Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Mutluluk vaadeden Nordik yaşam stili kavramları her geçen gün daha popüler oluyor. Bunların biri de doğayla yeniden bağ kurmanın sağlığımız üzerindeki olumlu etkilerini vurgulayan Friluftsliv
Danimarkalılara özgü bir yaşam stili felsefesi olmayı aşıp tüm dünyaya yayılan “hygge” kavramına çoğumuz aşinayız. Elbette evde mumlar, battaniyeler, kahveler eşliğinde konforlu ve sıcak bir alan yaratarak anın tadını çıkarmayı öneren ‘hygge’den bahsedilen günlerden kısa süre sonra pandemi sebebiyle evin tadını çıkarmayı öğrenmekten başka şansımızın kalmayacağını tahmin edemezdik. Öyle bir dönem geldi ki hepimiz evde zaman geçirmek konusunda ustalaştık. Muzlu ekmekler yapıldı, dolaplar düzenlendi, yüzlerce film izlendi, kitap okundu, podcast dinlendi, Zoom ve FaceTime’la dost olundu. Şimdi ise yine Kuzey’den, fakat bu defa Norveç’ten gelen yeni bir kavram dışarı çıkmamızı öneriyor: Friluftsliv.
Dağa tırmanıp kamp yapmak şart değil
İlk kez 1859 yılında Norveçli şair Henrik Ibsen’in “Paa Vidderne” adlı şiirinde geçen “friluftsliv” kelimesi “açık hava hayatı” anlamına geliyor. Dışarda olup doğayla bağlantı kurmanın en temel insani ihtiyaç olduğunu savunan Ibsen, o yıllarda bu kavramı kişinin düşüncelerini daha berrak hale getirmesi için ıssız doğada zaman geçirmesi olarak tanımlamış. Üstelik hava buz gibi olsa da! Fakat yanlış anlaşılma olmasın. Burada bahsedilen açık hava hayatı, kalabalık sokaklarda dolaşıp kafelerin önünde, elektrikli ısıtıcıların altında insanlarla iç içe oturmak değil. Teknolojik aletlerinizden ve insanlardan uzaklaşıp doğanın sesini dinlemeyi, onun içinde var olmayı, onu farkındalığınıza katmayı öğrenin diyen Nordik bir yaşam biçimi konsepti friluftsliv. Ne dağa tırmanma eğitimi gerektiriyor, ne GPS donanımlı kıyafetler istiyor, ne de rahatlamak için kamp kurmayı, ateş yakmayı, tempolu yürüyüşleri şart koşuyor… Elbette bu deneyimi zenginleştirmek için yapılabilecek şeyler var ama onlara da aktivite denemez. “The Nordic art of Friluftsliv: Reconnect with Nature” kitabının yazarı Oliver Luke Delorie’ye göre öncelikle yapmanız gereken kapıyı açmak, dışarı çıkmak ve derin bir nefes almak. Delorie, doğayla yeniden bağlantı kurmanın insan sağlığına olumlu katkılarının çok büyük olduğundan bahsediyor. Hatta bu bazen başınızı kaldırıp bir ağaca dikkatlice bakmaktan ibaret bile olabilir. “Biraz durun ve doğada oturup temiz havanın tadını tam olarak çıkarana kadar bir sonraki aktiviteye yönelme içgüdülerinizi törpüleyin” diyor, yazar. “Şehirlerde çalışma masasına oturarak yaşamaya alışan vücudunuz, zihniniz ve ruhunuz doğal ritmini doğadayken bulur ve ihtiyaç duydukları ahengi yakalar.” Yani, biraz tenha bir deniz kıyısına, bir ağacın yanına, parka ya da ormana gitme şansı olan herkes “friluftsliv”i kolayca tadabilir. Yeter ki, eğlendirilme isteğini susturarak zihninizi özgürleştirmeyi başarıp yalnızca doğayla yan yana olmanın güzelliğini takdir etmeyi bilin.
İskandinav ülkelerinin sırrı
Instagram’da #friluftsliv etiketi altında paylaşılan fotoğraf ve videolara bakarsanız, sayılarının bir milyonu aştığını göreceksiniz. Soğuk nehirlere girip yüzmeden içinde duranlar, kar üzerinde meditasyon yapanlar, ormanda köpeğiyle oturanlar, uçurum kenarında gün doğumunu izleyenler… Paylaşımların yalnızca Kuzey ülkelerinden değil dünyanın dört bir yanından yapılıyor oluşu da bu kavramın gerçekten de popülerleşmeye başladığının en büyük kanıtlarından. Sanki herkes Vincent Van Gogh’un “doğayı gerçekten seviyorsan, her yerde bir güzellik bulacaksın” sözünün değerini daha iyi anlıyor, çocukluktan itibaren doğada iyi vakit geçirmeyi öğrenen İskandinavların izinden gidiyor… Her yıl Birleşmiş Milletler’in yayınladığı “dünyanın en mutlu ülkeleri” raporlarının başında onların geldiğini düşünürsek, doğada var olmanın güzelliğini anlatan “friluftsliv”in, evde mutlu olma yöntemlerini öğreten “hygge”nin ya da hayatın her alanında dengeyi bulmanın öneminden bahseden “lagom”un bu denli popüler oluşuna şaşırmamalı. Oysa etrafımızda hali hazırda var olan güzelliklerin değerini bilmek için etiketlere, yaşam trendlere ihtiyacımız yok. Zaten özünde hepsinin söylediği de bu değil mi? Arayışı bırak. Elindekilerin değerini fark etmeye bak!
Friluftsliv deneyimini zenginleştirmek için yapabilecekleriniz
- Aynı gün içinde güneşin doğuşunu ve batışını izlemek
- Doğadaki farklı çiçekleri koklayarak kokularını tanımlamaya çalışmak
- Kuş seslerini dinlemek, farklı kuş seslerini ayırt etmek
- Doğadaki çöpleri toplamak
- Hayvanları beslemek
- İlginizi çeken şekillerdeki yaprakları ve taşları toplamak