Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Trashcore, modada dağınık ve nostaljik parçaları cesurca bir araya getiren, kendine özgü ve asi bir stil sunuyor.
Son yıllarda grunge etkisi ve parti stilini barındıran asi görünümlü indie sleaze trendi güçlü bir şekilde geri döndü. 90’ların gençleri, özellikle Tumblr günlerinde karşımıza çıkan dağınık, uğraşılmamış ve asi duran bu trendi yeniden benimsiyor. Modanın tekrarlayan döngüsü bir kez daha kendini gösterirken, Z kuşağı pandemi sürecinin getirdiği tembellikten çıktı ve özgür ifadeye olan özlem hızla yeniden ortaya çıktı. Yaratıcı sektörlerde estetik açıdan daha kısıtlayıcı ve tutucu bir anlayış yaygınlaşırken, bu duruma karşı çıkan bir hareket olarak doğdu. Bu hareket, indie sleaze tarzından yola çıkarak, daha kolay ve rahat bir şıklık sunan trashcore tarzının ortaya çıkmasına zemin hazırladı.
Trashcore, indie sleaze ile aynı nostaljik unsurlardan besleniyor ancak nostaljiyi yalnızca görünüşlere yansıtmakla kalmıyor; her objeye bir geçmiş duygusu ekliyor. Örneğin, moda tasarımcısı Sinead Gorey’nin eski, bozuk bir iPod shuffle’ı saç tokası olarak kullanması bu yaklaşımın çarpıcı bir örneği. Lyst Index’in 2025 yılın ilk yarısında açıkladığı rapor da bu değişimi doğruluyor: Moda alışverişçileri artık klasik ve zarif görünümlerden ziyade kişilik yansıtan parçalara yöneliyor. Ekonomik durgunluk endişeleri, yüksek etki yaratan ama düşük maliyetli aksesuar ve ayakkabılara ilgiyi artırırken, trendler popüler ile performans, incelikli kitsch ile yüksek konseptli moda arasında gidip geliyor.
Bu estetik, ayakkabı trendlerinde de kendini gösteriyor. Miu Miu’nun 2022’de yeniden piyasaya sürdüğü saten bale ayakkabıları hâlâ popülerliğini koruyor. Londra merkezli Ashley Williams, bu trendi sıra dışı bir yaklaşımla yorumladı. Markanın viral ayakkabılarını trashcore akımıyla özdeşleşen bir şekilde kişiselleştirdi.
Trashcore’un öncülerinden biri de AVAVAV markası oldu. Kreatif direktör Beate Karlsson’un 2024 Sonbahar/Kış defilesi, büyük boy kapüşonlular, yırtık kotlar ve “Filthy Rich” gibi cesur sloganlarla süslenmiş parçalarla doluydu. Asıl dikkat çekeni, defilenin etkileşimli performans formatıydı. Seyirciler, podyuma çıkan modellere çöp atarak, tasarımcı Karlsson’un moda sektöründeki israfa ve endüstriyel abartıya yönelik eleştirel konseptini daha da güçlendirdi.
Fotoğraf: Balenciaga
Balenciaga da trashcore’u lüks moda sahnesine taşıdı. Demna Gvasalia yönetimindeki marka, 2023 İlkbahar/Yaz defilesinde tanıtılan ve cips paketine benzeyen cüzdan ile dikkat çekti. İlk çıktığında yoğun eleştiri alan bu parça, 2025 Yaz koleksiyonunda yeniden yer aldı.
New York merkezli marka Instinct Brand ise çöp malzemeleri sanatsal bir kaynağa dönüştürme konusunda öne çıkıyor. Kurucu Anna Molinari, ikinci el ve atık malzemelerden tasarımlar yaratıyor; gümüş soda tabletlerinden yapılmış zincir zırh elbiseler, geri dönüştürülmüş plastikten korseler ve La Croix kutu kemerleri gibi çarpıcı parçalarla moda standartlarına meydan okuyor.
Kore merkezli çağdaş aksesuar markası MARGESHERWOOD da trashcore ruhunu kucaklayan isimler arasında. Sungeun Um ve Soonyoung Kim’in tasarladığı çantalar, geleneksel formlara modern dokunuşlar ekliyor. Markanın sınırlı sayıda ürettiği özel bir modelde, ön yüzündeki şeffaf pencere sayesinde buruşuk şeker ambalajları, eski sakızlar ve çatlak ekranlı bir iPod nano gibi objeler sergileniyor. Bu, kaotik kişiselleştirme trendine ve düzensiz özgünlüğe duyulan ilgiyi yansıtıyor.
Trashcore, Hollywood’un da radarına girdi. Timothée Chalamet, Addison Rae ve Justin Bieber gibi isimler akımın öncüleri arasında bulunuyor.
A Complete Unknown basın turunda Chalamet, geçmiş dönemlerinden farklı olarak çok daha eklektik bir stile yöneldi. Dune ve Wonka projelerinde zarafet ve deneysel terzilikle öne çıkan oyuncu, son dönemde hem kırmızı halılarda hem de paparazzi karelerinde kaotik ve vintage esintili parçalarla harmanlayarak trashcore’un bohem tarafını yansıttı.
Moda sisteminin yeni gözdesi Rae, kırmızı halılarda ve klip çekimlerinde Dara Allen’la birlikte yüksek moda çizgisini korurken, sokak stilinde tam anlamıyla trashcore’a teslim oluyor. Britney Spears’ın 2000’lerin başındaki ikonik dönemini anımsatan görünümler sergiliyor. En dikkat çekici örneklerden biri, yeni şarkısı Aquamarine’in lansmanında giydiği deniz kabuğu sütyen, açık mavi file tayt, suni kürk şal ve Jacques Marie Mage imzalı dev beyaz güneş gözlükleriydi.
Bieber, son birkaç yıldır trashcore’u imzası haline getirdi. Bazı hayranların kariyerin sonu olarak gördüğü dağınık paparazzi kareleri aslında yeni markası SKYLRK için stratejik bir tanıtımdı. “Kontrollü kaos” mottosuyla yola çıkan bu sokak giyimi markasında; yerlere değen kargo pantolonlar, neon bereler, 2000’lerin başı basketbol formaları, düz tabanlı kaykay ayakkabıları ve dev güneş gözlükleri öne çıkıyor. Trashcore, Hollywood’da artık “rastgele dağınık” değil; bilinçli olarak inşa edilen bir estetik olarak öne çıkıyor.