Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
80’lerin Yves Saint Laurent’i, Chanel’in ilk Karl Lagerfeld dönemi ve çokça taşkınlık! Yaklaşık 1 buçuk saatlik bir gecikmeyle başlayan Marc Jacobs 2019 İlkbahar/Yaz koleksiyonunu bu üç başlık altında özetleyebiliriz. Hayatının yarısını modaya adayan bir tasarımcı için fazlasıyla iştahlı bir koleksiyonla karşı karşıyaydık. Defilenin geç başlaması eleştiri oklarına hedef olabilir fakat bu eleştiriler Jacobs’ın uçlardaki tasarım vizyonuna leke düşürmemeli. Onun içindeki çocuğu besleyen, hayalperest ve maceracı keşif duygusu her parçada kendini belli etti. Köpüren kumaşlar, devasa tüyler, dalgalı yakalar ve teatral bir duruş. 2018-19 Sonbahar/Kış koleksiyonundaki edebi dilin devamı gibi okuyabileceğimiz bu koleksiyon hayal kurabilen bağımsız kadınlar için. Perakende sektörü her ne kadar Jacobs'ın son dönemde koleksiyonlarını satış kaygısı gütmeden hazırladığını düşünse de, onun New York Moda Haftası’nın kreatif lokomotifi olduğunu unutmamak, hatırlamak lazım!
Rodarte tam iki sezon sonra New York Moda Haftası’na geri döndü, hem de peri masallarını andıran bir defileyle. Sezon ötesi bir koleksiyon hazırlayan Kate ve Laura Mulleavy 2019 İlkbahar/Yaz koleksiyonu için trendlerden bağımsız feminen elbiseler üzerinde çalışmışlar.
Fırfırlı deri kumaşlar, kroşe örgülü fraklar ve salınan ipek elbiseler… Tüm bunlara çiçeklerden ilham alan floral desenler de eklenince, yeni sezonun en romantik tasarımlarıyla karşı karşıya olmamız kaçınılmaz!
Geçmişe yolculuk dendiğinde akla ilk gelen tasarımcılardan biri Zimmermann. Avustralya televizyonlarında Number 96’nın rekor kırdığı 70’li yılları hatırlayalım... O dönemin şartlarına göre son derece yenilikçi ve kışkırtıcı sayılabilecek bu program, Nicky Zimmermann'ın hayal gücüne nüfuz edebilmiş. Örneğin, eşcinselliği açıkça konuşarak o zamanın tabularını yıkabilmiş...
Zimmermann 2019 İlkbahar/Yaz koleksiyonu da tıpkı Number 96 gibi arsız ve küstah bir cesaret ve çekicilik sunuyor. Hem seksi hem bohem tasarımların yer aldığı koleksiyon, yeni sezonu karakterli parçalarla karşılamaya davet etmekle kalmıyor, kadınları kendi güçlerini keşfetmeye de teşvik ediyor.
"Kadınların ve erkeklerin kendilerini güzel hissetmeleri için tasarımcı oldum!"Tom Ford’un tasarım vizyonunu anlamak için, kendisine ait olan bu cümlenin altını çizmek şart. Tasarımlarını giyen herkesin olduğundan daha uzun ve daha zayıf görünmesini isteyen Ford, 90’ların ortasından günümüze seksi, baştan çıkarıcı ve ihtişamlı koleksiyonlarla karşımızda.
Ön sırada oturan Tom Hanks, Henry Golding ve Cardi B. gibi ünlüleri es geçip koleksiyonun genel hatlarına odaklanırsak, Ford’un ilhamını 1920’lerin Berlin’i ve kendi Gucci döneminden aldığını söyleyebiliriz. Korselerle birleştirilmiş etek takımlar, Mösyö Laurent’in modaya kazandırdığı Le Smoking’in Ford’un ışıltılı dünyasına uyarlanmış hali ve 70’lerin jarse elbiseleri… Hepsi de siyah, beyaz, ten rengi nüanslar ve eflatun tonlarında.
New York Moda Haftası’nda tanıtılan coşkulu ve dinamik koleksiyonlar arasından zarif ve yalın çizgisiyle sıyrılan tasarımcı Gabriela Hearst oldu. Kaşmir ve ipek yün gibi kumaş alternatifleriyle minimalizme daha lüks bir bakış açısıyla yaklaşan tasarımcı, modern kadınlara konforlu ama bir o kadar da estetik bir dille sesleniyor.
Madison Avenue’deki Carlyle Hotel’de açacağı ilk butiği, Londra ve Hong Kong’da planladığı yatırımlarını da hesaba kattığımız, Hearst’ün başarılı bir sezon geçireceğini şimdiden ön görüyoruz.