Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Periyodik tablonun sekizinci elementi, yaşamla eşanlamlı oksijen, likit formuyla cilt bakım ritüellerine de taze bir soluk getirmeye hazır. Nemli, parlak ve sağlıklı bir doku yaratan, türlü deri hastalıklarına da iyi gelen içeriği bir bilene sorduk.
"Terminolojik olarak aynı şeyi ifade etmese de likit oksijenin medikal ismi hidrojen peroksit aslında” diyor uzman doktor Betül Şengör. Etiler merkezli Şengör Klinik’in kurucusu Vogue Türkiye’ye verdiği röportajda şöyle devam ediyor sözlerine: “Bu, hijyenin çok mühim olduğu hastane gibi yerlerde yüzey dezenfeksiyonu için de kullanılan bir madde. Ancak bakterileri temizleyerek yaraları iyileştirmesi ve akneli ciltlere iyi gelmesi gibi mucizevi etkileri keşfedilince, içeriğindeki toksik maddelerden arındırıldı ve dermokozmetik alanına mini dozlarıyla likit oksijen titriyle girdi.”
Başlıca tıbbi amaçlarla, çoğunlukla yaraların dezenfekte edilmesi için kullanılan topikal içeriğin gün geçtikçe yepyeni görev ve kullanım alanları keşfediliyor. “Likit oksijenin ilk görevi, hücreleri oksijene doyurmak, yani oksijenasyonu artırmak” diye giriyor söze Dr. Şengör. “İkincisi, hücrelerin enerji üretim merkezi mitokondrilerin enerjisini düzenleyerek yaraların iyileşmesini hızlandırmak. Ancak bu tür antiseptik etkilerinin yanı sıra, damar dolaşımını düzenleyici, hücresel savunmaya ve hücre elastikiyetinde rol oynayan elastik lif üretimine destek verici etkilere sahip olduğu gözlenmiş bir bileşen bu.” Enflamasyonu, cildi tahriş etmeksizin yatıştırarak iki çetrefil deri hastalığına; egzama ve sedefe iyi gelen içeriğe dair; “Özellikle, Rosacea hastalarımda cildin enflamasyonunu azaltarak kızarıklığı giderdiğini ve destekleyici bir tedavi seçeneği olarak öne çıktığını söyleyebilirim” diyor Şengör. “Cildin, deriyi oluşturan en dış tabakada bulunan, epidermal lekelerinin rengini açması ve daha aydınlık, pürüzsüz ve yumuşak bir doku sağlaması ise bizleri de kozmetik dünyasını da oldukça heyecanlandıran gelişmelerden.”
Peki, cildin nem oranını artıran, hassasiyeti azaltan ve daha canlı bir doku sağlayan likit oksijenin kolajen üretimini de tetiklediğini söyleyebilir miyiz? Henüz bunu kanıtlayan yeterli sayıda bilimsel araştırma olmadığını belirten Şengör, kolajen üretimi için cilt altı oksijen enjeksiyonlarını ve gaz formunda gelen oksijenle yapılan medikal uygulamaları öneriyor: “Çok düşük basınçlı cihaz uygulamalarıyla kolajen üretimini harekete geçirerek yara bakımları ve yara izlerini iyileştirme konusunda güzel sonuçlar alıyoruz. Kozmetik kulvarda ise cilt bakım içeriklerinin deri altına nüfuz etmesini hızlandıran oksijen tedavilerine başvuruyoruz.” Cildin oksijen seviyesini artırarak dokuyu canlandıran, gözenekleri sıkılaştıran ve kırışıklıkların görünümünü hafifleten Geneo, örneğin, kıdemli doktorun 15 yıldır başvurduğu güvenilir teknolojilerden.
Hazır farklı formlarından söz ederken, cilt bakım içeriği olarak topikal uygulanan likit oksijenin takviye amaçlı alınan sıvı oksijenden farklı olduğuna değiniyor; oksijen damlalarına dair kritik bir uyarıda bulunuyor Şengör. “Oksijen hasara da yol açabileceğinden bunlar mutlaka doktor kontrolünde, dozları ayarlanarak kullanılmalı. Hava yoluyla vücudumuza girerek önce akciğerlere, oradan da kan dolaşımıyla demire bağlanmış olarak organlara iletilen, tüm organ hücrelerine ulaşan bir molekülden söz ediyoruz zira. Bu yüzden, sıvı formda takviye olarak alınan oksijenin suya katılarak tüketilmesi son derece tehlikelidir ve yalnızca doktor kontrolünde kullanılmalıdır.”
Likit oksijeni cilt bakım ritüelinize nasıl entegre edeceğinize gelince, uzman doktor öncelikle cildin oksijen üretimini tetikleyen, oksijenin dezenfektan etkilerini de açığa çıkaran bir temizleyici köpük ile sebum üretimini düzene sokmanızı öneriyor. “Krem formunda gelen likit oksijeni hyalüronik asit gibi nem tutma özelliği olan bir molekül ile eşleştirerek gücünü artırabilirsiniz. Bunun yanı sıra peptitlerle güçlendirilmiş krem maskeleri de cilt dokusunu geliştirmekte hayli etkili. Akneli ciltler bunları haftada bir veya iki; çok kuru ciltler ise haftada üç ila dört kere kullanabilir.” Hem krem hem de maske olarak kullanılabilen, kullanım sırasında açığa çıkan oksijen kabarcıklarıyla cildin nefes almasını sağlayan Genosys’e ait EGF Repair Oxymask Cream, bu görev için biçilmiş kaftan. Bir diğer alternatif, Dermalogica’nın Phyto Nature Oxygen Cream, içeriğindeki skualen gibi kabak lifiyle cildin oksijen seviyesini artırarak elastikiyeti ve doku kalitesini geliştirmeyi hedefliyor. Oksijenin yanı sıra hyalüronik asitten de güç alan Element Eight’in kült ürünü, O2 Hyaluronic Acid Moisturizer cilde bol nem aşılamak üzere, kuru ciltler için tasarlanmış. Natura Bissé’e ait Oxygen Complex ise içeriğindeki saf oksijen kapsülleriyle kan dolaşımını hızlandıran ve cilde gözle görülür bir ışıltı katan internet fenomenlerinden.