Amber Valletta & Carolyn Murphy'den 5 Soruda Birlikte Olmanın Gücü

Birlik ve beraberliğin, aile ilişkilerinin ve dostluğun ön planda olduğu Mango'nun "Together" kampanyasının yüzleri Amber Valletta & Carolyn Murphy ile birlikte olmanın gücünden konuştuk. Karşınızda ünlü aktris ve modelin yıllardır süren dostluğununun perde arkası. 

Mango 2018-19 Sonbahar/Kış Kampanyası

Tam olarak nasıl tanıştınız ya da arkadaş oldunuz?

Amber: Daha bugün bundan bahsettik! Çok uzun zaman önceydi. 20 yıl oldu. Caroline’i ilk gördüğümde onun çok değişik ve uçuk gözüktüğünü düşünmüştüm. Diğer yeni kızlardan çok farklıydı. Saçların o kadar kısaydı ki! Çocuklarımız aynı yaz okuluna gittiler. Çok iyi anlaştılar ve sonra biz de çok iyi anlaştık. Sonra da yıllar içinde her zaman birbirimize rastladık. Ama son 2 ya da 3 yıldır aramızdaki bağ daha da güçlendi. Şimdi gerçek bir arkadaş olduğunu düşünüyorum.

Caroline: Evet bugün konuştuk. Amber’ı ilk gördüğümde Paris’teydim. Elle dergisine kapak olmuştu. Saç modeli çok güzeldi ve bir meleğe benzetmiştim onu. Ama sanırım bir defilede tanıştık. Sanırım o sıralar saçımı yeni kestirmiştim. 1994 ya da 95 yıllarıydı. Birlikte yaşlandık! Artık her şeyden konuşabiliyoruz. Annelik, çocuklar…

O zaman sizin için arkadaşlık ne demek? Tanımını yapar mısınız? 

Caroline: Ben arkadaşlığı koşulsuz olarak tanımlarım. Koşulsuz bir birliktelik gibi. Aslında bu konuda çok konuşmama gerek yok çünkü tam yanımda Amber var! Güvenebileceğin birisinin olması. Sürekli olarak konuşma gereksinimi duymamak. İnsanların bizi sevmeleri için çok uğraşıyoruz ve daha sonra insan buna alışıyor. Bu yüzden duvarları yıkabilmek iyi geliyor. Bir hikayeniz oluştukça da güven oluşuyor. 

Amber: Sanırım yaşlandıkça birlikteyken kendim olabilmeyi daha da çok sevmeye başlıyorum. Hislerimi kolayca söyleyebiliyorum. Duvar örmek zorunda olmamak demek arkadaşlık. Duvarımı indirebildiğim zaman da güvenebildiğimi gösterebiliyorum. Alıngan olmuyorum ve eğlenceli oluyorum. Gülmeyi ve güldürmeyi çok seviyorum. Arkadaşlık benim için gerçekten çok önemli

Aranızdaki en güzel anıyı anlatır mısınız?

Amber: Bir tanesi annelerimiz aynı gün doğduğunu keşfettiğimizdeydi. Akraba olduğumuzu düşünmeye başlamıştık. İkimizin de kökenleri aynı. Amerikalı Kızılderili, çeroki... Sonra da annelerimizin doğum günlerini öğrendik. Ve kesinlikle akraba olduğumuzu düşünmeye başladık!

Caroline: İtalyan, Amerikan Kızılderili, İskoçyalı, İrlandalı. Bunu hatta eskiden de duymuştum birkaç kere. İnsanlar bana Amber diye geliyorlardı ben de şaşırıyordum.

Peki bize sizin için birliktelik nedir onu anlatır mısınız?

Amber: Beraberlik, birliktelik benim için çok basit. Beraber anılar yaratmak. Yemeklere giderek, oyun oynayarak, ihtiyaçları olduğunda yanlarında olarak ya da ölüm anında. Bu biraz çılgınca gelebilir ama bir insan dünyaya gelirken nasıl karşılıyorsanız tam tersi olduğunda da bunu yapmak lazım.

Caroline: Bence doğru söylüyorsun. Bence yine koşulsuz sevgi ile ilgisi de var. Birlikte vakit geçirmek ve sevdiğin insanları sana yakın tutmak. Her zaman eğlence ile ilgili olmasına da gerek yok. Her şey sosyal medyadaki gibi değildir. Bu anları özel tutmak da gerekir ve aileniz ve arkadaşlarınızla bir ritüel yaratmak gerekir. Belki de birlikte kayağa gitmeliyiz!

Bu cümleyi tamamlar mısınız? Birlikte… daha iyiyiz…

Amber: Her zaman birlikte daha iyiyiz. Yalnızlık güzel değildir. Birlikte olunca mesela gülmeyi bile paylaşmak daha güzel oluyor. 

Caroline: Yani bazen yalnız kalmaya ihtiyacım oluyor ama birlikte olmak tabii ki daha iyi.

Hayatınızı hangi mottoya göre yaşıyorsunuz? 

Amber: Hayat mottom mu? Anı yaşa.

Caroline: Evet hatta bu isimde çok güzel bir şarkı da var; Ray LaMontagne- Be Here How. Benimki sanırım şöyle bir şey: yaşa, gül çok basit aslında. Ama anı yaşamaya ben de katılıyorum.