Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Vibe pazarlama ve yapay zekâ, güzellik sektöründe markaların ürün yerine duygu ve yaşam tarzı sunmasını mümkün kılıyor.
Vibe pazarlama, geleneksel reklamcılığın ötesine geçerek popülerlik kazanmaya devam ediyor. Doğrudan duygulara hitap eden bu yaklaşım, güzellik endüstrisinde hızla yükseliyor. Bu yöntem, sadece ürünün özelliklerini tanıtmak yerine, tüketicilere ürünü deneyimlerken hissettikleri atmosferi ve yaşam tarzını aktarmayı hedefliyor. Yani marka, bir ürün satmak yerine bir duygu ve yaşam tarzı satmayı amaçlıyor. Üretken yapay zekâ (AI), vibe pazarlamanın uygulanmasında önemli bir rol oynuyor. Metin, görsel ve video üretme araçları sayesinde markalar kampanya fikirlerini hızla hayata geçirebiliyor, içerikleri test edebiliyor ve performansı gerçek zamanlı olarak iyileştirebiliyor. Bu sayede yaratıcı süreçler hızlanıyor ve pazarlamacılar uzun onay süreçleri veya büyük ekip gereksinimlerinden bağımsız çalışabiliyor.
Güzellik markaları bu yaklaşımı benimserken, vibe pazarlamanın sunduğu en büyük avantajlardan biri, markanın kültürel alaka düzeyini artırabilmesi oluyor. Örneğin Glossier, ürünlerini değil, “doğal güzellik” duygusunu pazarlıyor. Filtresiz portreler, parlak fotoğraflar ve samimi mesajlar, tüketicilerin markayla bağ kurmasını sağlıyor. Bu strateji, sadece kozmetik ürün satmakla kalmayıp, doğal olmanın, samimiyetin ve özgünlüğün cazibesini de aktarıyor. Sonuç olarak Glossier bu sayede yüksek reklam bütçelerine ihtiyaç duymadan kısa sürede kült bir marka haline geldi ve tüketici sadakatini artırdı.
Lüks markalar da vibe pazarlamadan yararlanıyor. Prada Beauty’nin Paradoxe Virtual Flower koleksiyonu, yüzlerce farklı çiçek türüne ait verilerin bir dil modeline yüklenmesiyle oluşturulan sentetik ana nota Jasmine AI Accord’dan oluşturuldu. Bu sayede ürün deneyimi sadece görsel değil, duygusal bir boyuta taşındı. Öte yandan Estée Lauder Companies, Friefly Generative AI kullanarak dijital pazarlama içeriklerini daha hızlı ve büyük ölçekte üretmeyi hedeflediğini duyurdu. Bunlara ek olarak daha küçük markalar, yapay zekâ araçlarını kampanya planlama ve içerik üretiminde kullanarak büyük markalarla rekabet edebilir hale geliyor. Yapay zekâ, hızlı fikir oluşturma, içerik yineleme ve trendleri takip etme konusunda markalara ciddi bir zaman ve maliyet avantajı sağlıyor.
Ancak yapay zekâ kullanımında riskler de var; sahte modeller veya “öncesi-sonrası” görseller gibi yanlış kullanımlar tüketici güvenini zedeleyebiliyor. Zaman zaman “slop” olarak adlandırılan yavan içerikler ortaya çıkabiliyor. İnsanların kısa dikkat süreleri nedeniyle, artık videolar kısa metinlerden daha fazla ilgi çekiyor. Pazarlamacılar, yapay zekânın zamanla içeriklerin kalitesini düşürebileceğinden ve sadece trendleri takip ettirip yönlendiremeyeceğinden endişe ediyor.
Sonuç olarak, güzellik markaları artık sadece ürün satmakla kalmayıp bir his, yaşam tarzı ve kültürel deneyim sunuyor. Prada Beauty, Glossier, Estée Lauder ve Stella McCartney Beauty gibi markalar, yapay zekâ ve hızlı içerik üretim yeteneklerini kullanarak hem tüketiciyle duygusal bağ kuruyor hem de iş süreçlerini hızlandırıyorlar. Yapay zekâ sayesinde marka hikayeleri daha hızlı ve güncel bir şekilde anlatılabiliyor; ancak içerik kalitesi ve özgünlüğü korumak hâlâ sektörün en kritik sınavı olarak kalıyor.