Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Kök hücrelerden doğan, estetik dünyasında edindiği ‘yeni botoks’ lakabıyla gelecek vadeden eksozom tedavisi hakkında bilinmeyenler...
Türlü rahatsızlıkları kök hücrelerle tedavi etme fikri kulağa bilimkurgu gibi gelse de günümüzde gerçek ve etkin bir pratik. 2008 yılında dizini sakatlayan Tiger Woods’u hatırlayın. Tüm zamanların en başarılı golfçüsü, iyileşme sürecini hızlandırmak üzere rejeneratif tıptan yardım almış, bir tür kök hücre tedavisi olan trombosit zengini plazma (Platelet Rich Plasma - PRP) enjeksiyonları yaptırmıştı. Dahası var. Belirli bir organ veya dokudaki hücrelere özgü özellikler geliştirebilen kök hücreler, bugün multiple sklerozdan KOAH’ya kadar birçok hastalığın tedavisinde kullanılıyor. Kök hücrelerin yeni doğanların göbek kordonlarından toplanması, bireyin ileriki yaşamında hastalanması halinde kullanılmak üzere yıllarca muhafaza edilmesi giderek yaygınlaşıyor. PRP gibi kök hücre tedavileri estetik literatürüne de girdi girmesine ancak, insanların trombosit kalitesi yaş gibi etkenlere göre değiştiğinden, saç restorasyonu ve cilt gençleştirme kulvarlarında tutarlı sonuç vermediğinden, bilim insanları yeniden laboratuvarın yolunu tuttu. Eksozom tedavisi de bu uğraşların son buluşu. “Doku rejenerasyonunun kaynağı insan trombositlerinden eksozom elde etmenin bir yolunu bulduk” diyor Amerikalı biyoteknoloji şirketi Rion’un kurucusu Dr. Atta Behfar. “Üstelik bunu değerlendirebileceğimiz alanlara, sedef gibi deri hastalıklarının yanı sıra saç dökülmesi ve yüz kırışıklıkları gibi estetik uygulamalar da dahil.”
Peki, nedir eksozom? “Bunu bir hücreden diğerine giden bir mesaj gibi düşünün” diyor Behfar. “Vücudumuzda milyarlarca çeşit eksozom var. Bunlar, onları hangi hücrelerin salgıladığına, bu hücrelerin durumuyla, sağlıklı, stresli veya ölmekte olup olmadığında dair farklı sinyaller verir.” New York merkezli dermatolog Dr. Doris Day benzer bir tasvirle, eksozomları kök hücrelerden salınan bir kurye olarak nitelendiriyor: “Doğası gereği onarım için iltihaplı bölgelere hücum eden bu küçük baloncuklar, içeriğini oluşturan büyüme faktörlerini ve anti-enflamatuar, bağışıklık destekleyici ve antioksidanları ihtiyaç duyulan yerlere taşırlar.” Özetle, sağlıksız hücrelere sinyaller göndererek yenilenmelerini tetikleyen bu elçiler, vücudun doğal iyileşme sürecini hızlandırıyor.
PRP gibi uygulamalardan farkı, tek kelimeyle, tutarlılık. “Eksozomlar yüzde 100 tutarlı” diye giriyor söze, New Yorklu dermatolog Marina Peredo. “Bunlar, PRP ve [bir ileri teknolojisi] PRFM (Platelet-Rich Fibrin Matrix) uygulamalarından 10 ila 100 kat daha fazla büyüme faktörü içerir. Ayrıca, bu tedavi hastadan herhangi bir kan alınmasını ve işlenmesini gerektirmez.” Zira, PRP kendi kanımızdan alınan trombositlerden ayrıştırılırken, eksozomlar yağ, göbek kordonu veya kemik iliği gibi yerlerden elde ediliyor. Bunların birçoğunun kaynağı da var olan en yüksek rejeneratif potansiyele sahip embriyonik kök hücreler. Üstelik, “Gerçek kök hücrelerin aksine, eksozomların bir çekirdeği yok” diyor Peredo. “Bunlar COVID aşısına benzer mRNA, yani mesajcı ribonükleik asitler olduğundan yapılan kişiye uyuşmaması veya olumsuz bir reaksiyon vermesi gibi bir olasılık söz konusu değil.”
Uygulama alanı geniş. Düzensiz bir doku, donuk bir cilt, akne izleri, genişle- miş gözenekler veya pigmentasyondan mustaripseniz, eksozom tedavisi size göre olabilir. New York merkezli plastik cerrah Dr. Eunice Park, eksozomların cilt yenileme işlevini şöyle özetliyor: “Tıpkı kolajen gibi, yaşlandıkça cilt hücrelerimiz körelmeye başlar ve vücudumuz daha az eksozom üretir. Bu da sarkmalara, ince çizgilere ve kırışıklıklara yol açar. Eksozom terapisi, yeni eksozomların aktif olmayan cilt hücrelerini ve eski eksozomları uyandırmak üzere devreye girmesini sağlar; böylece cildi onarmak, güçlendirmek ve gençleştirmek için işe geri dönebilirler.” Ancak, stabil kalmaları için ilk etapta dondurulan eksozomların cilde nüfuz etmesi için lazer, migroiğneleme veya mezoterapi gibi ciltte mikroskobik kanallar açan uygulamalarla desteklenmesi şart. “Eksozomların cilt hücreleriyle iletişim kurmaya başlaması için cildin yüzeysel tabakasında hasar yaratmanız, onları onarıma sevk etmeniz gerekir” diyor Dr. Peredo ve ekliyor: “Yalnızca topikal olarak uygularsanız, cilt yüzeyinde hiçbir şey yapmadan öylece durur.” Kolajen ve elastin üretimini artıran, yara iyileşmesini hızlandıran ve pigment üretimini azaltan tedavinin iki ila altı haftada görülen sonucu, daha dolgun, sıkı, parlak ve pürüzsüz bir cilt. En büyük avantajlarından biri de eksozomların altı ila sekiz aylık bir süre boyunca aktif olması ve dolayısıyla Botoks’tan daha kalıcı sonuçlar vermesi.
Eksozomların büyük vaatlerde bulunduğu bir diğer alan da saç restorasyonu. Dr. Chernoff, tedavinin alopesi gibi rahatsızlıklarda etkisiz bulduğu PRP gibi uygulamalardan daha iyi bir alternatif sunduğu görüşünde. “Saç dökülmesi genetiktir; kafa derisinde aniden yeni saç çıkaracak sihirli bir değneğimiz yok, ancak kan akışını artırmak ve saçın büyüme aşamasını uzatmak için yapabileceğimiz şeyler var. Eksozom, saçı dinlenme fazı dediğimiz pasif statüden büyüme fazına geçiren bir tedavi. Bazı hastalarımızın biyopsilerinde, eksozomların saç folikülündeki en büyük büyüme alanı olan dermal papilla hücrelerini de artırdığını gözlemledik. Bu nedenle, ekzozomları ‘nükleer PRP’ olarak tanımlamayı seviyorum çünkü PRP’ye nazaran çok daha iyi ve hızlı sonuçlar sağlıyor.”
Henüz FDA tarafından onaylanmamış olsa da Amerika’da oldukça yaygın; geleceği ise parlak. Zira, eksozom tedavisi, Bio- materials Research adlı medikal dergide yayımlanan bir araştırmaya göre, anti-enflamatuar özellikleriyle sedef hastalığı ve egzama gibi cilt rahatsızlıklarının semptomlarını da azaltıyor. Şu sıralar eksozomların diyabet hastalarında, yanık mağdurlarında ve cerrahi kesiklerde yara iyileştirme nitelikleri üzerine derinlikli araş-tırmalar yapan doktorların da biyoteknoloji şirketlerinin de ‘yeni botoks’ dedikleri buluşa dair büyük hedefleri var. “Eksozomlarla birçok tedavinin gücünü pekiştirmek, mevcut medikal estetik alanını daha titiz, tutarlı ve tekrarlanabilir bir evreye taşımak istiyoruz” diyor Dr. Behfar. “Düşünsenize; saç restorasyonunda, her bir eksozom dozu aynı olacak, aynı şekilde çalışacak ve gerçekten fark yaratacak. Dolgu ve lazer, hakeza. Ne- den hiyalüronik asidi, hiyalüronik asit erirken dahi cildin içten dışa yenilenmesine yardımcı olabilecek rejeneratif bir teknolojiyle eşleştirmeyelim ki?”