En Yeni Prejuvenation Tedavileri

Fotoğraf: Bobby Doherty

Eski nesiller yenileyici bir işlem yaptırmadan önce çizgilerin oluşumunu beklerdi” diye giriyor söze İngiltere merkezli kozmetik estetisyen Dr. Yannis Alexandrides. “Fakat sosyal medya sayesinde bilgiye erişimimiz arttıkça ve elbette estetik sektörünün de gelişimiyle bugün, 30’larına henüz adım atanlar ve 20’li yaşlardaki gençler dahi yaşlanma belirtilerini önleyici, görünümlerini muhafaza edebilecek tedaviler arayışında.” 2013 yılında Massachusetts merkezli Board sertifikalı Dr. Kenneth Arndt’ın geliştirdiği prejuvenation, ilerleyen yaşlarda invazif uygulamalara ihtiyaç duymamak için genç yaşlardan başlayarak invazif olmayan tedaviler aracılığıyla gençliğin kaybını engellemeye tekabül eden, son dönemlerde güzellik literatüründe yükselişe geçen bir terim. “Etkili bir cilt bakım ritüelini kolajen üretimini tetikleyen ve cilt bariyerini destekleyen tedavilerle bütünleştiren önleyici bir protokol bu” diyor Dr. Alexandrides. Hedefleri çok: İncelen cilt dokusu, hiperpigmentasyon, geniş gözenekler, yanaklarda hacim kaybı, yerçekimine yenik düşen yağ dokusu ve sarkıklıklar gibi yaş aldıkça meydana gelebilecek birçok belirtiyi daha oluşmadan bertaraf etmek var listesinde. Prejuvenation tedavileri de hayli çeşitli; zira yaşlanma belirtilerini önleyen, zamanı durduran ve hatta geri çevirebilen birçok etkili alternatif mevcut. Tek şart; hiç vakit kaybetmeden şimdi başlamak.

Ellanse

“Dermal dolguların en akıllılarından Ellanse, kolajeni hızla aktive eden bir biyolojik uyarıcı” diyor Londra merkezli Dr. Ahmed El Muntasar. “Kimi zaman deriye, kimi zaman da derinin alt, derin tabakasına enjekte ediliyor.” Ancak Ellanse’yi diğer dolgulardan ayıran özellik, zamanla etkisini katlayan uzun soluklu sonuçları. “Üç dört aylık süreçte vücudun doğal kolajen üretimini tetikleyerek beş yıla kadar etkisini gösteren bir madde bu.” Dermatolog ve estetisyenlerin genç ciltlere tazelik katmak ve gergin cilt dokusunu koruma altına almak amacıyla sıkça başvurduğu içerik, yaşlanma belirtileri gösteren daha üst yaş grupları için de ideal. Özellikle 35 yaş ve üstü bireylerde yanak ve çene hattındaki doku kayıplarını telafi etmesinin yanı sıra ince çizgiler ve kırışıklıkları gidermekte de etkili. Kaş-göz hattına daha gergin bir görünüm vermek üzere kaş altı bölgesi, hacim kaybından mustarip şakaklar ve hatta eller de S, M, L ve E olmak üzere farklı kalıcılık sürelerine sahip Ellanse serisinin en popüler uygulama alanlarından.

Secret RF

Secret RF, kolajen üretimini tetikleyen ve bu sayede cildi yenileyen radyofrekans odaklı prejuvenation tedavilerinden. Radyofrekans enerjisini altın mikroiğneler yardımıyla derinin alt tabakalarına ileten teknoloji, dermis tabakasında dokuları ısıtarak yeni kolajen ve elastin yapımını destekliyor; hasarlı kolajenin ise onarımını sağlıyor. Altın iğne olarak da bilinen tedavi için “Hem kolajen üretimi, hem cilt yenileme, hem de anti-aging etkileri açısından başarılı” diyor Londra’daki Ouronyx Estetik Kliniği’nin medikal direktörü Dr. Marco Nicoloso. “Özellikle enjeksiyonlara karşı mesafeli olanlara önerdiğim bir tedavi bu.” Hasarlı dokuların onarımının yanı sıra parlak ve gergin bir cilt için genç danışanlarına 18 aya yayılan üç ila dört seanslık bir protokol öneren doktor, ikinci seanstan sonra gözle görülür sonuçlar alacağınızı söylüyor.

Thermage FLX

Düşük gözkapakları, çukurlaşmış göz altları veya şekilsiz bir çene hattı… Yüzün farklı bölgelerindeki doku kayıplarını giderebilen bir diğer popüler radyofrekans tedavisi Thermage FLX, şimdi 25 - 35 arası yaş grubu arasında da yükselişte. Zira Capacitive Radyofrekans (CRF) teknolojisi sayesinde cildi ısıtarak kolajen üretimini tetikleyen, elastikiyeti artıran yenileyici tedavi, başlıca yüz hatlarını belirginleştirmek üzere kullanılsa da cildin gözeneklerini sıkılaştırıp nem aşılamakta; parlak, pürüzsüz bir doku yaratmakta da hayli başarılı. Üstelik bir ila üç yıl kalıcı sonuçlar almak için yılda tek seans yaptırmanız yeterli.

Microtox

Microtox “O çok sevdiğimiz FDA onaylı nörotoksinlerin farklı bir versiyonu” diyor Los Angeles merkezli dermatolog Dr. Ann Zedlitz. “Dolayısıyla hedefleri de uygulama şekilleri de birbirinden farklı. Normal toksinler yüzdeki spesifik yaşlanma belirtilerini, örneğin kaş arası ve kaz ayaklarındaki çizgileri gidermek üzere kullanılır. Mikrotox ise kas içine, cildin alt tabakalarına enjekte edilir ve bu sayede cildin kalitesini bütünsel anlamda geliştirmeyi, güzelleştirmeyi hedefler. Yani, botoksun yüz mimiklerine hiç etki etmeyecek düzeyde sulandırılmış minimal dozlarda geniş bir yüzeye eşit olarak dağıtılması şeklinde özetleyebiliriz.” Kulağa basit gelse de Microtox’un basit bir işlem olmadığını belirten Dr. Zedlitz bir uyarıda daha bulunuyor. “Nörotoksinin doğru şekilde sulandırılması, minik taneciklerin eşit derinliklerde, epidermisin hemen altına enjekte edilmesi cilt dokusunu geliştirmek, olumlu sonuç elde etmek için büyük önem taşıyor. Bu tutarlılığı sağlamak üzere ben Aquagold Touch gibi microchanneling cihazlarından yardım alıyorum.” Özellikle akneli ciltlerin sebum ve ter üretimini önlemek için de başvurduğu gençleştirici tedaviye, gözenekleri küçültüp sıkılaştırmak, cildinize ışıltı katmak için de başvurabilirsiniz.