Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Kaia Gerber, Selena Forrest ve Mona Tougaard gibi ünlü modeller için çektiği samimi fotoğraflarıyla tanınan imaj danışmanı fotoğraf makinesini artık kentin yükselen yaratıcılarına ve muhteşem parti sahnesine doğrultuyor. Hampton, karantinadan önceki yaşama dair en sevdiği fotoğrafları bizlerle paylaşıyor.
Covid’den önce New York’un havalı yeraltı kulüplerinin izdihamına girseniz ya da yüksek enerjili mankenlerin -Jordan Daniels, Mona Tougaard ve Kaia Gerber mesela- boy gösterdiği, Manhattan’da bir davet sonraki partiye denk gelseniz ününe ün katan fotoğrafçı Tyrell Hampton’ın fotoğraf makinesini size doğru çevirdiğini görmek pek de şaşırtıcı olmazdı.
İster bir dansın ortasındaki Adesuwa Aighewi ister doğaçlama bir çekim için banyo zeminine çömelmiş Tia Johnson ister Broadway’in Arnavut kaldırımlı sokaklarında arkadaşlarıyla buluşan Barbie Ferreira olsun, 23 yaşındaki imaj danışmanının New York’ta genç olma deneyimini yakaladığına şüphe yok.
Eğitimli dansçı kendi deyimiyle “önemsediği insanların fotoğraflarını çekmekten” keyif alıyor. Gecenin ertesi günü, Hampton’ın fotoğraflarının Instagram sayfasını süsleyeceğinden emin olabilirsiniz (tabii sayısız ünlünün konuk olduğu -selam Dua Lipa!- TikTok hesabına da yüklüyor). “Arkadaşlarımdan biri ne zaman gece eğlenmeye çıksak ne yaptıklarını görmek için Instagram sayfama baktıklarını söyledi,” diyor Vogue’a.
Yetenekli Hampton’ın yolculuğu genç bir dansçı olarak başlıyor; ardından fotoğrafa beslediği merağın giderek büyümesiyle birlikte, 2015’te yaşadığı Pennsylvania’dan New York’a taşınıyor. Daha 18 yaşında kreatif topluluğun en iyi isimleriyle haşır neşir oluyor. On parmağında on marifet genç bir sonraki hamlesini tasarlayıp New York’un prestijli Parsons Tasarım Okulu’nda fotoğraf dersine kayıt yaptırarak imzası hâline gelen gözlemci fotoğraf tarzını daha da geliştiriyor.
Z jenerasyonunun alt kültürlerine tamamıyla hakim olan Hampton, genç yaştan itibaren pop kültüre ve videografiye büyük bir ilgi duyuyor. Philadelphia Yaratıcı ve Performans Sanatları Okulu’na gidip gelirken deneyimlediği araba yolculuklarıyla geçen zamanı doldurmak için kendi yaşamıyla ilgili videolar kurgulamaya başlamış. İnternette viral olmaya ve kötü şöhrete kafayı takmış birçok genç gibi o da kendi dijital ayak izini oluşturmak istiyordu ve YouTube’a videolar yüklemeye başladı. “Berberde saç kesimi ve dans egzersizi” gibi gündelik işlerini içeren videoları hâlâ izleyebilirsiniz.
2020’deki yüksek lisans azmi ona fazlasıyla geri döndü. Modanın gece hayatı söz konusu olduğunda en çok tanınan isimleriyle takılmadığı zamanlarda Hampton, Calvin Klein’ın 50’nci yıl dönümü tanıtım videosunu tasarlamakla, GQ için Lizzo hakkında bir dosya hazırlamakla ya da en çok sevdiği tasarımcılardan biri olan Alexander Wang ile iş birliği yapmakla meşgul. “Galiba onunla çalışmayı o kadar çok istedim ki sonunda oldu,” diyor.
Karantinadan önce çektiği ve en çok sevdiği fotoğraflarla birlikte, Black Lives Matter hareketine dair deneyimlerini anlatıyor ve modanın yeni yıldızlarının eğlencesini fotoğraflamanın nasıl bir his olduğundan bahsediyor.
1. Dans etmek onun ilk aşkı
“Philadelphia doğumluyum; ailem daha sonra Pennsylvania’nın dışına taşındı ve ben de performans sanatları lisesine gittim. Gidip gelmem her gün bir saati buluyordu; bu dört yıl boyunca araba yolculuklarını hep telefonumla geçirdim. Çoğunlukla sıradan şeylerle alakalı günlük video bloglar çekiyordum; hâlâ YouTube’dalar. O kadar çok boş vaktim vardı ki üniversiteye başladığımda beynim bir sürü imge ile doluydu.”
2. Hareket, moda fotoğrafçılığına ilham veriyor
“Sosyal medyayla genç yaşta haşır neşir oldum; [fotoğrafçı] Juergen Teller ve Mario Sorrenti’nin çektiği moda fotoğraflarına bakıyordum hep. En sevdiğim tasarımcı hâlâ Alexander Wang çünkü kampanyalarının çoğu bir tür hareket ve his barındırıyordu. O imajın bir parçası olmak istedim; o hissi [kendi işlerimle] yaşatmak istedim.
“Samimi fotoğraflar çekme felsefem hareketli imgelere beslediğim takıntıdan ileri geliyor. ‘Şu hareketli imgeyi zamanda dondursak nasıl görünürdü acaba?’ diye düşünürdüm. Büyürken o kadar çok imgeye baktım ki üniversiteye gittiğimde fotoğrafa geçip beni nereye götüreceğini görmek istediğimi düşünmeye başladım.”
3. Öznelerinin fotoğrafını daima en samimi hâlde çekmeyi amaçlıyor
“Kulüplerde takılmaya üniversitede başladım; içki ya da sigara içmediğimden böyle yerlerde zinde ve ayık olmak ilginç bir deneyim sunuyor. Fotoğraf makinemi China Chalet’e [New York’ta bir restoran/gece kulübü] götürdüğümde o gece asıl amacım en ilginç ve ilgisiz şekilde fotoğraflar çekmek olurdu. Bu yüzden genellikle tuhaf açılar veya anlar yakalıyorum.
“Öznelerime fazlasıyla aşina olduğumdan bir sonraki hareketlerini, onları neyin güldürdüğünü, kıkırdattığını ya da hangi müziğin onları harekete geçirdiğini biliyorum. Çektiğim fotoğraflar beni şaşırtan ya da ilgimi çeken eşsiz anlar oluyor; mesela çığlık atan, gülen ya da sigara yakan insanlar.”
4. Ünlü isimlere hâlâ hayran
“Çektiğim fotoğraflar arasında en sevdiklerimden biri Miley Cyrus’un bir iki yıl önceki bir Met Gala partisinde sigara içtiği fotoğraf. Doğru anda onunla göz göze gelmiştim. ‘Aman Tanrım, Hannah Montana bu!’ diye düşündüğümü hatırlıyorum. Çok spontaneydi.
“[Alexander] Wang ile çalışmaya başlamadan önce defilelerine gizli gizli girerdim. Bir keresinde [muhabir] Elaine Welteroth’un yanında oturdum. Apaçık sarı saçlarımla oracıkta oturuyordum, o kadar heyecanlıydım ki. Bence şehir motivasyonunuz kesinlikle yükseltiyor.”
5. İmaj danışmanının felsefesi “Sınır yok”
“Bu yerlerde kiminle tanışacağınızı asla bilemezsiniz. Bir arkadaşınızın arkadaşı olabilir, yıllardır sosyal medyada takip ettiğiniz biri olabilir, ünlüler olabilir. New York öylesine öngörülemez ki son derece kinetik bir enerjisi var. İnsanların fotoğraflarıma bakıp bu cemiyet hissini deneyimlemesini, iyi vakit geçirip birlikte eğlenen insanları görmesini çok isterim.”
6. 2020, Hampton’ın siyah bir adam olarak toplumdaki yerini merkezîleştirdi
“Geçtiğimiz sene çok ama çok ilginçti. Beyaz olmayan birkaç arkadaşımla yakın zamanda bundan bahsettik. Bu yıl gerçekleşen olayların bastırılmış duyguları açığa çıkardığını fark ettik; bizde bir şeyi ateşledi. Değerimizi bilmeyen bir toplumda azınlık olarak yaşıyoruz.
“Karantinanın başında annem ve erkek kardeşimle evdeydim. Ama kısıtlamaların hafifletilmesiyle birlikte Jordan’ın [Daniels] yanında olabilmek için New York’a geldim çünkü şehirde yalnızdı. Birlikte Black Lives Matter protestolarına katıldık. Olan bitenlere tanıklık etmek zihin açıcıydı. Jordan ve ben birbirimizi korumak zorunda kaldık. Bu harekete tanıklık etmek özgürleştiriciydi ama aynı zamanda ABD’de azınlık olmanın arkasındaki hakikati fark etmek de cesaretimizi kırdı.”
7. Gündelik eylemler yaratıcılığını kışkırtıyor
“Tumblr kullanıyorum. 2010’dan beri kullanıyorum. Arşivlenmiş resimler ve eski yazıları bulabiliyorum. Siteye girdiğimde kendimi bir solucan deliğinde buluyorum. Daha gençken fikrim olmadığında dans ederdim ama şimdi şehirde yürüyüşe çıkıp gördüğüm rastgele şeylerin fotoğrafını çekiyorum. Birinin kıyafeti veya ayakkabısı ya da bir çift, ilginç bir pozu yeniden tasarlamak için bana ilham verebiliyor.”
8. Yakın gelecekte bir kitap bekleyin
“Rineke Dijkstra’nın yaşlanan, hamile kalan ya da çocuk sahibi olan birinin fotoğraflarını çekmesi gibi, her yıl çektiğim fotoğrafları barındıran kitaplar yaratmayı çok isterim. Yalnızca kendim için değil, arkadaşlarım için de çünkü yaptığım iş, geçtiğimiz birkaç yılda nasıl büyüdüklerini de takip ediyor. Böyle bir şeye tanık etmek oldukça ilginç.”