Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Eski bir Japon felsefesi olan kusurları kucaklama sanatı Wabi Sabi, yaşam alanlarımıza da sızarak bizi akışa davet ediyor.
Fotoğraf: @riff______
Kusursuzluk keskin köşeleri ve sonu görünmeyen varış noktasıyla hepimize bir şekilde dokunmayı başarabilmiş güçlü bir kavram. Aslında onu bu kadar ağır yapan içine eklediğimiz mutluluk dozundan kaynaklanıyor. Bir şey kusursuz olduğu zaman bizi mutlu edeceğine inanıyoruz ki bu sadece materlayist dünyada değil ruhsal dünyamızda da kendini gösteriyor.
İş hayatımız, bedenimiz, sahip olduğumuz eşyalar, yaşam standartlarımız, hepsinin içinde kişisel olarak belirlediğimiz bir zirve var. Ancak bu zirveye ulaştığımız noktada bizi asıl mutlu eden şeyin bu olmadığını buruk bir tecrübeyle öğrenmiş oluyoruz. Doğaya dönüp baktığımız zaman ise belki de kusur olarak görebileceğimiz çoğu şeyin aslında kendi içinde ne kadar mükemmel olduğunu görmek mümkün.
Wabi Sabi de aslında bu kusurların içindeki mükemmelliği bize anlatmaya çalışan eski bir Japon felsefesi. Wabi doğal olanın güzelliği anlamına gelirken Sabi geçen zamanın birlikte ortaya çıkan güzelliği kabullenmek anlamına geliyor. Aslında bu felsefenin geneli için hayatı akışta olarak kabul etmek de denebilir çünkü hayatta hiçbir şey aynı kalmaz değişir ve dönüşür.
Fotoğraf: @su_a_sa_
Fotoğraf: @su_a_sa_
Yaşadığımız tüketim çağında sürekli bir şeyler almak, eskiyi kolayca yok saymak ve daima en yeninin ardından gitmek yaşadığımız en popüler döngülerden biri. Özellikle en çok vakit geçirdiğimiz alan olan evlerimizi dekore ederken de aynı sorunu yaşıyoruz.
Zamanla eskiyen eşyalarımız bize bir süre sonra rahatsızlık vermeye başlıyor ya da herhangi bir objemiz kırıldığında onu rahatlıkla gözden çıkartabiliyoruz. Ancak Wabi Sabi’ye göre bir evi ev yapan aslında yaşanmışlığıdır. Sürekli kusursuz bir uyum yakalamanıza, renk tonunu tutturmanıza gerek yok. Aslında evinizi güzel yapan zaten yaşanmışlıkla birlikte dönüşen şekli ki burada Kintsugi dediğimiz ve Wabi Sabi’den doğan kırılanları kabul etme sanatı da devreye giriyor.
Kintsugi’de eğer kırılan bir objeniz varsa çatlak kısımlarını altınla yeniden birleştiriyorsunuz. Altının kullanılma amacı ise kusurları kapatmak yerine göstermeyi amaçlaması. Özetle şu an sıkça karşımıza çıkan “sürdürülebilirlik” kelimesi zaten çok uzun zamandan beri oradaydı sadece biz görmeyi yeni öğrendik.
Fotoğraf: @jibvoharn
Peki Wabi-Sabi’yi yaşam alanınızda nasıl kullanabilirsiniz?
Aslında bu sorunun tek bir cevabı var. Akışına bırakmak. Neyi, ne şekilde seviyorsanız bırakın öyle kalsın. Bir nevi sizi yansıtan alanınızı hiçbir şeye uyumlandırmak zorunda değilsiniz. Örneğin çok sevdiğiniz ama dekorasyonunuzla çok alakasız gibi görünen bir parçanız mı var? Nereye istiyorsanız oraya koyun, bardak takımlarınız eksik mi yanına başka bir bardak koyun. Kurtulmak yerine tamir etmeyi deneyin ya da dönüştürün. Çok sevdiğiniz bir tabağınız hafiften kırıldı ya da çatladıysa onu dekoratif bir obje haline getirin.
Bakış açınızı değiştirdiğiniz de aslında çevrenizdeki her şey de sizinle birlikte değişmeye başlar. Hepimiz nasıl birbirimizden farklıysak yaşam alanlarımızda birbirinden farklı ve dokunduğumuz her alanın içinde aslında kendi hikayelerimiz var. Olabildiğince doğayla uyumlanmaya çalışın o zaman yaşadığımız bu dünyada kusurların içinde barındırdığı kusursuz güzelliği görmek çok daha kolay olur.