Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Saçlarınızın sergilediği küçük belirtiler, aslında ihmal edilmiş bir saç derisinin sessiz çığlıkları olabilir.
Banyo dolabım tam bir karmaşaya dönüşmüş durumda. Tüm alanı saç bakım ürünlerine ayırdım: Fırçalar, taraklar, ısı koruyucular, serumlar, yağlar ve şekillendiriciler... Yine de saçlarım, tıpkı o dolap gibi karmakarışık: Aynı anda hem kuru, hem kırılgan, hem şekil almıyor hem de yağlı. Neler oluyor?
Saç uzmanı Helena Rodero ile yaptığım bir sohbet ve onun Saçınız ve Cildiniz Hakkında Her Şey adlı kitabını baştan sona okumam sayesinde, saç sorunlarımın asıl nedenlerini ve bu sorunları nasıl çözebileceğimi anlayabildim. Meğer dünyadaki tüm saç bakım ürünlerini kullanmak, kötü alışkanlıklar nedeniyle hasar görmüş bir saç derisini onarmaya yetmiyormuş.
İşte öğrendiklerim ve saçınızın da yardıma ihtiyacı olduğunu gösteren en önemli beş işaret:
Rodero, kepekli saç derisinin müşterilerinin en sık şikayet ettiği ama en çok yanlış anlaşılan problemlerden biri olduğunu söylüyor. Pek çok kişi saç derisindeki pullanmanın kuru deriden kaynaklandığını sanıyor ve bu nedenle saçlarını daha az yıkamaya başlıyor. Ancak bu yaklaşım, sorunun kökenine inmiyor.
Rodero şöyle açıklıyor: “Kepek, kafa derisinde doğal olarak bulunan Malassezia furfur adlı mantarın çoğalmasıyla ortaya çıkıyor. Bu mantar arttığında mikrobiyotada dengesizlik oluşur ve kepek ya da seboreik dermatit meydana gelir.”
Saçları daha az yıkamak, mantarın kontrolsüzce çoğalmasına neden olarak pullanmayı artırır. Rodero, “Her gün ya da gün aşırı saç yıkamak bu sorunu büyük ölçüde azaltır” diyor ve seboreik dermatiti tedavi eden şampuanları öneriyor. Bu şampuanlar, kafa derisini temizlemeye yardımcı olan ve yağ üretimini belirli bir seviyeye kadar dengeleyen keratolitik bileşenler içeriyor.
Rodero’ya göre en yaygın kullanılan aktif bileşenler pirokton olamin, siklopiroks olamin, selenyum sülfür ve salisilik asittir. Bunlar tek başlarına veya birlikte bulunabilir. Klinik deneylere göre en etkili bileşen pirokton olamin olduğundan, kepek karşıtı ürünlerde ilk olarak bu maddeyi aramak gerekir.
Yağlı saçlar için en iyi çözümün daha az yıkamak olduğunu duymuş olabilirsiniz. Ancak bu da yanlış bir inanış. Rodero’ya göre yağlı saçların oluşumu büyük ölçüde hormonlarımızla ilgilidir, bu nedenle kontrol edilmesi oldukça zordur. Üstelik saçı az yıkamak, durumu daha da kötüleştirebilir.
Rodero, “Bu durum, daha yağlı bir kepek türü olan seboreik dermatite yol açabilir. Saç derisinde küçük sarımsı plaklar şeklinde birikir” diye açıklıyor. Bu yüzden saçlar sık sık, dönüşümlü olarak yağlı saçlara özel bir şampuan ve nazik bir şampuanla yıkanmalıdır.
Ayrıca, çok yağlı saç derisiyle uğraşırken saç derisi peelinglerini fazla kullanmaktan kaçınılmalıdır. Rodero, “Bu ürünler agresif olabilir ya da saç köküne zarar verebilecek şeker veya tuz granülleri içerebilir. Peeling yapmak istiyorsanız, salisilik asit veya alfa hidroksi asit (glikolik ya da laktik asit gibi) içeren granülsüz ürünleri tercih edin. Özellikle seboreik dermatitiniz varsa, bu oldukça önemlidir” diyor.
İncelen saçlar, saçın yardıma ihtiyacı olduğunu gösteren bir işaret olmasına rağmen çoğunlukla göz ardı edilir. Oysa bu durum, androgenetik alopesi gibi ciddi bir sorunun habercisi olabilir. Genellikle bu durumu mevsimsel değişimlere ya da yaşlanmaya bağlarız. Ancak Rodero, “Beklemek büyük bir hatadır çünkü zamanında müdahale edilirse geri döndürülebilir” diyerek uyarıyor.
Bu noktada bir uzmana, bir dermatolog ya da trikologa, başvurmak şarttır. Trikolog, saç dökülmesinin nedeni olarak kronik saç dökülmesi, beslenme eksiklikleri (özellikle demir eksikliği) veya başka bir hastalığın olup olmadığını belirleyebilir.
Rodero ayrıca hormonlar ve stresi de suçlular arasında sayıyor: “Saç folikülü çok yoğun hücresel aktiviteye sahip olmasına rağmen vücudun önceliği değildir. Vücut başka stres faktörleriyle meşgul olduğunda, besinleri de o doğrultuda yönlendirir.”
Uçlarım kuruduğunda genellikle “onarım” vaat eden ürünlere yönelirim. Ancak Rodero, kırık uçların ve saç kırıklarının tek çözümünün kesim olduğunu belirtiyor: “Onları kesmeli ve sağlıklı bir saç bakım rutiniyle baştan başlamalısınız. Bu, ürün kullanmamalısınız anlamına gelmiyor; ama asıl mesele onarmak değil, önlemektir.”
Rodero, saçlarda üç tür hasar oluşabileceğini söylüyor: mekanik, çevresel ve kimyasal. Mekanik hasar çoğunlukla fark edilmeden olur; örneğin saçımızı ovalayarak yıkarken. Rodero, “Saç telini ovalamaktan kaçının. Parmaklarınızı kafa derisinde aynı yönde kaydırarak uygulama yapın, dairesel hareketlerden uzak durun” diyor.
Ayrıca, su saç telini zayıflattığı için saçınızı yıkarken harcadığınız süreyi de azaltmanız gerekir. Rodero, “Bu durum ‘saç yorgunluğu’ olarak bilinir – saç, sürekli suya maruz kaldığı için adeta tükenmiş hale gelir” diyor.
Saç uçlarındaki küçük beyaz noktalar trikoptiloz (ya da trichorrhexis nodosa) olarak adlandırılır ve gelecekte kopma yaşanacağının göstergesidir. Rodero, “Bu, kütikülün zarar görmesiyle oluşur. Zayıf keratin tabakası ortaya çıktığında, saç telinin kırılması çok daha kolay hale gelir” diye ekliyor.
O sinir bozucu kabarma başladığında genellikle suçlu olarak saç kurutma makinesini görürüz. Bu yüzden saçın doğal yolla kurumasına izin veririz. Ancak bu da bir hata. Rodero, “Saç kurutma makinesini düşük sıcaklıkta ve saçtan yaklaşık 25 cm uzaklıkta kullanmalısınız. Aksi halde saç zayıflar ve daha kolay kırılır. Bu da uzun vadede daha fazla kabarmaya yol açar” diyor.
Rodero, düz saçlı bireylerin, saçın uçlarına doğru yüksek hızda kurutma yaparak saç kalitesini artırabileceğini belirtiyor. Ayrıca, “Islak saçla yatmak, saçın zayıflamasına veya seboreik dermatite neden olabileceğinden kesinlikle kaçınılmalıdır” diye ekliyor.
Kıvırcık saçlar için en iyi yöntem, difüzörle orta güçte kurutmadır. Rodero, “Hacim istiyorsanız başınızı öne eğerek kurutabilirsiniz. Bu size zor geliyorsa, difüzörü saçın köküne yaklaştırın, saçınızı hafifçe sıkıştırarak sabit tutun ve kuruyana kadar bu şekilde bırakın” diyor. Ayrıca, difüzörle kuruturken cihazı sürekli hareket ettirmemenin önemine dikkat çekiyor. Kıvırcık saçların daha kırılgan olduğunu ve bu nedenle hasar görmüş saç gibi dikkatle bakım gerektirdiğini de hatırlatıyor. Başka bir deyişle, bu saç tipi azami özen ister.