Alfa Kuşağı Markalar için Ne Anlam İfade Ediyor?

Biz Milenyum kuşağının Instagram, Z kuşağının TikTok kullanımından bahsederken 2010 ile 2025 arası doğan Alfa kuşağı trendlerde çoktan söz hakkına sahip olmaya başladı bile. Sosyal medya ve yapay zekanın içine doğan ilk nesil olarak önceki kuşaklardan oldukça farklı olan Alfa kuşağını anlamak markalar için büyük önem taşıyor.

En büyüğü 14, en küçüğü henüz doğmamış olan bir kuşak nasıl bu kadar önemli olabilir? Bu jenerasyonu bu kadar farklı yapan belki de ekonomiye erken yaşta olan etkileri. Alfa kuşağına ismini veren Avustralyalı araştırmacı Mark McCrindle’ın belirttiğine göre, 2029’a kadar, yani en genç Alfa kuşağı bireyi 4 yaşına girdiğinde bu kuşağın ekonomiye etkilerinin 5,46 trilyon doları bulması bekleniyor.

Alfa kuşağına ulaşmak için şüphesiz en önemli araç teknoloji. Eğer fiziksel ve sanal dünyayı pürüzsüzce bağlayan bir teknolojiye sahip değilseniz, tekrar düşünün derim. Bebeklik yaşlarını ekrana bakarak geçiren, oyun oynamak veya sosyalleşmek istediklerinde teknolojik cihazlarına sarılan ve pandemi sebebiyle eğitimlerini dijital ortamda yapan bu nesli sağlam bir teknolojik altyapı olmadan cezbetmek hayli zor.

Bu nesil Siri’yle en yakın arkadaş, Metaverse’de karakterleri var, TikTok’ta saatler geçiriyor, ama sanal dünyadan çok daha fazlasını istiyor. Bu kuşak her ne kadar gelişmiş bir teknolojinin ve dijital bir dünyanın içine doğmuş olsa da birçoğumuzun sahip olduğu bir ayrıcalıktan yoksun: fiziksel deneyimler. Bundan önceki nesiller mağazalardan alışveriş yapma, markaları mağazalarında tanıma deneyimine sahipken Alfa kuşağı gerçek dünyadaki bu fiziksel deneyimlerden mahrum kalıyor. Her şey bir tuş uzaklarında olsa da hâlâ fiziksel deneyimlere önem veriyorlar.

Küresel iklim krizinin ortasına doğan Alfa kuşağının bu konudaki bilinci şaşırtıcı olmasa gerek. Ebeveynlerinin çoğunlukla bu konuda farkındalık sahibi olan Milenyum kuşağı veya Z kuşağından olması da Alfa kuşağının sürdürülebilir bir dünya için küçük yaştan itibaren savaşıyor olmasını açıklıyor. Alfa kuşağının gönlünü çalmak isteyen markaların sürdürülebilirlik eylemlerini tekrar gözden geçirmesi gerekiyor. Ancak bu kuşak aynı zamanda “greenwashing” gibi pazarlama taktiklerine de bağışıklık kazandığı için “sürdürülebilir” etiketini kazanmak adına ucundan yapılan eylemlere kanmıyor. Moda markalarının sürdürülebilirliğini değerlendiren ve toplumu bilinçlendirmeyi hedefleyen platform Good On You’daki bir yazı Alfa kuşağıyla ebeveynleri Milenyum kuşağını karşılaştırıyor. Milenyum kuşağının sürdürülebilirlik konusunda bilinçli olduğunu, ancak bunu eyleme geçirmekte geride kaldığını anlatan yazıda Alfa kuşağına daha fazla umutla bakılıyor.

Dijital dünyanın içine doğan Alfa kuşağının tüketim tercihlerinde sosyal medyanın etkisi yadsınamaz. YPulse’ın araştırması sırasında Alfa kuşağının ebeveynlerinin yüzde 79’u çocuklarının sosyal medyada olduğunu belirtmiş. Blogger’larla başlayan “influencer” etkisi ardından Instagram’a, Z kuşağı ile beraber TikTok’a ve YouTube’a yayılıyor. Alfa kuşağı birçok ürünü, birçok trendi bu platformlardan görüyor, öğreniyor, karşılaştırıyor ve çoğu zaman da platform üzerinden satın alıyor. Platformda tam 570M görüntülenen, adı üzerinde “TikTok made me buy it”, yani “TikTok bu ürünü almama sebep oldu” hashtag’i, kullanıcıların TikTok’ta görüp aldıkları ürünleri paylaştığı videolarda kullanılıyor.

YouTube’da 36,6 milyon takipçisi olan Ryan’s World (Ryan’ın Dünyası) kanalının sahibi Ryan Kaji sadece 14 yaşında. İlk videosunu 6 yaşında yayımlayan Ryan’ı bu denli popüler kılan şey, yeni oyuncaklarını yorumladığı “unboxing” videoları. Forbes dergisine göre 30 milyon dolar net değere sahip olan Ryan, kanalında çocuklar için eğlenceli bilimsel deneylerden animasyonlara kadar birçok farklı konuda içeriğe yer veriyor. Ryan’ın başarısı o kadar ilgi çekici ki, kendisinin de başrolde oynayacağı Ryan’ın Dünyası’nın Filmi: Titan Evreni Maceraları isimli filmi çekiliyor.

Ryan Kaji tek Alfa influencer değil. TikTok’ta bu yazının yazıldığı an itibariyle 4,8 milyon takipçisi olan Garza ikizler sadece 7 yaşında. Eğer son zamanlarda sosyal medyada biraz zaman geçirdiyseniz eminim ki karşınıza “Get ready with me” yani influencer’ların kamera karşısında hazırlanırken kendilerini kaydettikleri videolarla karşılaşmışsınızdır. Garza ikizleri de 2020’de kazandıkları şöhreti bu ve bunun gibi videolarla sürdürüyor. Anneleri Adrea’nın yönetimindeki TikTok hesaplarında kullandıkları makyaj ve cilt bakım ürünlerini de paylaşıyorlar.

Sosyal medya sadece ürün tanıtımında değil, alışveriş platformu olarak da kullanılıyor. Forbes’a göre 2025 yılına kadar sosyal medya platformları üzerindeki alışverişin değerinin 1,2 trilyon doları bulması bekleniyor. Alfa kuşağının moda ve güzellik seçimlerine bakacak olursak burada da Instagram, TikTok ve YouTube gibi platformların etkisinin büyük olduğunu görüyoruz. Genelde 20-30 yılda bir tekrarlanan moda trendleri sosyal medyanın etkisiyle hızlı çekime sarılıyor ve trendlerin döngüsü 10 yıla düşüyor. Bu da demek oluyor ki 2010’lu yılların trendleri günümüzde tekrar trend oluyor. Y2K’den sonra yükselen 2010’lar trendleri de Alfa kuşağının çoğunun çocukluk yıllarında giydikleri trendlerin gençlik yıllarında da karşılarına çıkıyor olması demek. TikTok’ta 434 milyondan fazla görüntülenen #tumblr2014 hashtag’iyle yükselen siyah gibi koyu renklerin, choker kolyelerin, file çorapların ve postal botların baskın olduğu trend bunu kanıtlar nitelikte.

Sunday Times Style’da yayımlanan bir yazıda da bahsedildiği gibi, bu kuşak güzellik ve cilt bakımını gerçekten çok seviyor. Spane NK, Drunk Elephant ve Sephora gibi markaların ürünlerini sosyal medyada influencer’larda görüyor ve denemekten keyif alıyorlar. Güzellik ve cilt bakımına olan bu ilgi aynı zamanda Alfa kuşağının hayranlık duyduğu ünlülerin teker teker marka çıkarmasıyla da pekişiyor. Her yaptığı sosyal medyada trend olan Hailey Bieber’ın Rhode markası ve Selena Gomez’in Rare Beauty markası, Alfa kuşağının favorileri arasında.

Yukarıda bahsettiğimiz bütün bu özellikleri düşünürken önemli bir noktayı unutmamak gerek. Business of Fashion’da da belirtildiği gibi henüz daha çok genç olan, en büyüklerinin henüz liseye bile başlamadığı bu nesli tanımak ve tercihleri hakkında kesin yorum yapmak için çok erken. Peki, bu durum Alfa kuşağına ulaşmak için markaların ürün ve pazarlama stratejilerini gözden geçirmesine gerek olmadığı anlamına mı geliyor? Kesinlikle hayır.