Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Doğu Karadeniz’de sıra dışı bir sanat kurumu, Baksı Müzesi. Kırgız Türkçesinde şifacı, koruyucu manasına gelen bir şaman sözcüğü olan “baksı”, yaklaşık 500 kişilik nüfusuyla müzenin sınırlarında yer alan Bayraktar Köyü’nün eski adı. Sanatçı ve akademisyen Hüsamettin Koçan tarafından 2010 yılında kurulan müze, Çoruh Vadisi’ne bakan bir tepede konumlanıyor. Yazlık sinema etkinliklerinden konserler dizisine farklı disiplinleri barındıran programında, çağdaş sanat ile geleneksel sanatlar iç içe. Bu yılın etkinlik takvimindeki dikkat çeken sergi ise Nuri Bilge Ceylan’ın 2003-2013 yılları arasında ürettiği fotoğraflarını içeriyor. Mayıs ayında açılan ve 25 Ağustos’a kadar sürecek Nuri Bilge Ceylan Baksı’da başlıklı sergi, yönetmen, senarist ve sanatçı Ceylan’ın derinlikli Anadolu tahayyüllerine odaklanıyor. Kırsal üzerine düşünen ve hem filmlerinde hem fotoğraf çalışmalarında taşra hayatını katman katman tahlil eden sanatçının işlerinin, merkez-dışı bir sanat mekanında sergilenmesi ayrıca anlam taşıyor.
Danimarka’nın en çok ziyaret edilen uluslararası sanat kurumlarından Louisiana Modern Sanat Müzesi, deniz kıyısında konumlanan dikkat çekici mimarisi ve yapıyı çevreleyen muhteşem doğasıyla nadir özellikleri bir arada barındırıyor. İsveç manzaralı müze, İkinci Dünya Savaşı sonrasından günümüze uzanan 3500 eserlik zengin koleksiyonuyla yılda ortalama altı ila on serginin gerçekleşmesine olanak tanıyor. 2019 yaz programında, toplumsal cinsiyet rollerini irdeleyen eserleriyle tanınan Avusturyalı sanatçı Birgit Jürgenssen’in solo sergisi var. 14 Haziran’da gösterime giren sergi, 2003 yılında aramızdan ayrılan sanatçının, 1970’lerde feminist harekete dahil olarak kadınların ‘anne’ ve ‘ev kadını’ rollerinden özgürleşmesini talep eden çarpıcı işlerini içeriyor. Birçok sanatseverin hatırlayacağı, kuzine giymiş genç kadın fotoğraflarından oluşan Ev Kadınlarının Mutfak Önlüğü (Hausfrauen – Küchenschürze, 1975) başlıklı ironik eser de “Birgit Jürgenssen. Ich Bin” başlıklı sergiye dahil. Louisiana’ya yolunuz düşerse, 22 Eylül’e dek devam edecek serginin yanı sıra Jean Arp, Henry Moore ve Alexander Calder gibi sanatçıların heykellerinin daimi olarak sergilendiği müze bahçesinde ‘kaybolmayı’ unutmayın.
1992’de açılan modern sanat odaklı Museo Reina Sofia, adını İspanya kraliçesi Sofia’dan alıyor. Müze, 20. yüzyılın en önemli sanatçılarından Dali ve Picasso gibi isimlerin beraberinde İspanya merkezli sanatın başat eserlerini barındıran koleksiyonu ve uluslararası sergileriyle, modern ve çağdaş sanat alanlarında en çaplı müzelerden biri olma niteliği taşıyor. Reina Sofia, yaz boyunca Tetsuya Ishida, Miriam Cahn, David Wojnarowicz gibi sanatçıların sergilerini izleyicilere açıyor. Müzenin düzenlediği bir diğer sergi var ki, mekanı Madrid’in dev şehir parkı Retiro’ya uzanıyor. Heykel sanatının gizemli ismi Charles Ray’in merak uyandıran, tuhaf ancak garip biçimde çekici çalışmaları, Four Patterns başlıklı sergi ile yeşilliğin kalbindeki camdan saray Palacio de Cristal’de 8 Eylül’e dek gösterimde. Daha önce Documenta ve Venedik Bienali gibi mecralarda işleri gösterilen sanatçının belki de en bilindik eseri, her biri çıplak şekilde ayakta duran anne, baba ve onlarla aynı boyda iki çocuktan oluşan Family Romance (1983). Reina Sofia’ya uğramışken Picasso’nun Guernica’sına yakından bakmayı da unutmayın.
Yalnızca ressamlarıyla değil, rafine çiçekçilik kültürüyle de sevenlerini tesir altına alan Hollanda’nın, bu iki geleneğinin birleştiği nokta Rijksmuseum. Mimarisi Pierre Cuypers tarafından tasarlanan ve 1885’te hizmete açılan müzenin koleksiyonunda 8 bin sanat eseri ve tarihleri 1200’lere uzanan 1 milyon obje bulunuyor. Hollanda’nın en büyük ve en çok ziyaret edilen müzesi unvanını taşıyan Rijksmuseum’un düzenli peyzajıyla her mevsim göz alan bahçesinde de sergiler gerçekleşiyor. Daha önce Joan Miro, Henry Moore ve Jean Dubu et gibi sanatçıların eserlerine ev sahipliği yapan bu bahçe, bu kez dev örümcekleri ve spiral heykelleriyle tanınan Fransız sanatçı Louise Bourgeois’yı konuk ediyor. Ziyaretin ücretsiz olduğu açık hava sergisinde, sanatçının 1940’lardan 2000’lere uzanan kariyerinden on iki işi yer alıyor. 25 Mayıs’ta açılan sergi, 3 Kasım’a dek sürecek.
İstanbul Boğazı’nın en güzel semtlerinden Emirgan’da konumlanan Sakıp Sabancı Müzesi’nin ana binasının tarihi 1920’lere dayanıyor. Yapı, Mısırlı Hidiv ailesinden Prens Mehmet Ali Hasan’ın talebiyle İtalyan Mimar Edoardo de Nari tarafından tasarlanmış. 1951 yılında Hacı Ömer Sabancı’nın satın aldığı mekan, ön cephesine yerleştirilen Louis Doumas yapımı at heykelinden dolayı Atlı Köşk olarak anılmaya başlanmış. On sekiz dönümlük eşsiz bir bahçeye sahip olan müzenin flora yapısı o kadar zengin ki, sahil sekoyasından İskenderiye defnesine, Halep çamından Florida kızılcığına 450’den fazla ağaç formunda bitki barındırıyor. Ai Weiwei, Anish Kapoor, Rus Avangardı gibi sergilere ev sahipliği yapmış müze, yaz aylarında İstanbul’da olanlar için kapsamlı bir program sunuyor. Müzenin yaz takviminde Müzede Yoga, Müzede Caz ve Müzede Sahne etkinliklerinin yanı sıra açık hava sineması ve çocuklar için eğitim programları yer alıyor. Yoga dersleri, 12 Haziran’dan 25 Eylül’e dek devam ederken, Müzede Sahne dahilinde 25-28 Temmuz’da tiyatro, dans ve performans etkinlikleri gerçekleşiyor. Mekan, Müzede Caz kapsamında, 7 Temmuz’da Cyrille Aimee ve Elchin Shirinov Trio konserleri ile İKSV Caz Festivali’ni ağırlıyor. Ağustos ayı, Bahçede Yaz konser serisinin zamanı. Sergi takvimi ise çok yakında açıklanacak.
Seçkin Rönesans resimleri ve Avrupa sanatından alışılmadık heykel ve dekoratif sanat örnekleriyle tanınan The Frick Collection, New York’un karmaşık ve gürültülü atmosferine tezat yaratan geniş bahçeli malikane formuyla ziyaretçilerini 19. yüzyıla götürüyor. Koleksiyonunda yer alan Bellini, Rembrandt, Vermeer ve Goya gibi ustaların eserlerinin yanı sıra düzenlenen geçici sergilerle, klasik dönem ile modern ve çağdaş sanat harmanlanıyor. The Frick, bu birlikteliğin en güzel örneklerinden birini, 30 Mayıs-17 Kasım tarihleri arasında sergilenecek İngiliz heykeltıraş Edmund de Waal enstalasyonlarıyla gerçekleştiriyor. Minimal yaklaşımla ürettiği porselen ve seramik işleriyle bilinen ve daha önce Royal Academy of Arts ve Gagosian Gallery gibi prestijli mekanlarda çalışmaları sergilenen sanatçının enstalasyonları, müzenin kalıcı sergi alanlarında klasik dönem resimlerle birlikte yer alıyor. Tarihsel zıtlığa, eski ve görkemli olanla yeni ve sadeleştirilmiş işlerin birlikteliğine vurgu yapan enstalasyonlar, The Frick’in yenilikçi yaklaşımının bir tezahürü.