Bu kadın tasarımcıların moda dünyasına girişleri ve modaya bakış açıları da ilgi çekici.

'En güzel elbiseli hamile kadın olma' tutkusu sayesinde tasarımcı olan Sonia Rykiel, "İzlediğim ya da duyduğum her şey işimin bir parçası oluyor," diyor.

Punk akımının büyükannesi Vivienne Westwood'un her koleksiyonda çıkış noktası kesimler ve kumaşlar. Podyumda cinsiyetlerle oynamak ise vazgeçilmez nosyonlarından.

Diesel Black Gold serisinin kreatif direktörü Sophia Kokosalaki kariyerine Atina'da asistan olarak başlamış. "İlk yıllarım gazetecilik ve erkeklere ilgi duyarak geçti" diyen tasarımcı kısa zamanda onlarca fikir yaratmaktan keyif alıyor.

1989 yılında bir mücevher serisiyle tasarım yolculuğuna başlayan Isabel Marant'ın en büyük ilham kaynağı sokak ve günlük yaşam. Hedefi, abartıya kaçmadan stilini konuşturan kadınlar yaratmak.

Kaliforniyalı kardeşler Laura ve Kate Mulleavy (Rodarte), en başından beri kendi koleksiyonlarını hazırlıyorlar. Modanın kişisel bir şey olduğunu belirten ikili kendi tasarımlarını giymemeyi tercih ediyor.

Chloe'nin tasarımcısı Hannah MacGibbon, orijinal olmanın altını çiziyor ve ekliyor "Benim koleksiyonlarımın çizgisi fanteziden çok gerçeğe yönelik."

Kariyerine modellikle başlayan L'Wren Scott, moda eğitimi almayı çok istemiş. Ancak modelliğin açtığı kapıdan geçtikten sonra tasarım kariyeri şekillenmiş. Sanat ve seyahat tasarımlarında her zaman çıkış noktası.

Sadece kendi tasarımlarını giymesiyle tanınan Stella McCartney, modayla ilk tanışıklığını 12 yaşında Jean Muir'le geçirdiği bir gün olarak hatırlıyor.

İlk kez New York'ta Sherri's Boutique'te iş hayatına atılan Donna Karan'ın babası bir terzi, annesi ise showroom modeliymiş. Karan'a göre bir kadını giydirmek için onu her yönüyle ele almak gerekiyor.

Frida Giannini'nin moda dünyasına girişi Fendi'yle oldu. Gucci'nin proporsiyonlara odaklanan silüetlerini yaratan Giannini için güçlü, entelektüel ve güzel kadınlar ilham kaynağı.

Çılgın tasarımcı Zandra Rhodes'un modayla ilk ilişkisi Sylvia Ayton'la başladı. Hemen ardından kendi markasını kuran Rhodes, Diane Vreeland sayesinde Amerikan ve İngiliz Vogue'larında yer aldı.

İnsan portreleri çizerken beden ve elbise ilişkisini kurmaya başlayan Ann Demeulemeester (sağda) için moda bir iletişim kanalı. Belçikalı tasarımcı da sadece kendi tasarımlarını giyen isimlerden.

İskoç örme markası Queene&Belle'de çalışmalarına başlayan Holly Fulton, Lanvin'in ardından kendi markasını yarattı. Modayı zalim bir metrese benzeten Fulton'ın ilhamı pop-art, art-deco, aborin sanatı ve arkadaşlarından geliyor.

Tasarımcı Zoran'ın yanında çalışmalarına başlayan Tory Burch, 2001'den beri kendi markasının başında. Felsefesi, spor ve gündelik tarzı şık bir şekilde ama uygun fiyatlarla yaratmanın gerekliliği.

Kardeşi Gianni ile moda sektörüne giren Donatella Versace için moda bir tutku. Işıltılı ve seksi olduğu müddetçe, abisinin çizdiği Versace kadını çizgisini korumanın önemine inanıyor.

Maria Grazia Chiuri (Valentino), küçük bir İtalyan markası olan Lamos'la işe başladı. Filmlerin ve kitapların onu çok etkilediğini söyleyen Chiuri için en önemli kanaat lideri Anna Fendi.

2008 yılında NEWGEN ödülünü alarak markasını kuran Yunan asıllı Mary Katrantzou, bugün Longchamps dahil pek çok markaya destek veriyor. (@Getty Images Türkiye)

Kadınların farklı yönlerini ortaya çıkarmaya çalışan Miuccia Prada, her koleksiyonda yenilikçi bir yaklaşım sergiliyor. Koleksiyonlarının amacı bir kadının yaşamının tüm yönlerini yansıtması, bazen fantezi bazen sorumluluk bilinciyle...