Hokus Pokus

Bohem, gotik, mistik, eklektik stillerin bir kombinasyonu olan whimsigothic; büyü, sihir gibi doğaüstü öğelerden ilham alan bir trend. Çan kollar, uzun eldivenler, bağcıklı korseler, kadife elbiseler, şal desenler, tığ işi hırkalar, uçuş uçuş şifon kumaşlar, desenli maksi etekler, koyu renk dantel detaylar, kalın tabanlı botlar, silindir şapkalar ve katmanlı aksesuarlar, ay, güneş, yıldızlar gibi göksel semboller bu akımı oluşturan detaylardan sadece bazıları. 

Siz de 90’lı yıllarda Sabrina The Teenage Witch dizisinin her bölümünü iple çekenlerdenseniz aslında bu akıma pek de yabancı sayılmazsınız. Sabrina’nın odasındaki vitray cam detayları, mor duvarlar, yıldız ve güneş motifli aksesuarları, kadife örtüleri ve siyah kedi Salem bazen size de yakın hissettirdiyse bu akımı sevebilirsiniz. Peki bu trend nasıl ortaya çıktı? Consumer Aesthetics Research Institute (CARI) kurucu ortağı mimar Evan Collins tarafından ortaya atılan whimsigothic terimi, 1980’lerin sonundan 90’ların ortalarına kadar mimari dekorasyonda biraz karanlık, biraz mistik ama eğlenceli öğeleri tanımlamak için kullanıldı. Whimsigothic; whimsical (tuhaf) ve gothic (gotik) kelimelerinin kısaltılması olarak 70’lerin koyu bohem şıklığını bir araya getiren “postmodern tarzlar karışımı” olarak adlandırıldı. Whimsigothic aynı zamanda o yılların gotik esintili pop/rock müziğinin popülaritesiyle de eş zamanlı gelişti. Stilde sessiz, karanlık, parlak ve içgüdüsel bir grunge etkisinin de izlerini görmek mümkün. Öte yandan akımın kökleri 70’lerin mistik ve hippi referanslarından geliyor gibi görünse de estetik cadılığın, sihirbazların, büyücülüğün türediği 90’larda belirginlik kazandı diyebiliriz.

Hocus Pocus

Müzik ve sinema dünyasında whimsigothic estetiğine ilham olan birçok isim var. Örneğin; Mazzy Star, Helena Bonham Carter ve Lisa Bonet’de bu akımın izlerini görüyoruz. Ancak şüphesiz mistik sembollere ve uçuşan kumaşlara olan tutkusuyla bu stili sürekli somutlaştıran sanatçılardan Stevie Nicks, giyim stili ve imza sesiyle whimsigothic’in ardındaki en büyük rolü oynuyor. Nicks, saykedelik baskılar, uçuşan kumaşlar, silindir şapkalar ve platform topuklu ayakkabılarla sahnede dans ederken şüphesiz whimsigothic estetiğini yansıtan “o kız”dı. Sabrina The Teenage Witch, The Craft, Practical Magic ve Hocus Pocus gibi dizi ve filmlerde de akımın izlerine rastlamak mümkün.

Modada trendler sık sık kendini tekrar eder. Bundan dolayı estetiğin 2022’deki dönüşü pek de şaşırtıcı olmadı. Trendin tekrar gün yüzüne çıkıp Z jenerasyonu arasında viral olması ise TikTok sayesinde oldu. Zira #WitchTok topluluğu altında metafizik konulara ve cadılara ilgi duyan TikTok kullanıcıları, trendin yeniden canlanmasını sağlarken #WitchTok hashtag’i 30 milyardan fazla görüntüleme aldı. Ayrıca #Whimsigoth 35 milyon, #Whimsigothic ise 55 milyondan fazla görüntüleme topladı. Dünyanın dört bir yanındaki “sihirbaz”ların #WitchTok’ta birleşmesi ve son yıllarda astrolojinin popülaritesinin hiç olmadığı kadar artmasıyla birlikte giderek daha fazla insan kendi içindeki “cadı”yı kucaklıyor. 

Lisa Bonet

Peki, bu estetik neden son zamanlarda böyle bir ses getirdi? Cevabı pek çok şey gibi yine pandemide; zira bu zor dönem ruhsal ve kültürel düzeyde nasıl giyindiğimize dair düşünce ve bilinci değiştirdi. Değişim ve belirsizlik zamanlarında insanlar manevi duyguları arama eğilimindedir. Bunun uzantısı olarak Z kuşağı büyücülük, tarot ve diğer mistik maneviyat biçimleriyle giderek daha fazla ilgilenmeye başladı. Öte yandan bu neslin çocukluklarını anımsatan nostalji hissi, whimsigothic’e olan ilgiyi artıran bir diğer etken. Diğer taraftan belki de gündelik hayatın monotonluğu, eğlenceye ve sihir dokunuşuna duyulan ihtiyacı gündeme getirdi.

Şimdi de akımın moda sahnesindeki izlerine bakalım… 2022 Sonbahar/Kış koleksiyonlarında Dior, Burberry, Givenchy, Versace, Valentino, Thom Browne, Anna Sui, Richard Quinn, Comme des Garçons ve Junya Watanabe gibi markalarda öne çıkan bazı görünümler, whimsigothic trendiyle kesişime giriyor. Bu akımın baskın renk paletinde yer alan siyah, mor, kırmızı, yeşil gibi kontrast renkler bu markaların koleksiyonlarında inkar edilemez mistik bir akışla teatral görüntüleri yansıtıyor. Örneğin; Dior’da uzun eldiven detayları, asimetrik maksi etekler, çan kol şifon elbiseler, moda sahnesinde büyü tesiri yaratacak cinstendi. Whimsigotic etkisinin bir diğeri Valentino ve Versace’de görüldü. Yüksek platform topuklu ayakkabılar, pelerinli elbiseler, hacimli siluetler, uçuş uçuş şifonlar, uzun eldivenlerle modern cadı etkisi yüksek modada yankılandı. İngiliz tasarımcı Richard Quinn ve kült Japon markası Comme des Garçons’un koleksiyonundaysa en göze çarpan detay, konik şapkalardı. Kısacası TikTok gibi viral sosyal ağlarda, sokak giyiminde ve lüks modada hokus pokus etkisi bizi bu sezon “büyü”leyecek.