Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
2015’te Nepal depremini yaşayan Michelle Yeoh, Türkiye ve Suriye’yi yıkan deprem hakkında, afet bölgesindeki kadınlar ve cinsiyet eşitsizliğine odaklanan bir makale kaleme aldı.
Geçtiğimiz pazar günü gerçekleşen 95. Akademi Ödülleri bize konuşulacak birçok başlık verse de Michelle Yeoh'un başrolünde yer aldığı Everything Everywhere All At Once başta En İyi Film olmak üzere 7 dalda Oscar Ödülü’nü hanesine yazdırarak gecenin gerçek kazananı oldu.
Yeoh ise tarih yazarak En İyi Kadın Oyuncu dalının ilk Asyalı -ve Halle Berry’den sonra ikinci beyaz olmayan- kazananı oldu. Gecede ödülü kendisine Berry’nin vermesi de çok sevdiğimiz anlardan biriydi.
Yeoh’un ödülünün dumanı henüz üstünde tüterken oyuncu, üzerine çevrilmiş dikkati, Türkiye ve Suriye’de yaşanan depremlere yönlendirdi. 2015 yılında Nepal’de gerçekleşen depremi yaşayan Yeoh, NY Times’a bir makale yazarak yıkıcı depremi, kadınlar üzerindeki etkisini ve bu tarz afetlerin daha da derinleştirdiği cinsiyet eşitsizliğine dikkat çekti.
"Benim deneyimimin, krizlerin ön saflarında yer alan tanıştığım kadın kahramanlarınkiyle kıyaslanamayacağının da gayet iyi farkındayım” diyen Yeoh, özellikle kadınların kendilerini de ilgilendiren her durumda söz sahibi olması gerektiğine dikkat çekiyor. Yaşadığı depremin etkilerinin, bugün hala devam ettiğini belirten Yeoh, kadınların depremden sonraki iyileşme sürecinde liderlik rollerinde olmalarının ve temsiliyetlerinin de önemini vurguluyor:
“60 yaşındayım ve ilk Oscar'ımı kazandım. Azim hakkında bir şeyler biliyorum ve toplumun kadınlardan ne beklediğinin çok farkındayım. Ayrıca, deneyimlerimin krizlerin ön saflarında yer alan tanıştığım kadın kahramanların deneyimiyle hiç karşılaştırılamayacağının da farkındayım. Ancak profesyonel sevincimin bu anında bir şey yapabilirsem, o da dikkatleri çok sık kabul edilmeyenlere, topluluklarını yeniden inşa eden, çocuklara ve yaşlılara bakan ve masaya yemek koyan kadınlara yönlendirmek olacaktır. Onları(kadınları) etkileyen kararlar alınırken odadan eksik olmadıklarından emin olalım.”
Makalenin tamamını buradan okuyabilirsiniz.