Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Nemlendiricilerden güneş koruyuculara, bakım rutininizin parçası olan ürünlerde çevreye zarar veren hangi içerikler var, sizin için araştırdık.
Fotoğraf: @charleenweiss1
Cilt bakım ürünlerinde cildinize zararlı olacak içeriklerden haberdarsınız, peki bazı içeriklerin doğaya zarar verdiğini de biliyor musunuz? Özellikle suya karışan atıkların ayrışımı efektif bir şekilde yapılamadığından bu durumdan en çok su ekosistemi etkileniyor. Nemlendiricilerden güneş koruyuculara, bakım rutininizin parçası olan ürünlerde çevreye zarar veren hangi içerikler var, sizin için araştırdık.
Oksibenzon ve oktinoksat güneş koruyucu kremlerde sıklıkla kullanılıyor. Ancak cildinizi güneşe karşı korurken bu içeriklerle çevreye de zarar veriyorsunuz. Bu ikilinin okyanuslardaki mercan resiflerinin yaşamına ve gelişimine zarar verdiği biliniyor. Cildinizde yan etkiler de oluşturabilen bu içerikler geçtiğimiz günlerde Hawaii'de yasaklandı bile.
Parabenlerin vücuttaki hormon seviyelerine olan zararları biliniyor. Her ne kadar bazı dermatologlar cilt bakım ürünlerinde kullanılan paraben seviyesiyle bu yan etkilerin ortaya çıkmayacağını öne sürseler de, eğer temiz içerikli ürün arayışındaysanız parabenlerden uzak durmanız gerektiğini biliyorsunuz. Sizin kullandığınız üründe paraben miktarı minimumda olsa da paraben kullanımı kozmetik sektöründe oldukça yaygın olduğundan bu içerik yüklü bir seviyede suya karışıyor ve atık suların karıştığı bölgelerde tüm canlılar olumsuz etkileniyor.
Plastik atıkların çevreye verdiği zararla ilgili oluşturulan bilinçlendirme kampanyalarından sonra bu konunun öneminin altı bir kez daha çizildi. Ancak size dikkat etmeniz gereken bir detayı daha iletmek istiyoruz: Plastik atıklar sadece naylon poşetler, pet şişeler ve ambaşajlardan ibaret değil. Özellikle aşındırıcı, exfoliant ürünlerin içinde kullanılan parçacıklar plastiklerden elde edilebiliyor. Doğaya karışması yüz yıllar süren bu minik parçalar, aynı zamanda suda yaşayan canlıların beslenme sistemine de karışabiliyor. Ancak bunun önüne geçmek için halihazırda birçok ürün olduğunu belirtelim. Yeni nesil peeling ürünlerinde plastikler yerine meyve çekirdeklerinin öğütülmesiyle elde edilen parçacıklar kullanılıyor.
Yine temiz içerikli ürün arayışında olanların uzak durması gereken bir detay daha. Özellikle hassas ve alerjik ciltlerin yanına bile yaklaşmaması gereken sentetik parfüm yüz temizleyicilerden şampuanlara, kremlerden makyaj ürünlerine kadar birçok farklı kozmetik ürününde bulunuyor. Özellikle durulanan ürünlerde kullanılan sentetik parfümler suya karışıp ayrıştırılamadığından suda yaşayan canlıların dokularında birikiyor.
Silikon ailesinden olan siloksanlar özellikle nemlendirici ürünlerde ve makyaj bazlarında cildi nemlendirmesi, yumuşak, kadifemsi bir dokunuş vermesi için kullanılıyor. Ancak yapılan son çalışmalara göre bu içeriğinde özellikle Nordik ülkelerin su atılkarında yoğun bir şekilde biriktiği tespit edilmiş. Bilim insanları yüklü seviyeyle toksik hale gelebilen bu kimyasalın canlı dokularında birikerek besin zincirini etkileyebileceğini düşünüyor.
CFC'ler yani hepimizin bildiği ismiyle kloroflorokarbonlar kullandığımız deodorant ve spreylerin içeriğinde bulunuyor. Özellikle deodorant kullanımı her geçen gün arttıkça atmosferde birilen CFC, ozon tabakasının incelmesini sağlayarak iklim değişikliğinden güneş ışığının zararlı etkilerinin artmasına kadar çevreye birçok negatif etki veriyor.
Şampuan, yüz temizleme jeli gibi daha çok antiseptik ürünlerde kullanılan triklosan cildi kötücül bakterilerden arındırsa da insan sağlığına da zarar verdiği biliniyor. FDA tarafından yasaklanan triklosanı Avrupa Birliği de yasaklı kozmetik içerikler listesine koyma yolunda ilerliyor. Triklosan bakterileri ortadan kaldırıyor demiştik, buna deniz bakterileri de dahil. Triklosandan suda yaşayan ve ekosisteme büyük katkı sağlayan algler de etkileniyor.