Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
İki New Yorklu tasarımcının, ilk başta hafif görünen koleksiyonları aslında çok daha derin anlamlar taşıyor.
Joseph Altuzarra, bu sezonun limon desenli ceketlerine ve kirazlı eteklerine gönderme yaparak, "Bu sezon, koleksiyonum biraz meyve salatası gibi!" diyor.
2017 yaz sezonu için hazırladığı bu bol meyveli koleksiyon, Altuzarra'nın şu zamana kadar sunduğu en hafif koleksiyonu. İlham kaynağı ise David Lynch'in 1990 yapımı filmi "Wild at Heart". Tasarımcı koleksiyonunu, "romantizm ve kitsch'e getirdiği modern yorum" olarak nitelendiriyor ve koleksiyonun aynı anda hem neşeli hem de şaşaalı ve erotik olmasını amaçladığını belirtiyor.
Fotoğraf: Indigital
Bu, bir yaz koleksiyonu olduğu yoğun olarak hissedilen, kalem eteklerin üstündeki fırfırlı bluzlar, meyveli süslemeler; kirazlar, ananaslar ve yaban mersinleriyle süslü organza elbise için çok iddialı bir söylem.
Ama şunu söyleyebilirim; koleksiyon, dünyanın sorunlarına ve zorluklarına rağmen mutluluk şarkıları söylüyor. Ayrıca, koleksiyonu yakından inceleme fırsatı bulduğumda ilk başta "hafif" olarak nitelendirdiğim kıyafetlerin altında ciddi bir emeğin yattığını ve içinde birçok detay barındırdığını fark ettim. Meyveli desenler, sadece Dolce & Gabbana'dan tanıdık olduğumuz değil aynı zamanda Brezilya'dan Los Angeles'a kadar birçok şehrin anacaddesinin vitrinlerinde sık sık rastladığımız türden süslemeler.
Ama Altuzarra'daki süslemelerin el işçiliği, bu işlemeleri diğerlerinden çok daha farklı bir yere yükseltiyor. İlk başta kot kumaşı gibi gözüken kumaşa yakından baktığımda kendisine kot efekti verilmiş yılan derisi olduğunu fark ediyorum, sonrasında da üstüne limon desenleri işlenmiş. Bunca fazla işleme ve detaya rağmen kıyafetlerin bir yaz rüzgarı kadar hafif gözükmesi, büyük bir başarı.
Aynı şey, üzerine ananaslar ve limonlar işlenmiş, bulut gibi gözüken organza elbise için de geçerli. Koleksiyon boyunca, kırıştırılmış pamuk kumaşlara fırfır efektleri verildiğini görüyoruz ve kalem eteklerden örgülere kadar bütün koleksiyonun maskülen ve feminen vücut kıvrımları baz alınarak şekillendirildiğini fark ediyoruz.
Fotoğraf: Indigital
Tasarımcı, koleksiyonu tasarlamaya başlamadan önce Palm Springs'teki Elvis malikanesini ziyaret etmiş ve bu ziyaret ona fazlasıyla ilham vermiş. "Kötü zevkler ve kitsch tarzını, en iyi ve en pahalı şekliyle yansıtmak istedim," diyor. Bense, bu Altuzarra koleksiyonunu dijital dünyada son derece cesur ve kişisel bir duruş olarak nitelendiriyorum.
Tiril tiril ve günlük gibi gözüken kıyafetler üzerinde aslında son derece yoğun bir çalışma yapılmış. Olgun kiraz işlemeleri yakından, online'da gözüktüğünden çok daha çekici gözüküyor.
PrabalGurung: Akışkan Feminism
Bütün Manhattan podyumlarında seksi, dar elbiseler ve kısacık şortlar gördüğümüz bu günlerde, oldukça duygusal bir girişle başlayan Prabal Gurung defilesi, güçlü bir feminist mesaj taşıyordu. Defile notlarında, " 'Ne kadar yükselirsen orada o kadar az kadın görürsün' görüşünü haksız çıkarmak için çok emek vermiş anneme," yazıyordu.
Fotoğraf: Indigital
Bu nottan, feminist bir koleksiyonla karşılaşacağımı anlamıştım zaten. Ama kıyafetler son derece yumuşak ve mütevazıydı, Prabal bunu, "modern feminisim" olarak adlandırıyor.
Defile, Prabal Gurung'un en güzel tasarımlarından birkaçıyla başlıyor: pembe tonlarındaki kaşmir sweater'lar, omuzdan düşen örgü işleri. Bunların hiçbiri vücuda aşırı derecede yapışmıyordu. Finalde çıkan siyah maskülen pantolon takımıyla sanki feminizimin son halinden başlangıcına kadar bir yolculuk yapmış gibiydik. Tasarımcı, zarif bir şekilde kapalı giyinmeye dair modern bir koleksiyon sunuyordu.
Fotoğraf: Indigital
Diz altı boyundaki elbiselerin veya rahat hareket edebilmek için hafifçe yırtmaç verilmiş etekler, tasarımcıyı böyle bir tarzda giyinmek isteyen kadınlar için bir kurtarıcı konumuna ulaştırıyor.
Yumuşacık sweater'lardan sanatsal etek ucu desenlerine kadar kadınlara birçok çözüm sunan Prabal, kadınları Gloria Steinem tarzında giydirmek için kendini adadığını söylüyor: diş göstermekten kaçınmayan bir feminenlik.
Fotoğraf: Indigital
Tıpkı Altuzarra'nın ilk başta iddialı gözüken söylemi gibi, Prabal Gurung'un basit Amerikan spor giyimi görünüşlü koleksiyonu için de bu söylem ilk başta biraz iddialı geldi. Ama amacını, "bir kadının dış görünüşünden çok daha derin olan karmaşıklığını kutlama" amacı taşıdığını söyleyen bir tasarımcıyı kim sevmez ki?