Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Cilt bakım dünyasının çok marifetli taze keşfi ektoin ile tanışın.
Güçlü bir kalkan; susuzluğun ilacı; niyasinamid’in alternatifi; destekçi bir takım oyuncusu… Bilimsel açıdan yeni bir keşif olmasa da, dermatoloji sahnesinde yıldızı henüz parlayan, potansiyeli yüksek, yetileri çeşitli doğal bir amino asit türevi, ektoin. 1985 yılında keşfedilen, Mısır’ın Natrun Vadisi’nde bulunan alkali göllerde yaşayan mikroorganizmaların kendini savunma ve hayatta kalma mücadelesinde etkin olduğu keşfedilen madde; dünyanın en sıcak iklimlerinde, sert koşullar altında barınan tek hücreli bakterilerden elde ediliyor.
“Hücrelerin dış tabakasında doğal bir koruyucu bileşen işlevi görerek organizmaları susuzluğa, aşırı sıcaklığa ve bir dizi diğer çevresel faktöre karşı koruyor” diye giriyor söze California merkezli Board sertifikalı dermatolog Dr. Stefani Kappel. “Cilt bakım ritüellerine sonsuz fayda sağlayan bileşenin en önemli özelliği suyu bağlama, cilde hapsetme yeteneği.” Klinik araştırmalara göre ektoin; nem, cildin orta katmanı dermisten en dış katmanı epidermise geçiş yaptığında ve cildin yüzeyinden buharlaştığında meydana gelen transepidermal su kaybını önlüyor. Dermatologların kuru, reaktif, hassas ve hatta daha olgun ciltlere de önerdiği içerik, cildin daha derin katmanlarına nüfuz ederek cildi yatıştırmakta ve nemlendirmekte usta.
Güneşin zararlı ışınlarının etkisini azaltmak ve iltihapla mücadele etmek, koruyucu nitelikleriyle de öne çıkan içeriğin hünerleri arasında. Florida merkezli kozmetik kimyager Krupa Koestline, yüksek pH’a sahip, aşırı tuzlu, kurak ve sıcak bölgelerde bulunan amino asit için; “Kompleksler oluşturmak için su moleküllerine kolayca bağlanan nispeten ufak bir molekül” diyor ve ekliyor: “Bu kompleksler de etraflarında koruyucu, besleyici ve stabilize edici su zarları oluşturarak hücreleri, enzimleri, proteinleri ve diğer biyomolekülleri çevreliyor. Özetle, ektoin hücre zarlarını kimyasal ve fiziksel hasarlardan koruyor; oksidatif stresi ve hücre iltihabını minimize ediyor.” Board sertifikalı dermatolog Marissa Garshick de hemfikir: “Cildi koruma altına alan bir kalkan niteliğinde. Üstelik, hava kirliliğinden mavi ışığa ve UV radyasyonuna, hasar verici birçok dış stres unsuruna direnç gösterecek kadar güçlü ve geniş bir savunma sağlıyor.”
Ektoini yalnızca genç ve orta yaşlı değil, olgun ciltler için de ideal kılan bir işlevi daha var. Toronto Üniversitesi dermatolojik cerrahi direktörü, Board sertifikalı Dr. Nowell Solish, “olağanüstü” diye bahsettiği amino asitin katkılarını şöyle sıralıyor: “İnce çizgilerin ve kırışıklıkların görünümünü azaltmak, cilt dokusunu iyileştirmek, cilt elastikiyetini artırmak ve cilt bariyeri onarımını desteklemek… Yaşlanma karşıtı etkileri klinik olarak kanıtlanmış, iddialı bir aktif bileşen bu.”
Peki, hiyalüronik asit veya niyasinamid gibi diğer anti-aging özellikli popüler içeriklerden farkı ne? “Benzer faydalara sahipler aslında” diye giriyor söze New York merkezli dermatolog Dr. Lilian Graf. “Zira, cildin görünümüne ve genel dokusuna büyük ölçüde destek veren nemlendirici ajanlar bunlar. Ancak ektoini farklı kılan unsur, cildin daha derin katmanlarına nüfuz ederek hem iltihabı azaltması, hem cildi onarması, hem de antioksidan özellikleriyle cildi yatıştırması.” Ama sıkı durun, dahası var: Hemen hemen her cilt bakım içeriğiyle iyi anlaşan ektoin, aynı işlevleri gören bileşenlerin etkisini artırmakla kalmıyor; sert bileşenlerin istenmeyen yan etkilerini de minimuma indirgiyor. Hiyalüronik asit veya gliserin gibi bariyer güçlendirici humektanlar ve seramidler de dâhil olmak üzere diğer tüm nemlendirici bileşenlerle kullanılabilen içerik için; “AHA, BHA ve retinoidler gibi iltihaplanma veya kızarıklığa neden olan bileşenlerle eşleştirildiğinde harika çalışıyor; cildi yatıştırıyor” diyor Dr. Koestline. “Bu nedenle kuru veya hassas cilde sahip olanlar için de hayli elverişli.”
Cilt bakım kulvarında gün geçtikçe popülerleşen ektoini ritüelinize dâhil etmek için birçok alternatifiniz var. Dr. Jart Ceramidin Ectoin-Infused Cream, örneğin, içeriğindeki başlıca ektoin ve beş farklı seramidle kuru ciltleri neme doyurmayı ve cilt bariyerini koruma altına almayı hedefliyor. Dr. Barbara Sturm’ün kült ürünü The Better B Niacinamide Serum, niyasinamidin yanı sıra ektoinden de güç alan, yaşlanma karşıtı kategorisinde bir opsiyon. Biossance’a ait Squalane + Copper Peptide Rapid Plumping Serum da ektoin denince ilk akla gelen internet fenomenleri arasında. Yalnızca ciltte değil, saç derisinde de etkili bileşenin saç sağlığına katkısını keşfetmek içinse, adresiniz Aveda’nın yeni Scalp Solutions serisi olmalı. Saç derisinin erken yaşlanmasını önlemek üzere geliştirilen; kızarıklık, kaşıntı ve kuruluktan mustarip saç derisini yatıştırıp beslemeyi hedefleyen anti-aging nitelikli serideki Overnight Scalp Renewal Serum adlı ürünü, gece yatmadan önce ıslak veya kuru saç derisine masajla uygulamanız yeterli.