Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Deri ve camın doğal malzemeyle buluştuğu YAC Design için markanın tasarımcısı Yasemin Aykurt Çakılkaya ile konuştuk.
Yaşam alanlarının giderek daha çok doğal malzemeye referans verdiği günümüzde ürün tasarımlarında da bu bi birlikteliği görmeye başladık. Pandeminin de etkisiyle evler sadece iş dışı zamanda vakit geçirilen yerler olmaktan çıkıp her alanın değerlendirildiği yaşam alanları haline geldi tekrardan. Evde geçen vaktin artmasıyla da bu alanları daha şık bir ambiyansla tasarlamak hepimizin arzu ettiği şey oldu. Deri ve camın doğal malzemeyle buluşturan YAC Design için markanın tasarımcısı Yasemin Aykurt Çakılkaya ile hem markasını hem de ev dekorasyonuna ilişkin yaklaşımlarını konuştuk.
Deri ile camı buluşturmak radikal bir bakış, sofra ürünlerinizde kullandığınız ürünleri tasarlarken nasıl bir ambiyans içinde yer almalarını hayal ediyorsunuz?
Duruşu olan farklı bir lüksü çağrıştırıyor. Daha yere basan, daha farkındalığı gelişmiş, artık sadece konforunu düşünen ve hayatın keyfini tatlı tatlı çıkaran kaygısız kitleye hitap ediyor. Kesinlikle mermer veya pirinç gibi yarı mat yarı parlak bir zemin üzerinde, salonda bir sehpa veya dresuar üzerinde hayal ediyorum, tok bir şıklık hissi yaratıyor. Zaten ürün portföyüne baktığınızda Karaf - Viski bardağı- Puro kül tablası yer alıyor. Yazın buna farklı formlarda deri bantlı cam şamdanlar ve yine deri bantlı cam mumluklar ekleniyor. Özellikle bu ürün grubuna bir deri gövdeli ve bantlı içki kovaları da eklenince (şampanya, şarap ve buz kovaları) samimi şıklık ve lüks hissiyatı daha da pekişiyor.
Tüm ürünlerde derinin formu ve eklenen aksesuarlarla ilgili olarak bir country havası hakim, elegan ve sofistike bir çiftlik evinde kullanılabilecek tasarımların çıkış noktası, marka fikri nasıl gelişti?
Yaşadığım yerin çok etkisi var. Ailemle Uskumruköy’de yaşıyorum. Aslında kendi evim için istediğim formda yastık ve puf bulamadığımdan dolayı civardaki ustalara yaptırdığım eşyalarla ufak ufak başladı diyebilirim. Daha sonra “onu da yaparım, dur hadi şunu da yaparım…” derken kendimi sürekli bu tip demolarla oyalarken buldum. Evde görenler “bunu nereden aldın, ben de istiyorum” demeye başlayınca, kısa bir süre sonra işe dönüştü. Aslında evimde olmasını istediğim her ürünü gerçeğe dönüştürme çabasındayım… Buna derinin rengi ve ürünün formu da dahil!
Bir ürünün yaratım sürecinde ilham kaynaklarınız neler oluyor? Müzik, kitap belki bir film sahnesi...
Babamın ben küçükken çok güzel deri pufları ve fermuarlı deri kutuları vardı. İçine kol düğmelerini koyardı.
Leonard Kohen bana hep şık ve bohem bir evde yaşayan tatlı insanlar hayal ettirir. Mutlaka kışın şömine ateşinde keyiflenip, yazın ise Amalfi sahillerindeki evlerindedirler.
İngiliz ve Fransız dönem filmleri beni ayrıca çok çok etkiler. Kraliyet ailesi evleri ve hafta sonu avlanmak için gittikleri kır evlerinin dekorasyonuna bakmaktan filmi başa sarıp dururum genelde.
Özel tasarım ürünler gittikçe daha fazla hayatımıza giriyor. Bunda lokal üretime verilen desteğin de son dönemde artmasının katkısı var elbette. Sizin YAC'taki üretim süreciniz nasıl?
İşimin başından beri butik üretim yapıyorum. Hiçbir zaman da üretim stilimi değiştirmekten yana değilim. Az ve öz olsun istiyorum. Ürünlerin içerdiği farklı materyellerden dolayı, her biri ayrı detaylar içeriyor. Bir ürünü ortaya çıkarırken, materyaline göre neyle birleştirmem gerektiğini düşünüyorum ve sonra da hangi renk hangi aksesuarla bir araya gelince çarpıcı olur?
Ürün nihai duruma geldiğinde ise bir süre evimde kullanıp içime sinmesini test ediyorum. Değişmesi gereken kısımlar varsa veya renk kombininde değişim gerektiriyorsa son dokunuşları yapıp üretime başlıyorum.
Toprak renklerin hakim olduğu bir koleksiyon görüyoruz. YAC ürünlerini yaşam alanı dekorasyonumuza taşırken nelere dikkat edebileceğimiz konusunda bize ilham verebilir misiniz? Tasarımcının gözüyle hangi renk ve tarz ürünlerle birlikte yer almalı?
YAC design ürünleri yazın daha light renklere dönüyor; bejler, vizonlar, açık tabalar, açık griler, lacivertler, araya giren beyaz deriler ile birlikte kullanılıyor. Yazın ev dekorasyonunda kullandığımız makromeler, ketenler, kayrak taşlar, hasırlar ve mermerler ile güzel bir kombin yaratıyor.
Kış mevsiminde ise daha toprağa, daha koyu renklere bürünüyor. Öyle ki griler antrasite ve siyaha dönüşüyor…
Dolayısıyla YAC Design Studio ürünleri kaşmirler, ahşaplar ve yine mermerler ile kullanıldığında çok sıcak bir etki yaratır. Mesela kürk kumaşları taba & siyah deri bantlar ile harmanladım ve küçük yastıklar yaptım, deri chester koltukta muhteşem görünüyorlar. Akla ilk gelen chalet atmosferi oluyor. Özellikle dekorasyonda çelik ve deri bantlı ürünleri de araya katarsak müthiş bir elegantlık yaratıyor.
Asla ve de asla çok renkli neon renkler ile yan yana gelmemeli. Ayrıca dinamik renklerin hakim olduğu seramikler ve renkli cam objeler ile de yakışmayacağını düşünüyorum.
Bakır, pirinç, ahşap, mermer ve doğal taş bütünlüğünün içinde yer alabilen bir ahengi var…
"Sıcak bir chaletten rafine bir Akdeniz evine..." şeklinde tanımlıyorsunuz yaşam alanlarını. Sizin en çok keyif aldığınız ve uyguladığınız ev dekorasyon stili nedir?
1.HYGGE, evde mutlu olma sanatı.
2.Eskiyi ve yeniyi bir arada kullanmak,
3.Bol bol bitkiler ile yeşillik katmak…
Benim dekorasyondaki felsefem… Misafirler ile empati kurmak… Onları konforlu ağırlamak... Biraz daha kalmayı isteyebilecekleri bir ev konforu sunmak… Yine empati :)
Sizce bir evi daha sıcak ve yaşanan ev haline getiren en önemli detaylar neler?
Işık ve bitki!
Çok çok çok önemli…
Akşam loş ışık ve lokal aydınlatmalar benim için vazgeçilmez.
Gündüz ise gün ışığının eve çok iyi yansıması her şeyi başkalaştırır. Bir objeyi koyduğunuz köşeye yansıyan ışık ile her türlü değişim ve his eve yayılabilir. Doğru ışık, doğru konumlandırma… En önemlisi! Aynı şekilde bitki yerleştirme de çok önemli bir iştir.