektörüne tutkusunu fark ettiğindeyse elleriyle büyüttüğü organik gıda markasını bir holding’e devrederek yeni ufuklara yelken açmış. Bütünsel güzellik anlayışını benimseyen yeni girişimi Inside Out’un kuruluş hikayesi ve misyonu da, tıpkı içerikleri gibi organik ve otantik bir sürecin uzantısı.
Sizi biraz tanıyalım mı? Girişimcilik yolculuğunuz ne zaman, nasıl başladı?
Genç bir girişimci olarak ilk yatırımım, organik gıda üzerineydi. “Ne yersen, osun” anlayışının, bu bilimsel gerçeğin dünyada daha yeni yeni yayılmaya başladığı, henüz genel bir bilince dönüşmediği o günlerde, doğru beslenmenin önemine inanan biri olarak, organik bir gıda markası kurup Raya ile yola çıktım. Gıda sektörüne, küçük marketlerden büyük gıda zincirlerine yumurta, zeytinyağı ve bakliyat gibi yerel üretilen birçok organik ürün kazandırdıktan sonra bütünsel sağlık konusunda sektörde büyük bir eksiklik olduğunu fark ettim. Aslına bakarsanız, bu iki girişimimin birçok ortak noktası var. Zira bugün Inside Out adına ne söylüyorsam, o dönem de Raya için aynı şeylerden bahsediyordum.
Inside Out ne tür bir sürecin sonucu? Burada kişisel ihtiyaçlarınızın itici bir rolü olduğunu söyleyebilir miyiz?
Aslında tamamen kişisel ihtiyaçlarımdan yükselen bir marka bu. Yaptığım ilk doğumdan sonra cildim çok bozuldu. Göz altlarım çöktü. Denediğim hiçbir şey işe yaramayınca son çareyi eczaneye gidip otantik içeriklerle kendime özel bir krem yaptırmakta buldum ve aldığım sonuçlara inanamadım! Kendini iyileştirmenin mutluluğu bir yana, hayal kırıklığı da yaşıyor insan tabii. Çünkü o noktada, pahalı cilt bakım markalarının çoğunun ne yaptığını, yani bütçelerinin yalnızca yüzde 30’unu içeriklere, yüzde 70 gibi devasa bir oranını ise markalaşmaya ayırdıklarını anlıyorsunuz. Bu yüzdeleri nasıl ters yüz ederim diye kafa yormaya başladım. Avrupa’da yapılan bilimsel araştırmaları yakından takip ediyor, bütünsel sağlık alanındaki bakım ürünlerini uzun süredir inceliyordum zaten. Derken, yolum bir Alman cilt bakımı içeriği tedarikçisiyle kesişti. Almanya’dan denemek üzere 30 adet cilt bakımı ürünü siparişi verdim ve bunları arkadaşlarımla, tüm ailemle paylaştım. Herkesten olumlu geri dönüş aldığımda duyduğum büyük merak ve heyecan beni Almanya’ya kadar sürüklediğindeyse bütünsel sağlığa duyduğum tutkuyu bir girişime dönüştürmeye, kendi ürünlerimi geliştirmeye karar verdim. Önce patenti satın aldım, ardından bu patenti üstün teknolojilerle daha da geliştirmek üzere ciddi bir mesai harcadım. Aylar boyunca Almanya - Türkiye arasında mekik dokuduktan, Alman Ar-Ge merkezleriyle bire bir çalıştıktan sonra markamın içeriklerini geliştirmeyi başardım.
Ürünlerinizin içeriklerinden bahsedebilir misiniz biraz?
Cilt bakımı denince benim kişisel önceliğim, ürünün doğal bir içeriğe sahip olması ve güvenilir uzmanlar tarafından geliştirilmiş olmasıdır. Bu iki faktör, bir ürünü gözü kapalı kullanabilmem için şart. Dolayısıyla, kendi markamda da geliştirdiğim her ürün, kişisel standartlarımın bir yansıması.
Geliştirdiğimiz altı farklı seriyle cildi içeriden beslemeyi, daha sağlıklı, parlak ve genç bir cildin dışarıya yansımasını hedefledik. Seride cildi içeriden beslemeyi amaçlayan Pure Beauty kapsül, örneğin; üzüm tohumu, zerdeçal, E vitamini ve astaksantin içeriğiyle antioksidan desteği sağlıyor. Öte yandan, her gün bir saşe tüketmenizi önerdiğimiz Collagen Beauty saşesi, suyun yanı sıra çeşitli soğuk içecek ve gıdalarla karıştırılabilen bir kolajen takviyesi. Pure Face Yüz Yıkama Jeli, formülündeki Jeju yosun özleriyle cildin doğal nemini koruyarak temizliyor; gözenek küçültücü etkisiyle ise dış etkenlere karşı koruma sağlıyor. Collagen Boost Cream Yaşlanma Karşıtı Yüz Kremi bakır peptitlerle cildi yenilemeyi amaçlıyor. Kore ginseng ve 5*Hyaluronic Acid Matrix içeren zengin vitamin kompleksiyle de cildi besleyerek nem aşılıyor.
Peki, markanızın kalbindeki bütünsel güzellik anlayışını nasıl özetlersiniz? Buradaki başlıca misyonunuz nedir?
Bütünsel güzellik dediğimiz şey, ruhsal ve fiziksel unsurları bir bütün olarak gören bir yaşam biçimi. Milli bir kayakçı olarak karakterimin de yaşam biçimimin de sportif olduğunu söyleyebilirim. Dolayısıyla, daima enerjisini yüksek tutabilen, her şeye meraklı ve disiplinle çalışan, pes etmeyen biri oldum. Inside Out ile misyonum da kendi yolculuğumda adım adım keşfettiklerimi insanlarla paylaşmak, güzelliğin gerçekten de öncelikle içeriden filizlenen ve dışa yansıyan bir olgu olduğunu, bu sürecin doğal bir getirisi olduğunu tüm kadınlara göstermek. Aynı vizyonu paylaşan kadınları bir araya getiren bir topluluk yaratmak ve içten dışa doğru çıktığımız güzellik yolculuğunda birlikte yol almak, en büyük dileğimiz. Platformumuzda büyük yer verdiğimiz, uzmanlarımızın blog yazıları ve sağlık ipuçlarımızla hayatın her alanında bütünsel güzellik felsefesini destekliyor, “Güzellik, sağlıktır” mottomuzla içimizdeki potansiyeli birlikte açığa çıkarmayı planlıyoruz.
Biraz da günlük rutininizden bahsedelim. Güne nasıl başlarsınız? Yoğun programınızda iç ve dış güzelliğinize katkıda bulunanlar neler?
Çocuklarla beraber güne erken ve tempolu bir şekilde başlıyorum. Onların enerjisi, benim güneşim diyebilirim. Fırsat buldukça eşimle doğaya kaçıyoruz. Açık havada yapılan aktiviteler, sportif faaliyetler bizi stresten uzaklaştıran ve mutlu edenler arasında. Zaten iç ve dış güzelliğime katkıda bulunduğunu düşündüğüm en önemli husus, hep hareketli olmak ve her şeye rağmen daima gülümsemek. Bunda, milli kayakçı olmamın da büyük bir etkisi var sanırım. Hem disiplin hem perspektif hem de iş hayatım açısından bana müthiş katkıları oldu. Belki de bu yüzden, yeni markamla ilgili her şeyle bizzat kendim ilgileniyorum. Bu koşturmaca, temposuyla, heyecanlarıyla bana mutluluk veriyor.
Bakım ve sağlık ritüelinizde sadık kalmaya özen gösterdiğiniz birtakım kurallar var mı?
Sade bir günlük bakım ritüelim var. Dolayısıyla, bu sezon kendi markamın bakım ürünlerini kullanmaya devam edeceğim. Dünyada da güzellik anlayışının gün geçtikçe doğala atıfta bulunması, markaların da doğal ürünler geliştiriyor olması, bana daima ilham veriyor.
Öte yandan, kendimi bildim bileli sağlıklı beslenmeye çok özen gösteriyorum. Bazı günler kaçamaklarım olsa da veya çocuklara özel bir şeyler pişirsem de günlük rutinimde temiz beslenme programına sadık kalıyorum. Su şişemse hiç düşmez elimden.
Son olarak, mutfakta da hünerli biri olarak özellikle karanlık kış aylarında bizi içeriden güzelleştirecek, enerjimizi yükseltecek bir tarif vermenizi istesek…
Kışın bana şifa gibi gelen, antioksidan zengini bir smoothie tarifim var. Üstelik oldukça basit. İçindekiler şöyle:
Kivi: Lif oranı yüksek ve glisemik indeksi düşük kivi, hem bir C vitamini deposu hem de karnı uzun süre tok tutan leziz bir meyve.
Kefir: Formülündeki iyi bakteriler ve probiyotiklerle bağırsaktaki iyi bakterileri artıran bir bardak kefir.
Badem: Sıcak suda biraz bekletip yumuşattığınız 8-10 adet çiğ badem.
Baharat: Bağışıklık sistemini destekleyen birer çay kaşığı zencefil ve zerdeçal.
Bal: Bir tatlı kaşığı bal