Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Louis Vuitton’un On the Beach parfümünün yüzü olan Eiza González, hem bu süreçten hem de kendi güzellik rutinlerinden bahsediyor.
Thomas Whiteside; Courtesy of Louis Vuitton
Eiza González, ister bir rol için eğitim almak olsun isterse de Louis Vuitton’un yeni kampanyası için tüm vücudunun boyayla kaplanması, zorluklardan geri adım atacak biri hiç değil. "Büyülü bir gökkuşağı kumunun üzerinde yuvarlanmış gibi duruyorum." diyerek González, Malibu, Kaliforniya'daki çekimler için multimedya sanatçısı Alex Israel tarafından gün batımından ilham alınan gök mavisi, kadife çiçeği ve mandalinaya boyandığı süreçten bahsediyor. “Tam sekiz saat sürdü, aslında neredeyse dokuz ve bu gerçekten çılgınlık. Sonrasında ondan kurtulmak ise neredeyse dört saat sürdü.” diyerek devam ediyor.
Louis Vuitton’un yüzü olmak, Gonzalez için önemli bir ağırlık taşıyor. "90'larda tüm bu güzellik kampanyalarını izleyerek büyüdüm ve içlerinde pek fazla Meksikalı kadın görmezdim, özellikle de böylesine büyük çaplı markalarda." diyerek ikonik modaeviyle çalışmanın ne anlama geldiğini açıklıyor. González şimdi de parfüme olan sevgisinden, güzellikle ilişkisinin zaman içinde nasıl geliştiğinden ve bu günlerde ekran dışı güzellik rutinini nasıl yürüttüğünden bahsediyor.
Louis Vuitton’un On the Beach parfümünün yüzü olarak sizi bu kokuya çeken nedir ve kişisel tarzınızı nasıl yansıtıyor?
Bir koku sizi gerçekten birey olarak tanımlar. Eşsiz kokuları ve herkesin sahip olamayacağı hissini veren şeyleri her zaman sevmişimdir. Ve dinamik bir kadın olarak, On the Beach'te bununla çok bağlantılı hissettim. Güneş ışığı ve kumsal gibi… Bazen kokuları karıştırmayı seviyorum ve bu yüzden bu seri çok önemli. Çünkü karıştırması ve oynaması kolay. Aynı zamanda yumuşak ve incelikli ki bence bir parfümde olması gereken de bu.
Meksika'da büyümekten Hollywood'a gelene kadar güzelliğe yaklaşımınız zaman içinde nasıl gelişti?
“Less is more” felsefesi benim için daha anlamlı hale gelmeye başladı. Açıkçası, gençken makyaj yapıp yetişkinlere yönelik şeyler yapmaya başlayabileceğiniz gerçeği sizi heyecanlandırıyor. Şimdi ise sadece cildimde daha rahat hissetmekle ve bir şeyler denemekle ilgileniyorum. Her zaman güvenli alanımda olmaktan da hoşlanmıyorum. Görünüşüme gelince yaşlanıyorum ve çok yönlü bir hale geliyorum. Bence bu, oyuncu olmanın, imajınızla oynamanın, etrafınıza bakışınızı değiştirmenin ve farklı insanlar olmanın en harika yanlarından biri. Günlük hayatımda ben de aynı şekilde hissediyorum. Bazı günler, altın rengi, bronz, turuncu ve pembelerle oynayan bir kızım, diğer günlerde neredeyse hiç makyajsız süper doğal biri oluyorum. Saç konusuna gelince onunla da oynamaktan keyif alıyorum. Kısa, uzun, sarışın ya da esmer… Farklı kadınlar olmaktan zevk alıyorum.
Bloodshot'tan I Care a Lot'a kadar, karaktere bürünmek için görünümünüzü gerçekten değiştirdiniz. Bu roller ekran dışındaki şeyleri nasıl etkiledi?
İnanılmaz derecede yetenekli bir yaratıcı ekip tarafından yönlendirilmenize izin vermeniz çok güzel. Bir oyuncunun kendi teninde rahat olmasını ve risk almasını seviyorum. I Care a Lot'daki retro saçlarım, makyajsız görünümüm ve rock'n'roll'dan ilham alan tarzım buna mükemmel bir örnek. Sadece başkasının cildine girmenize ve normalde yaptığınızdan farklı bir şekilde yaşamanıza ve nefes almanıza izin veriyor. Kendimi en iyi hissettiğim Eiza González görünümümden hoşlanıyorum. Yandan ayrılmış, dağınık saçlar, biraz kapatıcı ve neredeyse makyaj yok… Sonrasında Fran gibi makyajsız ve kıvırcıklı saçlı birine dönüşüyorum. Ardından Bloodshot'taki yoğun makyajlı ve koyu saçlı birine… Görünüşünü değiştirdiğinde, bu sadece sana muhtemelen hiç görünemeyeceğini ya da rol yapamayacağını düşündüğün şekilde bilgi veriyor.
Eiza González I Care A Lot filminde Fran rolünde Fotoğraf: Seacia Pavao / Netflix
Değişimden bahsetmişken tüm bu koyudan sarıya dramatik değişikliklerle saçınızı nasıl bu kadar sağlıklı tutuyorsunuz?
Saçımın uzamasını ve sağlıklı olmasını seviyorum ve aynı zamanda da yapacağım değişikliklerden endişelenmemem gerekiyor. Bu yüzden doğru insanlarla çalışmak çok önemli. ABD'ye taşındığımdan beri renk uzmanım Matt Rez ile çalışıyorum ve tüm bu karakterleri somutlaştırmama o yardım etti. Bir oyuncu olduğunuzda, saçınızda ve görünümünüzde o kadar çok değişiklik yaşarsınız ki, bu zorlayıcı bir durumdur. Matt her zaman saçınızın sağlıklı olmasını ve en iyi şekilde görünmesini ister. Bu yüzden, saçım çok özenli bir şekilde açıldığı için asla hasar görmüyor ve kırılmıyor. Oribe’nin Beautiful Color serisi gibi farklı saç ürünlerini denemeyi seviyorum. Evdeysem zeytinyağlı maskeler yapıyorum ve setteyken Olaplex kullanıyorum. Son filminde çok şanslıydım çünkü ilk defa kuaförde hiç zaman geçirmedim. Bir sağlık görevlisini canlandırırken saçım doğaldı. Birkaç ay boyunca saçınızı sıcağa ve şekillendirmeye maruz bırakmamanız güzel. Aşırı şekillendirmeyi de sevmiyorum, özellikle günlük olarak.
Vogue Beauty Secrets videonuzda özel cilt bakımının önemini anlattınız. Son zamanlarda cildinize nasıl bakıyorsunuz?
Çok basit tutmaya çalışıyorum çünkü cildimle aşırıya kaçtığımda cildim hiç hoşlanmıyor gibi hissediyorum. Her altı veya yedi ayda bir microneedling yaptırıyorum çünkü hiperpigmentasyon sorunum var ve bu gerçekten yardımcı oluyor. Cildim hiperpigmentasyon nedeniyle biraz mahvoldu, ki bu genellikle uğraştığım bir sorundu. Skin Medica 2.0 Lytera Serum'u da bu sebeple seviyorum. Gerçekten en iyi ürünlerden biri. SkinCeuticals Phyto Corrective Gel de harika. Tata Harper Clarifying Cleanser ürününü de kullanıyorum. Bunların yanı sıra estetisyenim Vanessa Hernandez tarafından yaratılan VH Cilt Bakımı peeling’lerini kullanıyorum. Bunları haftada bir veya iki kez kullanıyorum. Cildimin doku ve renk açısından genel olarak iyileşmesine yardımcı oluyorlar. İnsanların unuttuğu şeylerden biri, yaşlanmanın kendini en çok gösterdiği bölgelerden biri boynunuzdur. Gerçekten genç yaşlardan itibaren özen gösterilmeli. Nemli tutmak önemli ve SkinCeuticals Neck Repair bu açıdan güzel bir ürün.
Cilt bakımı kesinlikle kişisel bakım olsa da, bu süre zarfında kendinizi mutlu ve sağlıklı tutmanın diğer yolları neler?
Düzenli olarak Epsom tuzu banyoları yapıyorum ve vücudumda detoks etkisi yaratmaya yardımı oluyor. Özellikle yoğun spordan veya sette çok çalıştığım için ve gerçekten dinlenemiyorum. Sonrasında meditasyon yapıyorum ve bunun uyumama yardımcı olduğunu düşünüyorum. Uyku, günlük hayatınız, güzelliğiniz ve enerjiniz için gerçekten önemli. Ayrıca inanılmaz bir sörfçü olmasam da bunu yapmaktan zevk alıyorum. Sörf yapmayı ve suda olmayı, sadece doğa ile bağlantı kurmayı seviyorum. Doğa kesinlikle güvendiğim bir şey. Ya yürüyüşe çıkmalıyım ya da açık havada ve sahilde vakit geçirmeliyim. Bu yüzden Kaliforniya'da yaşamak benim için çok önemli bir şeydi çünkü sadece sürekli olarak doğaya ihtiyacım var. Köpeğimi çok seviyorum ve eve gelip onlarla uyumak gibisi yok. Ayrıca resim, çizim ve eskiz yapmayı da seviyorum. Bunlar her zaman çok tutkulu hissettiğim şeylerdi ve bana enerji veriyor, beni çok mutlu, pozitif tutuyor. Ve sonra benim için en önemli şey arkadaşlık. Sevdiğim insanlarla bağlantıda kalmayı, onlara iyi bir arkadaş olduğumu göstermek istiyorum. Doğa ve arkadaşlık hayata devam etmemi sağlıyor.
Thomas Whiteside; Courtesy of Louis Vuitton